Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

, davacı ...’e, ayrılma payı alacağına mahsuben, takip tarihinden sonra muhtelif tarihlerde toplam 22.885,00 TL ödeme yapıldığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir....

    Davalı vekili, raporlara itirazları giderilmeden karar verildiğini, müvekkili adına 1. üyeliği devrettiğini, devir bedeli olarak dava konusu bonoları aldığını, bilirkişi ise üyelikten istifa/ayrılma koşullarına göre hesap yaptığını, üyeliğin devri tarafların anlaşmasına bağlı olup ayrılma payı olarak değerlendirilemeyeceğini, ayrılma payının istifa halinde hesaplanacağını, üyeliğin devrinde ise devir bedelinin devir tarihindeki üyeliğin değeri esas alınarak taraflar arasında serbestçe kararlaştırılacağını, nitekim üyelik devir bedeli kararlaştırılarak bonoya bağlandığını, ödenmemesi halinde üyeliğini iade edileceğinin kararlaştırıldığını, diğer taraftan kooperatife devredilen dairenin yönetim kurulu ...'ın oğlu olan ...'...

      ın (...), parasal yükümlülüklerini yerine getirmediği gerekçesiyle, 2007 yılında ortaklıktan ihraç edildiği sonucuna varıldığı, bu durumda davacının, ifa imkânsızlığı tazminatı ödenmesini değil, sadece ayrılma payı alacağının ödenmesini isteyebileceği, davacının talep edebileceği ayrılma payı alacağı 27.457,13 TL. olarak hesaplandığı, bu alacak için 11.04.2008 taritlinden itibaren yasal faiz talep edilebileceği, ana sözleşmenin 15. maddesine göre ayrılma payı alacağının 5 yıllık zamanaşımına tabi olup, ihraç kararının tebliğ tarihi olan 02.11.2007 esas alındığında 02.11.2012 tarihinde, davacının kabul ettiği öğrenme tarihi olan 09.03.2010 esas alındığında ise 09.03.2015 tarihinde dolduğu davanın ise 11.08.2017 tarihinde açıldığı ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtmiştir....

        CEVAP : Davalı vekili, müvekkilinin ayrılma payı alacağının tahsilinin tahsili amaçlı icra takibi başlatıldığını, müvekkilin, yüklenici firmanın adamı ve sanal üye olduğu yönündeki iddiaların gerçeği yarısıtmadığını zira yüklenici ......

          Bu durumda, davacının çıkma payı alacağı muaccel olduğu halde mahkemece tarafların iddia ve savunmaları üzerinde durulup, gerekirse kooperatifin defter, kayıt, belge ve genel kurul kararları üzerinde araştırma ve inceleme yapılarak, davacının hak ettiği gerçek çıkma payı tutarının tereddüte yer vermeyecek şekilde açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp, oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde, eksik incelemeye dayalı karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren ... gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            ancak, davacıların halen şirket ortağı olup, ayrılma payı yönünden bir taleplerinin bulunmadığı, davacıların iddialarını ispata yönelik yeterli ve usulüne uygun delil sunmadıkları gerekçesiyle, ispatlanamayan davanın reddine dair tesis edilen karar, davacılar vekilinin temyizi üzerine, Dairemizce onanmıştır....

              Davalı vekili, müvekkilinin 27.01.2000 tarihinde kooperatif üyeliğinden istifa ettiği halde ayrılma kararı için iki yıl bekletildiğini, müvekkilinin çıkma payı alacağı daha fazla olduğu halde sadece kendisine ödenen para yönünden ibraname verdiğini, davacı tarafın kötüniyetli olduğunu savunarak, haksız davanın reddini ve icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, dosya kapsamı ve benimsenen ek bilirkişi raporuna göre, davalının üyelikten istifa tarihinden sonraki genel kuruldan bir ay sonra alacak muaccel olacağından kooperatifin 21.04.2001 tarihinde temerrüde düşeceği, bu tarih ile ödeme tarihi olan 15.05.2005 arası işlemiş faizin takip talebinde istenenden daha fazla olduğu gerekçesi ile davanın reddine, tedbir kararıyla icra takibi durdurulduğundan davalı lehine icra inkar tazminatına karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....

                Dosya kapsamına göre davacının kooperatif üyeliğinden istifa ettiği yıl bilançosunun görüşüldüğü 2022 yılına ilişkin genel kurulunun ... tarihinde yapılmış, bu genel kurulda ayrılan üyelere yapılacak çıkma payı ödemelerine ilişkin bir erteleme kararı alınmamış, davacının çıkma payı alacağı *** tarihinde muaccel hale gelerek davalı kooperatif ihtara gerek kalmaksızın temerrüde düşmüştür. Mahkememizce dosya kapsamına ve mevcut delillerle uyumlu olan ve benimsenen bilirkişi raporunda davacının çıkma payı 71.052,00-TL olduğu hesaplanmış olduğu görülmüştür. Davacı vekili *** tarihli ıslah dilekçesinde bilirkişi raporu doğrultusunda 71.052,00-TL çıkma payı alacağı talebinde bulunmuş ve ıslah harcını yatırmıştır. Islah dilekçesinin bir sureti davalı tarafa tebliğ edilmiştir....

                  DAVANIN KONUSU : Şirket Feshi - Ortaklıktan Çıkmaya İzin Verilmesi- Ayrılma Payı ve Kar Payı Alacağı KARAR TARİHİ : 15.06.2022 KARAR YAZIM TARİHİ : 15.06.2022 Taraflar arasındaki davadan dolayı Karşıyaka Asliye Ticaret Mahkemesinin 27.11.2019 tarih 2018/499 E. 2019/725 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle dosyadaki kağıtlar okundu gereği düşünüldü: Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 349. maddesinde“(1) Taraflar, ilamın kendilerine tebliğinden önce, istinaf yoluna başvurma hakkından feragat edemez.(2) Başvuru yapıldıktan sonra feragat edilirse, dosya bölge adliye mahkemesine gönderilmez ve kararı veren mahkemece başvurunun reddine karar verilir. Dosya, bölge adliye mahkemesine gönderilmiş ve henüz karara bağlanmamış ise başvuru feragat nedeniyle reddolunur.” hususu düzenlenmiştir. Feragat, HMK’nın 307. maddesi ve genel hükümler uyarınca istemde bulunanın talep sonucundan vazgeçmesidir....

                    Somut olayda mahkemece, 27.05.2015 tarihli celsede verilen kısa kararda “davanın kısmen kabulü ile 100.815,49 TL ayrılma payının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine ” karar verilmiş, karar gerekçesinde ise davacının toplamda davalı şirketten 100.815,49 TL ayrılma payı isteyebileceği, ayrılma payının 10.000,00 TL'lik kısmının ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2012/550 Esas, 2012/950 Karar sayılı ilamında hüküm altına alınmış ve kesinleşmiş olmakla bakiye 90,815,49 TL yönünden davanın kabulüne karar vermek gerekirken sehven 10.000,00 TL'lik kısım mahsup edilmediği belirtildikten sonra hüküm fıkrasında yine “davanın kısmen kabulü ile 100.815,49 TL ayrılma payının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine ” dair hüküm tesis edilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu