Türk Medeni Kanunu'nun 168. maddesi hükmüne göre, boşanma veya ayrılık davaları, eşlerden birinin yerleşim yerinde veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesinde açılabilir. Gösterilen yerlerden birini seçim hakkı davacıya aittir. Davacı-karşı davalı, seçimini kendi oturduğu yerden yana kullandığına göre, dava doğru yerde açılmıştır. Öyleyse, davalı-karşı davacının yetki itirazının reddi ile işin esasının incelenmesi gerekirken, hatalı nitelendirme ile yetkisizlik kararı verilmesi doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, oybirliğiyle karar verildi. 15.01.2019 (Salı)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve reddedilen tazminat talepleri yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davalı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Mahkemece tarafların uzlaşmaz tavırları ile karşılıklı geçimsizlik oluşturacak davranışlar sergilemeleri nedeniyle eşit kusurlu oldukları gerekçesiyle TMK 166/4 maddesi uyarınca fiili ayrılık hukuki sebebiyle boşanmalarına karar verilmiş ise de; yapılan yargılama toplanan delillerden, davacı erkeğin fiili ayrılık döneminde sadakatsiz davranışlar içerisine girdiği davalı kadının da retle sonuçlanan ilk boşanma davasını açarak birlikte...
fiili ayrılık sebebi yaratan tarafların eşit kusurlu olduklarının anlaşılmasına göre davalı-karşı davacı kadının tüm, davacı-karşı davalı erkeğin aşağıdaki bentler kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre davalı-karşı davacı kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası çoktur....
Türk Milletlerarası Özel Hukukuna göre; boşanma ve ayrılık sebepleri ve hükümleri, eşlerin müşterek milli hukukuna tabidir. Tarafların ayrı vatandaşlıkta olmaları halinde müşterek mutat mesken hukuku, bulunmadığı takdirde Türk hukuku uygulanır (5718 s. MÖHUK md. 14/1). Taraflar ayrı vatandaşlıkta olduklarına göre boşanma ve ayrılık sebepleri ve hükümlerinde yetkili hukuk müşterek mutat mesken hukukudur. Davacı eşiyle birlikte...'da oturmakta iken tek başına Türkiye'ye dönmüş ve bu davayı açmıştır. Bu durumda müşterek mutat meskenlerinin ... olduğu açıktır. O halde hakim, Türk kanunlar ihtilafı kurallarını ve bu kurallara göre yetkili olan yabancı hukuku, tarafların bu hususta bir isteği olup olmadığına bakmaksızın re'sen uygulamak zorundadır (5718 s. MÖHUK md. 2/1). O halde, ... hukuku yetkilidir. Bu hukuk araştırılmadan hüküm tesis edilmesi doğru değildir. Hükmün bu sebeple bozulması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğa katılmıyorum....
Bu kez davacı koca, eldeki bu davayı Türk Medeni Kanununun 166/son maddesine dayalı olarak "fiili ayrılık” nedeni ile açmıştır. Mahkeme, ilk davanın reddinden sonra tarafların 3 yıl süreyle bir araya gelmedikleri gerekçesi ile boşanma kararı vermiş ve davacı erkeği ağır kusurlu olarak kabul etmiştir. Retle sonuçlanan ve kesinleşen ilk boşanma davasında, tarafların boşanmayı gerektirir kusurlu bir davranışları kanıtlanamadığına göre, ilk davanın açıldığı tarihten önceki olaylar artık taraflara kusur olarak yüklenemeyecek ise de; fiili ayrılık döneminde davacı erkeğin başka bir kadınla yaşamaya başlayıp ondan çocuk sahibi olduğu ve böylece sadakatsiz davranışlar içerisine girdiği sabittir. Bu durumda, davacı erkeğin tamamen kusurlu olduğunun kabulü gerekmektedir. Gerçekleşen bu duruma göre davalı kadının maddi ve manevi (TMK m. 174/1-2) tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi, isabetsiz olmuş ve bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalı kadın süresinde verdiği delil listesinde beş tane tanık ismi bildirmiş, bu tanıklardan ...., ... ve ... dinlendikten sonra mahkemece 24.05.2016 tarihli duruşmada "taraflarca ispat edilmek istenen husus hakkında yeter derecede kanaat elde edinildiğinden HMK m. 241 gereğince dinlenilmeyen diğer tanıkların dinlenilmesine yer olmadığına" karar verilerek, davalı kadının tanık listesinde yer alan ... ve ... dinlenilmeden davanın kabulü ile tarafların Türk Medeni Kanunu'nun 166/4. maddesi uyarınca boşanmalarına, davacı erkeğin fiili ayrılık döneminde başka kadınla yaşadığı ispatlanamadığından tarafların boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu oldukları kabul olunarak kadının maddi ve manevi...
Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2008/17 esas, 2009/32 karar sayılı dosyası ile davacı erkek tarafından açılan ve reddedilen boşanma davasına ilişkin kararın kesinleştiği, tarafların reddedilen boşanma davasından sonra bir araya gelmedikleri ve 3 yıllık sürenin geçtiği, ne var ki anılan davada tarafların kusur durumunun tespit edilmediği, eldeki davaya göre tarafların eşit kusurlu olduğu belitilerek, tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, davanın TMK 166/son maddesi uyarınca fiili ayrılık hukuksal sebebine dayalı olarak açıldığı, retle sonuçlanan boşanma davasını davacı erkeğin açtığı, o davadan sonra ortak hayatın yeniden kurulamadığı, eylemli ayrılık döneminde boşanmayı gerektiren kusurlu yeni bir vakıanın meydana gelmediği, bu haliyle ilk boşanma davasını açarak fiili ayrılığı başlatan ve boşanma sebebi yaratan davacı erkeğin tam kusurlu olduğu anlaşılmaktadır....
Bu kanuna göre, boşanma ve ayrılık sebepleri ve hükümleri, eşlerin müşterek milli hukukuna tabidir. (MÖHUK m. 14/1 ) Hakim, Türk kanunlar ihtilafı kurallarını ve bu kurallara göre yetkili olan yabancı hukuku, tarafların bu hususta bir isteği olup olmadığına bakmaksızın re'sen uygulamak zorundadır (5718 s. MÖHUK m. 2/1). O halde tarafların hangi ülke vatandaşı oldukları belirlendikten sonra , öncelikle taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünde eşlerin müşterek millî hukukunun uygulanması, ayrı vatandaşlıkta olmaları hâlinde müşterek mutad mesken hukukunun uygulanması, bulunmadığı takdirde Türk hukukunun uygulanması gerekirken, mahkemece Türk hukukunun uygulanarak hüküm tesis edilmesi doğru olmayıp, hükmün bu sebeple bozulmasına karar vermek gerekmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Ayrılık-Tedbir Nafakası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine,peşin alınan harcın mahsubuna, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 11.11.2008...
(Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Ayrılık Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine,peşin alınan harcın mahsubuna, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.30.04.2007...