"İçtihat Metni"Davacı ... ile davalı ... aralarındaki nafaka davasına dair ... 2.Aile Mahkemesinden verilen 22.11.2011 günlü ve 2011/455 E.-2011/676 K.sayılı hükme yönelik temyiz itirazının hükmolunan yıllık nafaka farkına göre miktar itibariyle reddine ilişkin dairece verilen 13.02.2012 günlü ve 2012/2573 E.-2012/3283 K. sayılı ilama karşı davalı tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir. Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile değişik 427/2 maddesi ile taşınır mal ve alacak davalarında temyiz sınırı 1.540,00 TL olarak hüküm altına alınmıştır. Hukuk Genel Kurulunun 6.4.2005 tarih ve 2005/3-169 E- 235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır....
MUHALEFET ŞERHİ Davacı-davalı koca 12.4.2005 tarihinde boşanma, davalı-davacı kadın ise 15.4.2005 tarihinde Türk Medeni Kanununun 197. maddesine dayalı ayrı yaşamakta haklılığa dayalı nafaka davası, 2.6.2005 tarihinde boşanma davası açmış, üç dosya birleştirilmiştir. Mahkemece asıl ve birleşen boşanma davaları reddedilmiş,kadın tarafından açılan bağımsız nafaka davası ise "davacı ...'nın müşterek haneyi terk ettiği, haklı sebep olmaksızın birlikte yaşamaktan kaçındığı anlaşılmakla Türk Medeni Kanununun 197/3. madde gereğince" kısmen kabul edilmiş ve aylık 100.00 YTL. tedbir nafakasına hükmedilmiştir. Karar davacı-davalı (koca) tarafındankendi boşanma davası ve nafaka davası yönünden temyiz edilmiştir. Her iki boşanma davası da reddedildiğine göre; mahkemenin nafaka verilmesine ilişkin gerekçesi yerinde değildir. Zira bu gerekçeye göre kadının boşanma davasının kabulü gerekirdi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı kadın tarafından; kocanın boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, boşanma davasında tedbir nafakasına hükmedilmemesi, nafaka miktarları ve birleşen nafaka davasında koca lehine hükmedilen vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-davalı koca 11.9.2014 tarihinde davasından feragat etmiştir. Davadan feragat, davaya son veren bir taraf işlemidir....
Mahkemece, davacı ... ......... tarafından açılan nafakanın artırılması davasının reddine, davalı karşı davacı ... tarafından açılan nafakanın kaldırılması davasının reddine, davalı-karşı davacının nafaka miktarının azaltılması talebinin kabulü ile davacı ... .........'a ödenen aylık 175,00 TL yoksulluk nafakasının karşı dava tarihi olan 09.01.2013 gününden itibaren 50,00 TL indirimle aylık 125,00 TL olarak ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK'nın 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2013 tarihinden itibaren ....820,00 TL'ye çıkarılmıştır. ... ... Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/...-169 E- 235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Hüküm, yıllık nafaka (farkı) miktarı itibariyle kesin niteliktedir....
Hukuk Dairesinin süregelen kararlarında, objektif kriterlerle yumuşatılmış olup, nafaka borçları yönünden yapılan ödemelerin, aylık nafaka miktarına, bu miktara yakın ve düzenli olarak yapılması durumunda, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair atıf olmasa dahi, bu ödemelerin nafaka borcundan indirilmesinin hakkaniyet kuralına uygun düşeceği kabul edilmiştir. Borçlu tarafça açıkça sebebi belirtilerek yapılan ödemelerin, nafaka borcundan indirilmesi mümkün değildir....
Somut olayda; borçlu kabahatli aleyhine başlatılan icra takibi nedeniyle çıkarılan icra emrine birikmiş nafaka alacağının faizi ile birlikte hesaplanan miktarı ile tahsilinin talep edildiği dikkate alındığında, takibin adi alacak hükmünde olduğu ve bu paranın ödenmemesinin nafaka hükümlerine aykırı davranmak suçunu oluşturmayacağının kabulü gerekir. Açıklanan nedenlerle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görüldüğünden, ... Asliye Ceza Mahkemesinin 13/05/2014 tarihli ve ... değişik iş sayılı kararının CMK'nın 309/4-d maddesi uyarınca BOZULMASINA, kabahatli hakkında nafaka borcunu ödememek eyleminden dolayı hükmolunan tazyik hapsinin kaldırılmasına, 18/05/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda davalı -davacı kadının birleşen nafaka davasında kabul edilen yıllık toplam nafaka miktarı 7.200,00 TL, reddedilen yıllık toplam nafaka miktarı ise 4.800,00 TL'dir. Bölge adliye mahkemesince verilen karar miktar itibariyle kesindir. Bu nedenle tarafların birleşen nafaka davasına yönelik temyiz dilekçelerinin ayrı ayrı reddine karar verilmesi gerekmiştir. 2-Tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir....
İcra Müdürlüğünün 2014/14902 sayılı takip dosyası ile birikmiş nafaka borcunu ödemediğinden dolayı şikâyette bulunulduğu, takip talebinde cari nafaka alacağı talep edilmeyip, adi alacak niteliğindeki geçmiş dönem birikmiş nafaka borçlarının tahsilinin talep edildiği, atılı suçun unsurlarının oluşmadığı, bu sebeple itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın kanun yararına bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü; İstanbul Anadolu 2....
Bu hükümler, madde gerekçelerinde de belirtildiği gibi ekonomik yönden güçsüz olan nafaka alacaklılarının her yıl dava açmak suretiyle emek sarfından ve masraf yapmaktan kurtarılmaları amacıyla getirilmiştir. Şu halde, nafakanın gelecek yıllarda da artırılmasına karar verilmesini isteme hakkının nafaka alacaklısına ait olduğu gözetilmeden nafaka yükümlüsünün bu yöndeki isteminin kabul edilmesi doğru görülmemiştir. Ayrıca, nafaka davalarında miktarı takdir hâkime aittir. Bu nedenle iki tarafında kısmen haklı çıkması halinde yargılama giderlerinin taraflar arasında paylaştırılacağına ilişkin HUMK. md. 417,I c.2 hükmü nafaka davalarında uygulanmaz. Mahkemece bu husus gözetilmeden davanın reddedilen bölümü gözetilerek yargılama giderlerinin taraflar arasında paylaştırılması usul ve yasaya uygun değildir....
Alacaklı müşterek çocuk adına banka hesabına yapılan ödemelere itirazının olmadığını bu ödemelerin toplam nafaka alacağından mahsup edilerek takip başlatıldığını belirtmesi karşısında, banka aracılığıyla müşterek çocuk adına yapılan nafakaya ilişkin olan ödemeler ile yine PTT aracılığıyla müşterek çocuk ve alacaklı adına gönderilen havalelerin nafaka borcundan mahsubu gerekir. Mahkemece dosyanın bilirkişiye tevdi edilerek, hakkın doğum tarihinden itibaren alacaklının hak kazandığı nafaka alacaklarından yukarıda belirtilen nafaka ödemelerinin mahsubu ile nafaka alacağının tespit edilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile hüküm kurulması doğru değildir....