Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Buna göre tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının ayıp nedeniyle gerek bedel iadesi gerek maddi ve manevi tazminat istemlerinin kabulünün, öncelikle ayıbın varlığının davacı tarafından ispat olunmasına bağlı olduğu, alınan 07/06/2021 tarihli bilirkişi raporu kapsamından da dosyadaki mevcut bilgi ve belgelere göre ayıbın varlığına yönelik değerlendirme yapılmasının mümkün olmadığı anlaşılmakla; davacı tarafından ispat olunamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir....

    Buna göre tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde; davacının ayıp nedeniyle gerek bedel iadesi gerek maddi ve manevi tazminat istemlerinin kabulünün, öncelikle ayıbın varlığının davacı tarafından ispat olunmasına bağlı olduğu, alınan 07/06/2021 tarihli bilirkişi raporu kapsamından da dosyadaki mevcut bilgi ve belgelere göre ayıbın varlığına yönelik değerlendirme yapılmasının mümkün olmadığı anlaşılmakla; davacı tarafından ispat olunamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir....

      K A R A R Davacı, davalıdan ... plakalı ... marka, 2006 model araç satın aldığını, sigorta yaptırmak istediğinde aracın pert kaydı olduğunu öğrendiğini, davalıya gönderdiği ihtar ile aracı geri alınması ya da bedelin iadesi istediğini, çekilen ihtarnameye ise davalının cevap vermediğini ileri sürerek araç satış sözleşmesinin feshi ile ayıplı aracın davalıya iadesi ve satış bedeli olan 16.059,00 TL’nin ihtar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tarafına iade edilmesini, bu talebin kabul görmemesi halinde 5.000,00 TL'den aşağı olmamak kaydıyla ayıp oranında bedel indirimi ve bu alacağa ihtar tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile 3.300 TL’nin 29.12.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir....

        iadesi veya ayıp oranında bedel indirimi talep edebilir hükmü doğrultusunda müvekkiline satılan aracının yenisi ile değiştirilmesini ilgili bayiden talep ettiğini, bu talep yerine getirilmediği için 4077 sayılı Tüketici Hakları Kanunu, Türk Ticaret Kanunu ve Borçlar Kanunu çerçevesinde yasal haklarını arayacağını muhataplara bildirmiş bulunduğunu, muhataplardan müvekkiline herhangi bir yazılı cevap ulaşmadığını, göndermiş olduğu ihtarname ile ilgili olarak hem aracı almış olduğu bayiden hemde tumosan firmasından müvekkiline geri dönüş yapılmaması ve can güvenliğinin tehlikeye girmesi gibi endişelerinden dolayı aracın garanti kapsamında olmak kaydıyla yenisiyle değiştirilmesini veya bedel iadesi talep ettiğini, söz konusu aracın bedel iadesini veya ücretsiz yenisi ile değiştirilmesini bunun mümkün olmaması durumunda ise ayıp oranında bedel indirimi yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali ve bedel iadesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalıdan mesken olduğu düşüncesi ile satın aldığı dairenin vasfının tapuda büro olarak göründüğünü, bu durumun düzeltilmesi için davalının taahhütte bulunduğunu ancak tapuda cins tahsisini yaptırmadığını, bu durumun hukuki ayıp niteliğinde olduğunu ileri sürerek sözleşmenin feshi ile davalıya ödemiş olduğu bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davacının tapudaki bu durumu bilerek taşınmazı satın aldığını, davacıya başka daire verilmesi için teklifte bulunulduğunu ancak kabul etmediğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur....

          Otomotiv vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin satım sözleşmesinde aracılık yapması, üretici, satıcı, ithalatçı olmaması ve satış bedelini tahsil eden taraf olmaması itibariyle misli ile değişim ve bedel iadesi gibi yükümlülüklerin müvekkili şirkete yöneltilmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle huzurdaki davanın öncelikle pasif husumet yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, müvekkili şirkete davacı adına yapılmış bir ödeme bulunmadığını, müvekkilinin sadece aracılık yaptığını, davacının TTK ve TBK anlamında aracın güncel rayiç değerini talep gibi bir seçimlik hakkı bulunmadığından talebin reddinin gerektiğini, yasa gereği bedel iadesinin fatura bedeline ilişkin olup davacının aracın rayiç bedelinin tespiti ve tahsili şeklinde seçim hakkı bulunmayıp talebin açıklatılması gerektiğini, ayıp iddialarını kabul anlamına gelmemekle beraber davacının yasanın öngördüğü ayıp ve ihbar yükümlülüklerine uygun davranmadığını, delil tespitinin müvekkilinin gıyabında...

            KARAR Davacı; davalıdan 29.07.2010 tarihinde bir araç satın aldığını, aracı bir süre kullandıktan sonra satmaya karar verdiğini, prensipte anlaştıkları kişinin aracın Nisan 2009 tarihinde Pert kaydı bulunduğunu tespit ederek aracı olmaktan vazgeçmesi üzerine, aracın pert kayıtlı olduğunu öğrendiğini, davalının satış öncesinde bu konuda kendisine bilgi vermediğini, aracın pert kayıtlı olmasının gizli ayıp olarak değerlendirilmesi gerektiğini ileri sürerek; gizli ayıp nedeniyle sözleşmenin feshi ile 52.000,00 TL satış bedelinin satış tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              A.Ş vekili, davacının ayıp ihbarını süresinde yapmadığını, arızanın garanti kapsamında giderilebilecek nitelikte olduğunu, ancak davacının tamiratı kabul etmediğini, araçtaki arızanın sürüş emniyetini engellemediğinden yenisi ile değişim talebini kabul etmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalı Mercedes Benz Türk A.Ş vekili, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını, araçtan faydalanmayı etkileyecek ayıbın olmadığını aracın davacı tarafından kullanılmaya devam edilmesi nedeniyle davanın reddini savunmuştur....

                Mahkemece 2007 yılında verilen ilk kararda, 14 istasyonda tek vardiya işçi çalıştırılmış olabileceği varsayımıyla ayıp nedeniyle uğranılan zarar talebinin 126.819,84 TL’lik kısmının kabulüne hükmedilmiş, iş bedelinin iadesi talebine ilişkin ise herhangi bir hüküm kurulmamıştır. Taraf vekillerinin temyizi üzerine mahkemenin bu ilk kararı Dairemizin 2008 tarihli ilamıyla, iş sahibinin ayıp nedeniyle uğradığı zararın miktarı konusunda hükme esas alınan bilirkişi raporuyla delil tespit dosyasına sunulan bilirkişi raporu arasındaki çelişkinin giderilmesi ve ayıbın ağırlığı belirlenerek ulaşılacak sonuca göre iş bedelinden indirim yapılması veya bedelin tümden iadesine dair bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuştur....

                  -TL bedelle satın aldığı bir adet TV'nin ayıplı olduğu ve ayıbın da gizli ayıp niteliğinde üreticiden kaynaklı olduğunun mahkememizce itibar edilen bilirkişi raporunda belirlendiği, davalı tarafça ayıp süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığı yönünde bir savunma ileri sürülmediğinden bu konuda değerlendirme yapılmadığı, ayıp ihbarının süresinde yapıldığının mahkememizce kabulü gerektiği değerlendirilmiş ve TBK' nın 229. Maddesi uyarınca bilirkişinin raporunda açıklandığı üzere kullanım bedeli düşüldükten sonra davacıya iadesi gereken bedelin 6.594,61.-TL olduğu anlaşılmakla sonuç olarak; davacının ayıplı satıma konu maldan dolayı sözleşmeden dönme hakkını kullanmakta haklı olduğu, olayda TBK' nın 227/4....

                    UYAP Entegrasyonu