Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Çok uzun süreli eylemli ayrılığın evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) nedeni olarak benimsenmesi konusunda, eylemli ayrılık süresinin somut olayın özelliği de göz önününde bulundurularak çok dikkatli ve iyi değerlendirilmesi gerekir. Eylemli ayrılık süresinin kısa tutulması tek yanlı boşanmalara neden olabileceği gibi; sürenin uzun tutulması ise eşlerin yeni bir yaşama başlama olanağını sınırlar (AKINTÜRK, Turgut/ATEŞ, Derya: Aile Hukuku, c: 2, İstanbul 2017, s. 242, KÖPRÜLÜ Bülent/KANETİ Selim: Aile Hukuku, İstanbul 1989. s.144, YALÇINKAYA Namık/KALELİ Şakir: Boşanma Hukuku, c: 1, Türk Hava Kurumu Basımevi 1987, s. 38). Burada, TMK m. 171’de belirlenen hâkimin takdir edeceği en fazla üç yıllık ayrılık süresi ile TMK m.166/4’de belirlenen üç yıllık eylemli ayrılık süre koşulunu göz önünde bulundurmak sorunun çözümüne yardımcı olacaktır....

    Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/241 Esas sayılı ayrılık davası ile birleştirildiğini, yargılama sonunda boşanma davasının reddedildiğini, ayrılık davasının ise tarafların TMK'nın 170 ve devamı maddeleri gereğince kabulü ile tarafların 2 yıl süre ile ayrılıklarına karar verildiğini, kararın 16.07.2013 tarihinde kesinleştiğini, 2 yıllık ayrılık süresinin ise 16.07.2015 tarihinde sona erdiğini, ayrılık süresi dolmasına rağmen taraflar arasında evlilik birliğinin yeniden sağlanamadığını, Fethiye 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2008/241 Esas 2010/732 Karar sayılı dosyası ile davalı lehine aylık 100.-TL, müşterek çocuk Elifnaz lehine 125.-TL olmak üzere toplam 225....

    Çok uzun süreli eylemli ayrılığın evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) nedeni olarak benimsenmesi konusunda, eylemli ayrılık süresinin somut olayın özelliği de göz önününde bulundurularak çok dikkatli ve iyi değerlendirilmesi gerekir. Eylemli ayrılık süresinin kısa tutulması tek yanlı boşanmalara neden olabileceği gibi; sürenin uzun tutulması ise eşlerin yeni bir yaşama başlama olanağını sınırlar (AKINTÜRK, Turgut/ATEŞ, Derya: Aile Hukuku, c: 2, İstanbul 2017, s. 242, KÖPRÜLÜ Bülent/KANETİ Selim: Aile Hukuku, İstanbul 1989. s.144, YALÇINKAYA Namık/KALELİ Şakir: Boşanma Hukuku, c: 1, Türk Hava Kurumu Basımevi 1987, s. 38). Burada, TMK m. 171’de belirlenen hâkimin takdir edeceği en fazla üç yıllık ayrılık süresi ile TMK m.166/4’de belirlenen üç yıllık eylemli ayrılık süre koşulunu göz önünde bulundurmak sorunun çözümüne yardımcı olacaktır....

      GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili ilk derece mahkemesine vermiş olduğu dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkili ile babası arasında 10/05/2021 tarihinde imzalanan Ayrılık Protokolünün 6098 Sayılı TBK'nın 28. Maddesi gereğince davacı müvekkili ile davalının edimleri arasında aşırı oransızlık bulunması "aşırı yararlanma (gabin)" sebebiyle aşırı oransızlığın giderilmesi maksadıyla yerine getirilen edimlerin iadesine ve yine aynı edimlerin hükümsüzlüğün tespitine, öncelikli olarak Ayrılık Protokolünün 7. Maddesinde düzenlenen edimlerden başlanarak oransızlığın giderilmesine yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda; TTK'nun 19..Maddesinde ise "Bir tacirin borçlarının ticari olması asıldır....

      Fiili ayrılık döneminde her iki tarafa kusur olarak yüklenebilecek bir olayın varlığı da ispatlanamamıştır. Her ne kadar bölge adliye mahkemesince fiili ayrılık dönemi içerisinde davacı erkeğin, davalı kadın ve müşterek çocukların oturduğu ve eşi ile yarı yarıya hissedar olduğu taşınmazını ortaklığın giderilmesi davasına konu etmesi, davalı kadın ve çocukları müşterek konuttan çıkarmaya yönelik kötü niyetli bir hareket olarak değerlendirilerek erkeğe kusur olarak yüklenmiş ise de kanuni yollardan hakkını araması erkek aleyhine kusur olarak değerlendirilemez. O halde, somut olayda evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda bir tarafın kusurunun diğerine oranla daha ağır olmadığı, ilk derece mahkemesinin de kabulünde olduğu üzere dayanak karşılıklı boşanma davasını açarak boşanma sebebi yaratan tarafların eşit derecede kusurlu olduklarının kabulü gerekir....

        Davalının dosya istinaf aşamasındayken vefat etmesi nedeniyle evlilik birliği ölümle sona ermiş ve boşanma ve ayrılık davasının konusu kalmamıştır. 31/03/2011 tarih ve 6217 sayılı Kanunla değişik Türk Medeni Kanununun 181/2. maddesi, "boşanma davası devam ederken, ölen eşin mirasçılarından birinin davaya devam etmesi ve diğer eşin kusurunun ispatlanması halinde de, Türk Medeni Kanununun 181/1. maddesi hükümlerinin uygulanacağını"; yani, sağ kalan eşin mirasçılık haklarını kaybedeceğini öngörmüştür. Kanun metninden de anlaşılacağı gibi; kusur tespitine yönelik olarak davayı devam ettirebilecek kişi; ölen eşin mirasçılarından biridir. Sağ kalan eşin davayı kusur tespiti yönünden devam ettirme yetkisi olmadığı gibi, davayı devam ettirmede mirasçılık bakımından hukuksal bir yararı da bulunmamaktadır....

        Bu nedenle temyiz isteminin reddine karar vermek gerekirken, boşanma veya ayrılık sırasında Türk Medeni Kanunu 169. maddesi kapsamında verilen tedbir kararlarının ancak esas hükümle birlikte temyiz edilebileceği gerekçesiyle davalının temyiz isteğinin reddine karar verilmesinin doğru olmadığı düşüncesiyle sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum....

          Davacı-davalı kadın tarafından tedbir nafakası, aile konutu şerhi konulması ve tasarruf yetkisinin sınırlandırılmasına ilişkin dava ile davalı-davacı erkeğin boşanma davasının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm; davacı-davalı kadın tarafından, birleştirilen boşanma davası, müşterek çocuk için tedbir nafakasına hükmedilmemiş olması, kendisi için hükmedilen nafakanın başlangıç tarihi, ayrılık talebinin reddi yönlerinden; davalı-davacı erkek tarafından ise, kadının nafaka davası, kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen tazminatlar, ayrılık ve tasarruf yetkisi sınırlandırılmasına ilişkin taleplerin reddi sebebiyle lehine vekalet ücreti tayin edilmemiş olması yönlerinden temyiz edilmiş, Dairemizce, davacı-davalı kadının ayrılığa ilişkin bir talebinin bulunmamasına, sonradan verilen dilekçe ile ayrılık talep edilmiş olsa da diğer tarafın iddianın genişletilmesine onay vermemiş olmasına ve bu yönde bir ıslahın da bulunmamasına göre, davacı-davalı kadının...

            "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Ayrılık - Tedbir Nafakası - Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm kadın tarafından nafaka davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 90.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 20.09.2012 (Per.)...

              Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Ayrılık Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 292.10 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine kesin olarak oybirliğiyle karar verildi. 27.05.2021 (Prş.)...

                UYAP Entegrasyonu