Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Kural olarak, nafaka miktarının yeniden belirlenebilmesi için yasada belli bir zamanın geçmesi aranmamıştır. TMK'nın 176/4. maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın artırılmasına veya azaltılmasına karar verilebilir. Bu yasal hüküm gereğince iradın artırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir. Bu doğrultuda yerleşen Dairemiz uygulamasına göre nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; taraflar 26/10/2011 tarihinde kesinleşen karar ile boşanmışlar, huzurdaki nafaka artırım davası 21/05/2015 tarihinde açılmıştır....

    Bu doğrultuda yerleşen dairemiz uygulamasına göre; nafaka alacaklısı davacının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsü davalının gelir durumunda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası ....in yayınladığı ..... oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. O halde; yoksulluk nafakasının niteliği ve takdir edildiği tarih gözetilerek, nafakanın TÜİK’in yayınladığı ÜFE oranında artırılması suretiyle dengenin yeniden sağlanması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile ... nafaka takdiri doğru görülmemiştir." gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir....

      Mahkemece; davalının nafaka alacaklısının eşi olduğu, kurumun eşe karşı dava açma, davacı taraf ehliyeti bulunmadığından usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. TMK'nun 364-366 maddelerine göre; herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek üst soyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür. Nafaka davası mirasçılıktaki sıra göz önüne tutularak açılır. Eş ile ana ve babanın bakım borçlarına ilişkin hükümler saklıdır. TMK'nun 365/3. maddesinde nafaka davasının, nafaka alacaklısına bakmakta olan resmi veya kamuya yararlı kurum tarafından da açılabileceği, TMK'nun 366. maddesinde ise korunmaya muhtaç kişilerin bakımının yükümlü kurum tarafından sağlanacağı ve bu kurumların yaptıkları masraflarını nafaka yükümlüsü kişiden isteyebilecekleri hüküm altına alınmıştır....

        İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı Nevin Ergen vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, cevap dilekçesinde sunduğu beyanları tekrar ettiğini, ikinci bilirkişi raporunda hesap hareketlerinin dikkate alınmadığını , birinci bilirkişi raporunun denetime elverişli ve hüküm için yeterli olmasına rağmen mahkemece bu raporun hükmünün dikkate alınmadığını, Müvekkilinin daha önce yapılan ödemeleri vadesi gelen muaccel nafaka borçlarından mahsubunu yaparak, bakiye kalan nafaka alacakları için icra takibi yaptığını, davacının takipten önce birikmiş nafaka borçlarını eksik ödediğini ve eksik ödediği birikmiş nafaka borçlarını ödediğini ispat edemediğini, banka dekontlarında ödendiği iddia edilen nafaka borçları geçmiş aylara ait nafaka borçları olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE:Mersin 2....

        Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İstanbul BAM 10.Hukuk Dairesinin 2018/2053 Esas 2019/915 Karar sayılı ilamı ile yerel mahkemenin karar tarihi olan 13/02/2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere davalıya aylık 6.500,00 TL tedbir nafakasının ödenmesine karar verildiği, davacının yerel mahkemenin açıldığı günden beri nafaka alamadığı ve İstanbul BAM ilamı gereği nafaka alacağını İstanbul 18.İcra Müdürlüğünün 2019/39981 Esas sayılı dosyasıyla takibe koyulduğu, davacının nafaka kararı çıkmadan önceki zamanlarda yaptığı ödemeleri nafaka ödemesi olarak yaptığını iddia ettiği ödemelerinin ahlaki ödemeler olduğu, yerleşik Yargıtay kararlarında nafaka ödemesi olarak belirtilmeyen ödemelerin nafaka ödemesi olarak kabul edilemeyeceği, haksız ve hukuka aykırı davanın reddi ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir....

        Hukuk Dairesi kararını karşılamadığını, davacının kendisine, kızı ve oğluna olmak üzere 600 TL nafaka ve davacının kendisine kişisel borçlarından kaynaklanan ödemelerinin bulunduğunu, davacı ödemelerinde nafaka borcu için yapıldığına dair bir ibare bulunmadığını, bazı aylara ilişkin ödeme tutarlarının nafaka toplamından daha yüksek olduğunu, davacı borçlarının kendisi tarafından ödendiğine dair dekontları dilekçesi ekinde sunduğunu, bu borca karşılık yapılan ödemelerin nafaka olmadığını, nafaka olarak kabulü ile hesaplama yapılmasının kabul edilemeyeceğini, bunun dışında müşterek çocuk Burak Bora adına nafaka ödemesinin 20 yaşına kadar yapılarak hesabına yatırıldığını, davacının kendisine ödemesi gereken nafaka tutarlarını ödemediğini, bilirkişi tarafından bu detaylar göz önünde bulundurulmadan her ay 600 TL nafaka ödemiş gibi hesaplama yapıldığını, her ödemenin nafaka gibi göz önüne alınarak faiz işletildiğini, en önemli hususun kendisi tarafından verilen borca ilişkin geri ödemelerin...

        İlçe Mahkemesinin 04/07/2017 tarih ve 14 Pu 26/09 d-3 sayılı kararı ile 01/07/2016 tarihinden davacı çocukların kendi kendilerine bakma ehliyetine sahip olduğu tarihe kadar her bir çocuk için aylık 260 Avro tutarında nafakanın davalı baba tarafından ödenmesine hükmedildiğini, davalı aleyhine nafaka alacağına ilişkin olarak Türkiye'de icra takibi yapabilmek amacıyla Avusturya Cumhuriyeti ... İlçe Mahkemesinin 04/07/2017 tarih ve 14 Pu 26/09 d-3 sayılı kararının tenfizine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüyle nafaka ilamının tenfizine hükmedilmiş, hüküm davalı tarafından istinaf edilmiştir. Bölge adliye mahkemesince “ Nafaka ilamında çocuklar kendi kendilerine bakma ehliyeti kazanana kadar, o andaki yasal vekilleri olan anneleri ...'...

          Bu nedenle mahkeme, nafaka alacaklısının ihtiyaçlarını karşılayacak, nafaka yükümlüsünün gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyet ölçüsünde nafakayı artırmalıdır. ./.. -2- Dairemizin yerleşmiş uygulamasına göre; nafaka alacaklısının ihtiyaçları ile nafaka yükümlüsünün gelir ve giderinde, nafakanın takdir edildiği tarihe göre olağanüstü bir değişiklik olmadığı takdirde; yoksulluk nafakası.oranında artırılmalı ve böylece taraflar arasında önceki nafaka takdirinde sağlanan denge korunmalıdır. Somut olayda; . sayılı ve 03.04.2013 tarihli ilamı ile davacı için bağlanan 100,00 TL yoksulluk nafakasının 50,00 TL daha artırılarak 150,00 TL'ye, müşterek çocuk için bağlanan iştirak nafakasının da 100,00 TL daha artırılarak 150,00 TL'ye çıkarılmasına kesin olarak karar verilmiş, eldeki artırım davası 14.08.2015 tarihinde açılmıştır....

            Kurt'a 3 aylık emekli maaşının 3/4'ünü müşterek çocuklar ve eşi için nafaka olarak ödemeyi kabul eder, bir yıllık nafaka ödemesi sonunda nafaka artırımının dava açmadan emekli maaşına gelecek olan zam oranında otomatik olarak nafaka artırımı yoluna gidecek bunun için tarafların birbirlerine ihtar çekmesine ve bildirimde bulunmasına gerek duyulmayacaktır.'' şeklinde hüküm kurulmuştur. Somut olayda, tarafların müşterek kızları olan Beyza'nın 12.11.1986 doğumlu olup dava tarihi ( 07.04.2011) itibariyle 24 yaşında olduğu, endüstri mühendisi olarak özel bir şirkette çalıştığı, aylık 1.200 TL maaşının olduğu, diğer kızları Burçak'ın 23.02.1982 doğumlu olup dava tarihinde 29 yaşında olduğu, avukat olarak çalıştığı ve 2010 yılında evlendiği, davalı ...'in ise ev hanımı olup gelirinin olmadığı, kızı Beyza ile yaşadığı anlaşılmaktadır....

              Yargıtay yerleşik içtihatlarıyla, nafaka borcunun ödendiğine ilişkin iddianın ispatı yönünde sunulan ödeme belgelerinin geçerli olabilmesi için açıkça nafaka borcuna atfen yapıldığının yazılı olması gerektiği koşulu, yeni uygulamalarla objektif kriterlerle yumuşatılmış olup; Dairemizin son içtihatlarında; nafaka borçları yönünden yapılan ödemelerin, aylık nafaka miktarına ve bu miktarın katlarına denk gelecek şekilde düzenli olarak yapılması durumunda, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair atıf olmasa dahi, bu ödemelerin nafaka borcundan mahsubunun hakkaniyet kurallarına uygun düşeceği kabul edilmektedir. Zira işleyen nafaka borcu bulunan bir borçlunun yaptığı ödemelerin bu borç dışında ahlaki bir ödeme olduğunu kabul etmek hak kaybına neden olacaktır. Aksi düşünce, aşırı şekilcilik olup, hak zayiine ve mükerrer ödemelere neden olacağından kabulü mümkün değildir....

                UYAP Entegrasyonu