Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk ( Aile ) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Nafakanın Arttırımı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından nafaka artırım davasının kabulü, kadın lehine hükmedilen manevi tazminat ile tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakaları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle kadın tarafından kendisi ve müşterek çocuk lehine bağımsız tedbir nafaka talebiyle açılan nafaka davasının erkeğin reddedilen boşanma davası ile birleştirildiği, kadının nafaka davasının kısmen kabulüne karar verilip kesinleştiği, bu sebeple kadın tarafından açılan tedbir nafaka arttırım davasının kısmen kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığının anlaşılmasına göre davacı-karşı davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında...

    Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Nafaka-Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından, TMK 197. maddesine dayalı açılan nafaka davası ve tazminat miktarları yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-davacı kadının tedbir nafaka davasına yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 06.04.2005 tarih ve 2005/3-169 esas-2005/235 karar sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Mahkemece münhasıran açılan tedbir nafaka davasında kadının talep etmiş olduğu nafakanın yıllık miktarı 18.000,00TL olup karar tarihinde kesinlik sınırı olan 72.070,00TL'yi aşmadığından 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 362. maddesi gereğince temyiz sınırı altında kalan para alacağına ilişkin karar kesindir....

      Esas sayılı takip dosyası ile nafaka alacağına dayalı ilamlı icra takip başlattığını.......sayılı takip dosyası ile de alacaklı hakkında icra takibi başlatıldığını, söz konusu takip dosyasından alacaklı olduğu takip dosyasına gönderilen müzekkere ile alacaklı olduğu dosyadaki birikmiş nafaka alacağı üzerine haciz konulduğunu ancak birikmiş nafaka alacağına haciz uygulanmasının mümkün olmayacağını belirterek....... 2014/11705 E. sayılı takip dosyasında müdürlükçe verilen 28.01.2016 tarihli haciz kararının kaldırılmasını talep ettiği, mahkemece, birikmiş nafaka alacağının alelade alacak olduğundan bahisle şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır. Niteliği itibari ile nafaka kişinin yaşamını sürdürmek için öncelikli ve zaruri olarak hükmedilen bir para olup, nafaka alacaklısının her ay hükmedilen nafakayı talep etmeyip birikmiş nafakayı tahsil etmesi bu paranın "alelade alacak niteliğine" dönüşmesi anlamım kazandırmaz....

        Benimsenen bu ilkeler doğrultusunda gerek temyiz, gerekse karar düzeltmeler de üst sınır yıllık nafaka miktarıyla belirlenmelidir. Somut olayda reddedilen yıllık nafaka miktarı (1200 TL.) aşmadığından Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/2. maddesi gereğince temyiz edilebilme sınırı altında kalan nafaka takdirine ilişkin karar kesindir. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle miktarı itibariyle kesin hükme yöneltilen temyiz dilekçesinin REDDİNE, oybirliğiyle karar verildi.13.06.2011 (Pzt.)...

          Davalı alacaklı vekili istinaf başvurusunda; müvekkili davalı ile davacı arasında nafakanın dışında edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklı borç ilişkisi bulunduğunu, müvekkiline yapılan edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklı ödemeler ile çocukların hastane okul vb. harcamalara ilişkin yapılmış düzensiz ödemelerin tamamının nafaka ödemesi gibi kabul edilerek müvekkilinin yapılan hesaplamada borçlu çıkartıldığını, vadesi gelmemiş nafakanın ödenmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, vadesinden önce yapılan fazla ödemelerin nafakaya dahil edilmemesi gerektiğini, yine düzenli olmayan ve meblağ olarak nafaka ile uyuşmayan ödemelerin nafakadan mahsup edilemeyeceğini, bilirkişi raporunda açıkça ödemelerin nafaka açıklamasıyla yapılmadığı belirtilmesine rağmen tüm ödemelerin nafaka ödemesi olarak kabul edildiğini, nafaka açıklaması olmayan ve düzenli olmayan ödemelerin nafaka ödemesi olarak kabul edilemeyeceğini, raporun hatalı düzenlendiğini, Ankara Batı 6....

          Mahkemece davacının dayandığı banka kayıtları ve PTT kayıtları da getirtilerek, dosya üzerinde iki kez bilirkişi incelemesi yaptırılmış, ilk bilirkişi raporunda çocuklardan Tutku'nun reşit olmasından sonra nafaka borcunun devam edeceği kabul edilerek ve davacı tarafından yapılan ödemelerin hangisinin nafaka ödemesi olarak kabul edilmesi gerektiği belirlenmeden, borç miktarının hesaplandığı, ikinci bilirkişi raporunda ise, sadece reşit olan çocukla ilgili nafaka alacağı hesabının çocuğun reşit olduğu tarihe kadar hesaplandığı, ancak yine yapılan ödemelerden hangisinin nafaka ödemesi olarak kabil edilmesi gerektiği belirlenmeden hesaplama yapıldığı ve bu durumda ödenmemiş nafaka borcunun bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Mahkemece ilk bilirkişi raporu esas alınarak hüküm verilmiştir....

          Borçlunun itfa itirazının kabul edilebilmesi için ödeme belgelerinde takibe konu alacak (somut olayda nafaka alacağı) için yapıldığına dair açık atıf bulunması zorunludur. Her ne kadar Yargıtay son içtihatlarında; nafaka borçları yönünden yapılan ödemelerin, aylık nafaka miktarına, bu miktara yakın ve düzenli olarak yapılması durumunda, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair atıf olmasa dahi, bu ödemelerin nafaka borcundan mahsubunun hakkaniyet kurallarına uygun düşeceği kabul edilmekte ise de; somut olayda borçlu tarafından sunulan ve nafakadan mahsubu gerektiği iddiasına ilişkin ödemelerin yukarıda açıklanan şekilde yapılan ödemeler olmadığı, birbirini takip eden, düzenli ödemeler olmadığı, araba satımına, kira ödemelerine, ev aidat ödemelerine, faturalara, bakıcı ödemelerine, kira ödemelerine, çocukların sosyal aktivite ödemelerine, sağlık sigorta, eğitim hizmeti ödemelerine ilişkin ödemelerin nafaka alacağına mahsup edilemeyeceği anlaşılmaktadır....

          Davacı tarafından davalının...ve ... hesabına yapılan açıklamasız ödemeler dışında ... hesabına yapılan ve nafaka ödemesi açıklaması olan 4.445,00.TL olduğu anlaşılmaktadır. Açıklamasız yapılan ödemelerin anne tarafından çocuğun okul taksidine yönelik çocuğun eğitim gördüğü kuruma aktarıldığı, babanın yaptığı bu ödemelerin ahlaki ödevin ifası niteliğinde olduğu, dolayısı ile bu ödemelerin nafakaya mahsuben ödendiği kabul edilemez ise de, nafaka borçlusu davacı babanın davalı annenin hesabına nafaka açıklaması ile yaptığı 4.445,00.TL ödeme nedeniyle bu miktarın nafaka borcundan mahsup edilmesi ve bu miktar nafaka borcundan sorumluluğunun ortadan kalkması gerekmektedir....

            istenilmiş olmakla, Gereği görüşüldü: Somut olayda; borçlu hakkında Kastamonu İkinci İcra Müdürlüğü'nün 2009/2015 Esas sayılı dosyası ile yapılan takipte, borçluya çıkarılan ödeme emrinde birikmiş nafaka alacağının ödenmesi istenmekte olup, aylık nafaka alacağının tahsili yönünde bir talep bulunmaması karşısında, ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihe dek birikmiş nafaka alacağı adi alacak hükmünde olduğundan, bu nitelikte nafaka alacağını ödememek nafaka borcunu ödememe suçunu oluşturmayacağından itirazın reddi yerine kabulüne karar verilmesi isabetsizdir....

              İcra Ceza Mahkemesinin 12/02/2019 tarihli ve 2018/729 esas, 2019/327 sayılı kararı ile verilen hapsen tazyik kararının 05/07/2019 tarihli ek kararı ile düşürülmesine karar verildiğini ve nafaka alacaklısının bu kararın infaz edilmesi yahut düşmesinden sonra işleyecek nafaka alacağını şikayete konu edebileceği gerekçesi ile yeniden hapsen tazyik kararı verilemeyeceğinden bahisle beraat kararı verilmiş ise de, sanığın anılan karara ilişkin nafaka borcunu ödediğinden bahisle 05/07/2019 tarihli ek karar ile cezanın düşmesine karar verildiği gibi, ödenmeyen her güncel aylık nafaka için yeni şikâyet süresinin başlayacağı, nafaka hükmüne uymamak suçunun varlığı için icra ödeme emrinin tebliği ile şikayet tarihi arasında işlemiş en az bir aylık cari nafaka borcunun bulunması gerektiği, cihetle, şikâyetçi tarafından 2018 yılı Ekim, Kasım, Aralık ayları ile 2019 yılı Ocak, Şubat, Mart ve Nisan ayları nafaka borcunun ödenmediğinden bahisle 10/05/2019 tarihinde şikâyet dilekçesi verildiği anlaşıldığından...

                UYAP Entegrasyonu