KARŞI OY 1- Dava, satın alınan araçta maddi ayıp nedeniyle satıcıya karşı ayıp hükümleri, garanti verene karşı ise garanti sözleşmesinin ihlali nedeniyle açılan aynen iade veya bedelde indirim talebine ilişkindir. 2- Somut olayda, davaya konu araçta satımdan sonra ortaya çıkan maddi ayıp bulunduğu, ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu, ayıp ve garanti sözleşmesi nedeniyle süresinde ihbarda bulunulduğu ve dava açıldığı konusunda Daire çoğunluğu ile aramızda bir görüş ayrılığı bulunmamaktadır. 3- Daire çoğunluğu tarafından davanın kabulüne ilişkin İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı davalıların istinaf isteminin reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına dair görüşlerine katılmıyorum. Şöyle ki; 4- 6098 sayılı TBK’nın 227. Maddesi uyarınca satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hallerde alıcı: “1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme. 2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme. 3....
Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir.Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir.Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir."şeklinde düzenlenmiştir. Davacı tarafın davalıya gönderdiği ihtarname ile seçimlik hakkını satış bedelinden indirim şeklinde kullandığı anlaşılmıştır. Taraflar arasında imzalanan bila tarihli sözleşmede, ürünlerin teslim tarihinin belirlenmemesi, ihtarnamede ürünlerin geç teslim edildiğinin ileri sürülmesi, davalı tarafın süresinde ayıp ihbarı yapılmadığı yönünde bir savunmamasının olmaması nedeniyle, ---- ihtarnamesi ile yapılan ayıp ihbarının süresinde yapıldığı kabul edilmiştir....
Noterliğinin 23.10.2017 tarih ... yevmiye numaralı ihtarı ile ayıp ihtarı ve sözleşmeden dönem talebinin iletildiği, ancak davalı taraf Kartal .... Noterliğinin 08.11.2017 tarih ... yevmiye numaralı cevabı ihtarnamesinde araçların hiçbir ayıbının olmadığını beyanla talepleri kabul etmediği; ayıpların devamı ile yapılan ihtar neticesinde davalı tarafın temerrüte düştüğünün kabulünün gerektiği; sonuç olarak, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 1.000,00 TL sözleşmeden dönme ve bedel iadesi ile 1.000,00 TL mahrum kalınan karın ihtarın tebliğ edildiği 25.10.2017 tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir. Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde ÖZETLE; davacının dilekçesindeki noksanları tamamlaması aksi halde davanın usulden reddi gerektiği; zaman aşımı itirazlarının olduğu; ayıp ihbarının yasal süresi içinde yapılmadığı (ayıp açıkça belli ise 2 gün açıkça belli değilse 8 gün içinde); davaya konu aracın davalı ......
Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle; yerel mahkemece bilgisayar mühendisi bilirkişiden alınan 16/05/2022 tarihli raporun denetime açık ve hüküm kurmaya elverişli olmasına, satın alınan cihazdaki ayıbın açık ayıp niteliğinde olmasına, ayıp ihbarının süresinde yapılmasına, davacının ayıplı ifa nedeniyle ayıba karşı tekeffül hükümlerine dayalı olarak sözleşmeden dönme hakkının bulunmasına, sözleşmeden dönülmesi nedeniyle tarafların sözleşme gereğince aldıklarını iade etmelerinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf kanun yolu başvurularının 6100 sayılı HMK'nın 353/(1)-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
sözleşmeden dönme iradesini davalı tarafa noter aracılığıyla bildirdiğini ve 256,26 TL noter masrafı yaptığını ileri sürerek davacı müvekkilinin sözleşmeden dönme hakkını kullandığı gözetilerek 169.920,00 TL sözleşme bedelinin 15/05/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte istirdatı ile sözleşme konusu aracın davalı tarafa iadesine, sözleşmeden haklı sebeple dönen davacı şirketin uğradığı 1.613,26 TL zararın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyli birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Maddeye göre, “Eserdeki ayıp sebebiyle yüklenicinin sorumlu olduğu hâllerde iş sahibi, aşağıdaki seçimlik haklarda birini kullanabilir: 1. Eseri sahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aynı ölçüde aykırı olursa sözleşmeden dönme. 2. Eseri alıkoyup ayıp oranında bedelden indirim isteme. 3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları yükleniciye ait olmak üzere, eserin ücretsiz onarılmasını isteme. İş sahibinin genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır. Eser, iş sahibinin taşınmazı üzerinde yapılmış olup, sökülüp kaldırılması aşırı zarar doğuracaksa iş sahibi, sözleşmeden dönme hakkını kullanamaz”.Kanun koyucu iş sahibine sözleşmeden dönme, ayıbın giderilmesini ya da bedelden indirim isteme hakkını seçimlik haklar olarak tanımıştır....
Bu seçimlik haklarda tüketici; bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Tüketici seçimlik haklarından herhangi birisini kullanabilecektir. Ne var ki, tüketici bu hakkını kullanırken objektif iyiniyet kuralları içerisinde hareket etmek zorundadır. 6502 sayılı Yasa 11/3. maddesinde "Ücretsiz onarım veya ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması halinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir. Orantısızlığın tayininde malın ayıpsız değeri, ayıbın önemi ve diğer seçimlik haklara başvurmanın tüketici açısından sorun teşkil edip etmeyeceği gibi hususlar dikkate alınır." düzenlemesi mevcuttur....
Dava, ayıp nedeni ile sözleşmeden dönme ve bedel iadesi istemine ilişkindir. Davacı davalı şirketten satın aldığı bilgisayardaki ayıp nedeni ile sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinde bulunmuş, davalı vekili ise ayıp iddialarının doğru olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir. İlk derece mahkemesince taraf delilleri toplanmış ve davaya konu bilgisayar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişi raporundaki ayıba ilişkin tespitler doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile alım satıma konu olan bilgisayarın bedelinin davalıdan tahsiline, söz konusu bilgisayarın da davalıya iadesine karar verilmiştir. 6502 sayılı Yasa'nın 11. Maddesine göre; "......
Somut olayda, davacı tarafından sızıntıların meydana gelmesine rağmen davalıya bildirimde bulunulması neticesi davalı tarafından yalıtım gereçleri ile slikon çekilmek vs. surette yapılan işlemlerin davacı tarafından kabul edildiği ve ilk sızıntının gerçekleştiğini gördüğü zamanda davacının sözleşmeden dönme iradesini göstermemesi karşısında, sözleşmeden dönme iradesinden zımnen vazgeçtiğinin mahkememizce kabulü gerekmiştir. Sözleşmeden dönmenin mahkememizce kabulünün mümkün olmamasının anlaşılması karşısında, ayıp nedeniyle davacının talep edebileceği miktarın ne olduğunun uzman bilirkişiler tarafından değerlendirilmesi gerekmiştir....
Davalılardan T3'nin ürünlerin imalatçısı olup, 6502 sayılı yasanın 11.maddesi uyarınca sözleşme dönme talebinin satıcıya karşı yöneltilebileceği, ücretsiz onarım veya misli ile değişim talebinin satıcı ile birlikte imalatçıya karşı da ileriye sürülebileceği, davacı taraf sözleşmeden dönme talebinde bulunduğundan ve mahkememizce de bu seçenek kabul edilerek karar verildiğinden davalı T3 hakkında açılan davanın husumet yokluğu nedeni ile reddine karar vermek gerekmiştir." gerekçesiyle davanın davalı T3 yönünden husumet nedeniyle reddine, davalı Yaprak T5 yönünden kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili tarafından sadece manevi tazminatın reddine yönelik olarak istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Türk Borçlar Kanunu'nun 58. maddesine göre kişilik hakları haksız saldırıya uğrayan kimse manevi tazminat isteyebilir. Aynı Kanunun 114. maddesi delaletiyle sözleşmeye aykırılık halinde de 58. maddenin uygulanacağı tartışmasızdır....