Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

SAVUNMA: Davalı vekili, huzurdaki davada tüketici satışı olduğunu, 14/05/2017 tarihinde cihazın kurulum ve tanıtımı yapılarak cihaz hasarsız bir şekilde davacıya teslim edilip aynı gün garantisinin başladığını, davacının şikayetleri üzerine teslim edilen ürünü incelendiğini ve yapılan teknik incelemelerde üründe herhangi bir ayıp tespit edilmediğini bu nedenle huzurdaki davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. İNCELEME VE GEREKÇE: Dava hukuksal niteliği itibariyle, ayıplı çıkan mal nedeniyle ödenen bedelin iadesi ve noter masraflarının tazmini istemine ilişkindir. Uyuşmazlık ayıplı olarak teslim edilen dava konusu bulaşık makinesi nedeniyle ayıbın vasfına nazaran davacının kullanıma ve kabule zorlanıp zorlanamayacağı, ayıbın açık ya da gizli nitelikte olup olmadığı, fesih ve bedel iadesi talebinin somut dosya kapsamına uygun düşüp düşmediği konularında toplanmaktadır. Yapılan teknik inceleme neticesinde dava konusu ......

    TBK'nın 97. maddesi uyarınca karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir. Bu hükmün ayıplı malın bedelinin iadesi sırasında uygulanması zorunludur. Ayıp nedeniyle tüketici sözleşmeye konu malı geri verirken satıcının da aynı zamanda satış bedelini iade etmesi gereklidir. Aksi halde TBK'nın 97. maddesi uyarınca ödemezlik def'inde bulunulabilir. Bu nedenle sözleşmeden dönme halinde birlikte ifa kuralı geçerli olduğundan birlikte ifa kuralı gereği mal bedelinin davacıya iadesine karar verilirken aynı zamanda ayıplı malın davalı-satıcıya iadesi yönünde de hüküm kurulması gerekir....

    Davalı, dava konusu edilen araçta herhangi bir ayıp bulunmadığını ifade ederek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş; davacının istinaf talebi, ... Bölge Adliye Mahkemesi 18. Hukuk Dairesince incelenerek; Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile istinaf edilen kararın kaldırılmasına, davacının davalı aleyhine açtığı sözleşmenin feshi ve misliyle değişim talebi ile bedel iadesine yönelik taleplerinin reddine, ancak davacının değer kaybına yönelik talebinin kabulü ile 6.360,00 TL değer kaybının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin isteminin reddine ve davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen miktar üzerinden yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 8.657,19 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, karar verilmiştir....

      Davacı eldeki dava ile satın almış olduğu aracın motorundaki ayıp nedeniyle yağ eksilttiğini, bu durumun gizli ayıp niteliğinde olduğunu, aracın ayıpsız misliyle değiştirilmesini, bunun mümkün olmaması durumunda, sözleşmenin feshi ile anahtar teslimi fiyatının 14/12/2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle bedelin tahsilini veya aracın onarılmasını ve onarımdan kaynaklanan değer kaybı farkının ödenmesini istemiş, davalı ise kullanıcı el kitabında aracın azami olarak 1.000 Km'de 1 Lt yağ eksiltmesi yapabileceğinin yazdığını, bunun arıza olmadığını, aracın yağ çubuğunun her yakıt alınışında kontrol edilmesi gerektiğini, tüm motorların kullanım şartları ve kullanım sitiline bağlı olarak bir miktar yağ eksilmesi yapabileceğini, yağ seviyesi ekranın görülmesinin arıza değil tam tersine sistemin tam ve sağlıklı olarak çalıştığının göstergesi olduğunu, tehlike arz eden yağ basıncı uyarısının yanmadığını, yağ tüketiminin pek çok etkene bağlı olduğunu, araçta ayıp ve arıza bulunmadığını...

        Buna göre sözleşmenin 27.06.2006 onay tarihine göre 11.4. maddesinde belirtilen sistemin teslim süresi 27.10.2006 tarihinde dolmaktadır. 17.1. maddede kararlaştırılan Borçlar Kanunu’nun 158/II. maddesinde tanımlanan ifaya ekli ceza olduğundan kural olarak sözleşmenin feshi halinde talep edilemez ise de; sözleşmenin 41.1, maddesinde yapılan düzenlemeden yapılması gereken uyarının tebliği tarihinden itibaren geçecek 20 gün sürede dahi gecikme cezasının uygulanacağı kabul edildiği ve bu kabul feshedilemeyen cezalı süre niteliğinde olduğundan sözleşmede aksinin kararlaştırıldığı ve cezalı süre sonuna kadar da gecikme tazminatı istenebileceğinin kabulü gerekir. Yüklenicinin, sözleşme uyarınca gerçekleştirdiği imalât bedeline hak kazanabilmesi için eseri, sözleşme ve ekleri, varsa teknik şartname, proje gibi teknik belgelere uygun olarak tamamlayıp, iş sahibine teslim etmesi gerekir. İşin eksik yapılması halinde gerçekleştirdiği oranda iş bedeline hak kazanır....

          HUMK.nun 433/2 maddesi uyarınca 10 günlük süre geçtikten sonra verilen davalıların temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2- Davacının temyizine gelince; davacı eldeki dava ile satın aldığı bağımsız bölümdeki ayıp nedeniyle ayıp oranında ödediği bedelin iadesi isteminde bulunmuştur. Mahkemece, 20.07.2010 gün ve 2008/737 E., 2010/534 K.sayılı ilk kararda, davanın kısmen kabulüne, ayıbın neden olduğu değer düşüklüğü bedeli olan 23.736,51 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, bu kararı sadece davacı temyize getirmiş, davalılar temyiz etmemiştir. Karar Dairemizin 16.06.2011 gün ve 2010/14578 E., 2011/9579 K.sayılı ilamı ile bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderildikten sonra karar verilmesi gerektiğine işaretle bozulmuştur....

            A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davacı tarafından hak düşürücü nitelikteki ayıp ihbar yükümlülüğü süresine uyulmamış olduğu halde mahkeme tarafından bu hususun değerlendirilmediğini, Dava konusu taleplere ilişkin zamanaşımı ve garanti sürelerinin geçtiğini, Davanın müvekkili şirket yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, araca ilişkin bedel iadesi kararının hakkaniyete uygun olmadığını, fakat aksinin kabul edildiğini, iş bu halde davacı tarafın araçtan elde ettiği faydaların mahsubu gerektiğini, Kaldı ki, 13 yıla yakın bir süredir kullanılmış bir araç için bedel iadesine hükmedilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, zira Satış Sonrası Hizmetler Yönetmeliği uyarınca binek otomobillerin kullanım ömrünün 10 yıl olarak belirlendiğini, dava konusu aracın davanın açıldığı tarihte dahi kullanım ömrünün sonuna gelmiş ve günümüz itibariyle de kullanım ömrünü halihazırda tamamlamış bir araç olması sebebiyle bedel iadesine hükmedilmiş olmasının...

              TBK 475 maddesi gereğince iş sahibinin seçimlik hakları bulunmakta olup davacı tarafça TBK 475/1 maddesi uyarınca iş sahibinin sözleşmeden dönme ve bedelin iadesini isteme hakkını kullandığı, ayrıca TBK'nun 475/3 maddesine göre; tazminat isteminde bulunduğu, dava konusu olan asansörlerin 2 yıl garanti süresi içerisinde sökülmesi nedeniyle bedelin iadesinin gerektiği anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki sözleşmenin ticari satım ve eser sözleşmesi hükümlerini içeren karma bir sözleşme olduğu kabul edilmiştir. Sözleşmenin 6.maddesi ile 24 ay garanti süresi verilmiş ve bu süre içinde ayıp ihbarında bulunulmuş olmakla ve TBK'nun 478 maddesi uyarınca davalı tarafça ileri sürülen zaman aşımı defi yerinde görülmemiştir....

                Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, sözleşmenin feshi ve bedel iadesi istemine ilişkindir. 2....

                  Davalı vekili, müvekkilinin iadesi istenen mallara ilişkin yapılması gereken tüm ödemelerin yapıldığını, bedel borcu bulunmadığını, kötüniyetli olarak davalının kefaletinden kaynaklı sorumluluğunu yasayı dolanarak borcun ödenmiş olan malların iadesinin istendiğini, sözleşmenin feshi ihtarının haksız olduğunu bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

                    UYAP Entegrasyonu