Davacı iş sahibi, davalı yüklenici ile yapılan eser sözleşmesine konu imalatın beklenen amaca uygun olarak yapılmamış olması nedeniyle iş bedelinin iadesi ve eksik ve ayıplı ifa nedeniyle ödediği kira bedelinin tazmini isteğinde bulunmuştur. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece işin sözleşemeye uygun olarak yapılmaması nedeniyle dava konusu asansörün davalıya iadesi ile 07.01.2018 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline, vinç kiralama bedelinin müspet zarar kapsamında olduğundan reddine karar karar verilmiş, hüküm her iki taraf vekili tarafından yukarıda belirtilen nedenlerle istinaf edilmiştir. Eser sözleşmesi, karşılıklı edimleri içerir bir iş görme akdidir. Yüklenicinin edimi, eseri meydana getirmek ve iş sahibine teslim etmek, iş sahibinin karşı edimi ise, teslim edilen eserin bedelini ödemektir. Kural olarak, eser sözleşmesi, zorunlu şekil koşuluna bağlı değildir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali ve bedel iadesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalıdan mesken olduğu düşüncesi ile satın aldığı dairenin vasfının tapuda büro olarak göründüğünü, bu durumun düzeltilmesi için davalının taahhütte bulunduğunu ancak tapuda cins tahsisini yaptırmadığını, bu durumun hukuki ayıp niteliğinde olduğunu ileri sürerek sözleşmenin feshi ile davalıya ödemiş olduğu bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davacının tapudaki bu durumu bilerek taşınmazı satın aldığını, davacıya başka daire verilmesi için teklifte bulunulduğunu ancak kabul etmediğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur....
Taraflar arasındaki sözleşme ticari alım satım sözleşmesi olmayıp, eser sözleşmesi niteliğinde olduğundan, TTK ayıp hükümlerinin değil, TBK ayıp hükümlerinin uygulanması gerekeceğinden, davalının 2 ve 8 gün olarak ileri sürdüğü ayıp ihbar sürelerinin uygulanmasının yeri bulunmamaktadır. Gizli ayıp, eserde basit bir muayene ile tesbit edilemeyen, çıplak gözle görülüp saptanamayan, kullanım sırasında ortaya çıkan veya kullanım sırasında gelişen bir durum nedeniyle ortaya çıkan ayıplardır. Bu ayıplarla ilgili 818 sayılı Borçlar Kanunun 359/1 ve 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunun 474/1. maddelerindeki gibi makul bir sürede muayene ve ihbar yükümlülüğüne ilişkin bir düzenleme yoktur....
Mahkemece, davalı ... yönünden davanın reddine ve fakat bu davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, diğer davalı ... yönünden davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm her iki davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davalı ... 17.6.2014 tarihli usulüne uygun verilmiş dilekçe ile temyizden feragat ettiğini beyan etmiş olmakla bu davalının temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Dava, ayıp nedeniyle sözleşmenin feshi, bedelin iadesi ve tazminat istemine ilişkin olup, hakkında ret kararı verilen ve davada kendisini vekil ile temsil eden davalı ... lehine dava değeri üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan ... uyarınca nispi vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, mahkemece davanın terditli olarak açılması nedeniyle arsa sahibi lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup hükmün bozulmasını gerektirir....
Noterliği 20.09.2017 tarih ve ... yevmiye no’lu ihtarnamesiyle davalılara ihtarname keşide etmiş olduğunu, ihtarnamede 7 günlük sürenin verilerek aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi ve davacının bu ayıplardan/arızalardan kaynaklı zararlarının giderilmesinin istenildiğini, ancak tebliğ edilen ihtarnameye davalıların cevap dahi vermemiş olduklarını belirterek aracın öncelikle ayıpsız misli ile değiştirilmesini, mümkün olmadığı taktirde araçtaki arıza/ayıp nedeni ile meydana gelen zarar ve değer kayıplarına istinaden fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 15.000,00 TL’nin davalıdan tahsilini dava ve talep edilmiştir. SAVUNMANIN ÖZETİ Davalı “......
belirtilmesi de yeterli olmadığını, oysa hükme esas alınan raporda bilirkişiler yapılan ayıp bildirimi ile ilgili herhangi bir değerlendirme yapmadıklarını, asla kabul anlamına gelmemesi kaydıyla, bir an için ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu düşünülse bile; davalı, gizli ayıp bildirimini süresinde yapmadığını, bilirkişi tarafından keşif mahalinde ilk kontrol ile tespit edilen bir ayıbın, bilirkişilerce gizli olarak nitelendirilmesi de tutarsız olduğunu, yani, bilirkişilerce sistemin sadece 1 defa kullanılması ile ayıp tespit edilmiş ise de; bu ayıp her nasılsa gizli ayıp olarak değerlendirildiğini, dava konusu sistemin düzgün çalışma oranı hesap verme ilkelerine, bilimsel kriterlere uygun şekilde hesaplanmadığını, hukukçu bilirkişi hatalı tespitlerde bulunduğunu, hukukçu bilirkişiye göre davalının iradesi sözleşmenin feshi değil sözleşmeden dönme olduğunu, bu görüşün hatalı olduğunu, sözleşmeden dönme durumunda; sözleşmeden dönene taraf, sözleşme ilişkisinden vazgeçmekte, sözleşmenin...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi-istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalı şirket elemanlarınca aldatıcı vaad ve taahhütler ile psikolojik baskı uygulayarak 17.9.2005 tarihinde 8600 EURO bedel ile devre tatil sözleşmesi imzalandığını, kendisine cayma bildirim belgesi verilmediğini, tatil hakkını kullanabilmesi için bir davetiye gönderilmediğini, tarafına tatil hakkını kullanmak uzere yer teslimi yapılmadığını, sözleşmenin haksız şartlar içerdiğini ve tesisin yapı kullanım izninin bulunmadığından ayıp olduğunu bu nedenlerle fesih koşullarının oluştuğunu, ileri sürerek, sözleşmenin feshi ile ödediği 8600 euro sözleşme bedelinin faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir....
- K A R A R - Davacı vekili, davacının ticari yat işletmeciliği yaptığını, davalının bayisinden 22.2.2008 tarihinde sözleşme ile yatda kullanılmak üzere fatura karşılığı 2 adet deniz motoru ve 2 adet şanzuman satın aldığını 2008 yılında yatın denize indirilmesinden itibaren motorda arızalanma meydana geldiğini, sorunların çözülmediğini, davalıya olan 68.000 Euro borcun 48.000 Euro’sunun ödendiğini, ödenmeyen borç nedeniyle davalıca takip başlatıldığını, başlatılan takip borçlarını yeniden yapılandırılarak davalıya 3 adet senet ve bir adet çek verildiğini, ... Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma kapsamında 27.4.2011 tarihinde ifade verildiğini ve bu tarihte satın alınan motorların orijinal olmadığının öğrenildiğini belirterek sözleşmenin feshi ile davalıya ödenen 48.000 Euro’nun ödeme tarihinden itibaren faiziyle tahsilini talep ve dava etmiştir....
Sulh Hukuk mahkemesinin ... sayılı dosyası ile dava açılmışsa da, finansal sözleşmenin feshi için mahkeme kararına gerek olmadığı, Finansal kiralama kanunun 23 maddesi gereğince tek taraflı feshedilebileceği sonucuna varıldığından bu davanın takip edilmediğini, ayrıca yine, Karşıyaka ... Noterliğince gönderilen ... y.nolu,... tarihli noter ihtarı ile ... tarihi itibarıyla sözleşmenin fesih edildiği, konusuz kalan senetlerin iadesi istenmiş bu ihtarda ... günü davalı firmanın İzmir şubesine tebliğ edildiğini, tüm bu uyarılara rağmen davalı firma Istanbul ... İcra Müdürlüğünün ......
Sulh Hukuk mahkemesinin ... sayılı dosyası ile dava açılmışsa da, finansal sözleşmenin feshi için mahkeme kararına gerek olmadığı, Finansal kiralama kanunun 23 maddesi gereğince tek taraflı feshedilebileceği sonucuna varıldığından bu davanın takip edilmediğini, ayrıca yine, Karşıyaka ... Noterliğince gönderilen ... y.nolu,... tarihli noter ihtarı ile ... tarihi itibarıyla sözleşmenin fesih edildiği, konusuz kalan senetlerin iadesi istenmiş bu ihtarda ... günü davalı firmanın İzmir şubesine tebliğ edildiğini, tüm bu uyarılara rağmen davalı firma Istanbul ... İcra Müdürlüğünün ......