Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2019/520 E, 2020/49 K sayılı kararında" devam eden aylık nafaka alacağı için 13/01/2015 tarihinde haciz konulduğu, davacının maaşından iki ayrı kesinti yapıldığı, müşterek çocuk 24/08/2000 doğumlu Aleyna Öztürk'ün 24/08/2018 tarihinde 18 yaşını ikmal ettiğinden bahisle 24/08/2018 tarihinden itibaren olmak üzere devam eden nafaka alacağı için borçlunun maaşına konulan haczin kaldırılmasına" karar verildiği, icra müdürlüğünün 04/08/2020 tarihli kararında bakiye borç miktarı bulunduğundan bahisle haczin kaldırılmasının reddine karar verildiği, keza 03/09/2020 tarihli nafaka hesabında 22.192,54 TL birikmiş nafaka alacağının hesaplandığı, birikmiş nafaka yönünden haczin devam ettiği, mükerrer bir kesintinin bulunmadığı, Trabzon İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2019/520 esas 2020 /49 Karar sayılı ilamına uygun olan icra müdürlüğü kararının yerinde olduğu anlaşıldığından şikayetin reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. " şeklindeki gerekçelerle şikayetin...

Anılan ihbarnamede; Dosya kapsamına göre, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 19.04.2005 tarihli ve 2005/17-7 Esas, 2005/37 Sayılı kararında belirtildiği üzere, 5358 sayılı Kanun’la değişik 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 344. maddesinde düzenlenen ve şikâyete tabi bulunan nafaka hükmüne uymamak suçunun oluşabilmesi için, nafaka ödenmesinin kesinleşmiş bir mahkeme kararına dayanması, aylık nafakanın tahsili için icra takibine başlanılmış ve icra emrinin borçlu-sanığa tebliğ edilmiş olması, borçlunun ilamda yazılı ödeme koşullarına uymaması, aylık nafakaya hükmedilmesi halinde icra emrinin tebliği ile şikayet tarihi arasında işlemiş en az bir aylık cari nafaka borcunun bulunması, borçlu-sanık tarafından nafakanın kaldırılması veya azaltılması hususunda açılmış bir davanın bulunmaması, dava açılmış ise sonuçlanmış olması ve şikayet hakkının suçun işlendiğinin öğrenilmesinden itibaren 3 ay ve her halde işlenmesinden itibaren 1 yıl içinde kullanılması gerekmesi karşısında, Somut olayda müştekinin...

    Nafaka takdir edilmek istenen müşterek çocuklar,davada ihtayari dava ortağı olup, her nafaka ayrı ayrı değerlendirilir (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2012/4119- 7991 Esas,Karar sayılı ilamı). Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında kanun yolu başvurusunda, yıllık nafaka (farkı) miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Karar tarihi itibarıyla miktar veya değeri 5.880,00 Türk Lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir (6100 sayılı HMK m.341/2). Davada, müşterek çocuk Dicle yönünden kabul edilen aylık nafaka 450,00 TL , müşterek çocuk Ali yönünden kabul edilen aylık nafaka ise 400,00 TL olup, her iki nafakanın ayrı ayrı yıllık toplamı 5.880,00 TL'yi geçmemektedir. Hüküm, kabul edilen her bir yıllık nafaka (farkı) miktarı itibariyle kesin niteliktedir....

    Davalı vekili 01.12.2021 tarihli istinaf başvuru dilekçesinde özetle;kararın kaldırılarak davanın reddine aksi halde ilk derece mahkemesince hükmedilen nafaka miktarının hakkaniyete uygun olarak düşürülmesine karar verilmesini talep etmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararında da değinildiği gibi "nafaka davalarında kanun yolu başvuru sınırı yıllık nafaka miktarı üzerinden hesaplanır." 6100 sayılı HMK m.341/2 maddesine göre karar tarihi itibarıyla miktar veya değeri binbeşyüz Türk Lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Bu miktar karar tarihi itibariyle 5.880,00- TLdır. Buna göre; kabul edilen nafaka arrtırım miktarı aylık 450,00- TL'dan yıllık 5.400,00- TL olup kesinlik sınırının altında kalmaktadır. Karar tarihi itibarıyla kabul edilen nafaka arttırım miktarı yıllık beşbinsekizyüzseksen -TL'nı geçmemektedir....

    İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı istinaf başvuru dilekçesinde özetle; lehine olan deliller dikkate alınmadan hüküm kurulduğunu, hükmedilen nafaka ve vekalet ücretini ödeyecek durumunun bulunmadığını belirterek, kararın bozulmasını istemiştir. GEREKÇE : Dava; tedbir nafakası isteğine ilişkindir. Nafaka istenen müşterek çocuklar, davada ihtayari dava ortağı olup, her nafaka ayrı ayrı değerlendirilir (Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2012/4119- 7991 Esas,Karar sayılı ilamı). Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/3- 169 E-2005/235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında kanun yolu başvurusunda, yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Karar tarihi itibarıyla miktar veya değeri 5.390,00 Türk Lirasını geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir (6100 sayılı HMK m.341/2)....

    TMK.nun 330. maddesindeki düzenleme, nafaka miktarının çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçlerine göre belirlenir şeklindedir. TMK'nun 331.maddesi uyarınca da; durumun değişmesi halinde hakim nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırabilir. Velayet kendisine tevdi edilmeyen taraf, ekonomik imkanları ölçüsünde müşterek çocuğun giderlerine katılmakla yükümlüdür. Ancak, mahkemece nafaka takdir edilirken; çocuğun yaşı, eğitimi ve ihtiyaçlarının yanısıra, ana-babanın gelir durumu da gözetilmeli ve nafaka yükümlüsünün (babanın) gelir durumu ile orantılı olacak şekilde hakkaniyete uygun bir nafakaya hükmedilmelidir....

      Davalı vekili; davacının nafaka ödeme borcunun, boşanma davasında verilen 29.07.2010 tarihli ara karar ile doğduğunu, borcun doğum tarihinden önce yapılan ödemelerin nafaka ödemesi olarak kabul edilemeyeceğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; bilirkişi raporuda belirtildiği üzere, davacı ile davalının aylık nafakanın 3.000,00-TL olması konusunda şifahi anlaştıkları, buna bağlı olarak davacının 30.000,00-TL ödeme yapmadığı, banka kayıtlarına göre davacının davalıya 18.274,00-TL ödediği anlaşıldığından davacının sabit olmayan davasının reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dava hukuksal nitelikte; nafaka alacağının tahsili için girişilen icra takibinden dolayı borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. .... Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden; davalı alacaklı tarafından,........

        TMK. nun 327. maddesinin 1. fıkrası; "Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır.” hükmünü, 330. maddesinin 1. fıkrasının ilk cümlesi; “ Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir.” hükmünü, 331. maddesi ise; “Durumun değişmesi halinde hakim, istem üzerine nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırır.” hükmünü içermektedir. Yukarıda açıklanan yasa maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, iştirak nafakası; çocuğun yaşı, eğitim durumu, günün ekonomik koşulları ile genel ihtiyaçlar ve ana ile babanın mali durumlarına göre takdir edilir. Buna göre, nafaka takdirinde; çocuğun yaşça büyümesi nedeniyle artan ihtiyaçları ile ana ve babanın mali durumlarındaki değişiklik araştırılıp, önceki nafaka takdirinde taraflar arasında sağlanan dengeyi koruyacak bir karar verilmelidir....

          in ...ayına kadar müvekkili yanında kaldığını, bu nedenle nafaka borcunun bu tarihten itibaren geçerli olması gerektiğini, müvekkilinin 7.İcra Dairesinin 2014/8031 esas sayılı dosyasında nafaka borcu için 400 TL yatırdığını, Ekim ayı nafakalarını posta ile gönderdiğini, yine müvekkilinin davalı ...'a verdiği Tüketim Kooperatifine ait kartla davalının 2.415 TL harcama yaptığını, yaptığı bu ödemeler mahsup edildiğinde müvekkilinin birikmiş nafaka borcu olmadığı halde davalının 8.İcra Müdürlüğünün 2014/11083 dosyasında 3.403 TL birikmiş nafaka için takip başlattığını ileri sürerek, müvekkilinin davalıya birikmiş nafaka borcunun bulunmadığını tespitini talep ve dava etmiştir....

            Davalı vekili süresinde verdiği cevap dilekçesinde özetle, önceki iştirak nafakasının çocuğun ergin olması ile yasa gereği sona erdiğini, davacının ergin olup nafaka talep hakkının bulunmadığını, talep edilen nafaka miktarının hakkaniyete aykırı olduğunu, davacının annesinin 40'lı yaşlarda olduğunu ve çalışmasının mümkün olduğunu, ancak yıllardır müvekkilden aldığı nafaka ile geçindiğini belirterek, haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir. Mahkekemece yapılan yargılama sonucunda, " davanın kısmen kabulü ile dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere davacı yararına aylık 550,00 TL yardım nafakasının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine; fazlaya ilişkin talebin reddine" karar verilmiştir. Davalı vekili nafaka takdiri ve miktarı, nafakanın kısmen kabulü kısmen reddine karar verilmesine rağmen müvekkili lehine vekalet ücreti verilmemesi yönlerinden istinaf kanun yoluna başvurmuştur....

            UYAP Entegrasyonu