Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Nafaka, bir kimsenin bakmakla yükümlü olduğu kimseler lehine mahkemece takdir edilen aylık parasal katkı olarak tanımlanabilir. Yardım nafakası ise, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek üstsoy, altsoy ve kardeşleri bulunan herkesin bu kişilere olan yükümlülüğünü ifade eder. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 364, 365, 366. maddelerine göre, herkes yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek üst soyu ve alt soyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür. Nafaka davası mirasçılıktaki sıra göz önüne tutularak açılır. Nafaka davası, nafaka alacaklısına bakmakta olan bakmakta olan resmî ve kamuya yararlı kurumlar tarafından da açılabilir. Korunmaya muhtaç kişilerin bakımı yükümlü kurum tarafından sağlanır. Bu kurumlar korunmaya muhtaç kişiler için yaptıkları masraflarını nafaka yükümlüsü kişiden talep edebilir....

    İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : İlk derece mahkemesince " Somut olayda, davalı vekili tarafından ibraz edilen ve müşterek çocuğun okul giderleri için yapılan bir takım giderlere ilişkin faturaların ahlaki ödemeler olduğu, nafaka borcundan mahsubuna dair herhangi yazılı bir belge bulunmadığı, nafaka alacaklısı tarafından nafaka borcuna mahsuben üçüncü kişilere yapılan ödemelerin kabul edilmediği nazara alındığında davalı vekilinin bu yönden yapılan itirazlarına itibar edilmemiştir....

    Sayılı ilamına dayanılarak işlemiş ve işleyecek nafaka alacağının tahsili için ilamlı icra takibine başlandığı, Manisa 3. İcra Müdürlüğü'nün 2015/6342 Esas sayılı takip dosyası borçlusu T1'ın bu dosyada nafaka alacaklısı olduğu görülmüştür. Niteliği itibari ile nafaka kişinin yaşamını sürdürmek için öncelikli ve zaruri olarak hükmedilen bir para olup, nafaka alacaklısının her ay hükmedilen nafakayı talep etmeyip birikmiş nafakayı tahsil etmesi bu paranın "alelade alacak niteliğine" dönüşmesi anlamım kazandırmaz. Çünkü, nafaka alacaklısı istediği an, hükmedilen nafakayı alma olanağına sahip olmalıdır. O halde, birikmiş nafaka alacaklarının da haczi mümkün değildir ( Yargıtay 12. HD'nin 15.01.2019 tarihli, 2018/4928 E, 2019/242 K. sayılı içtihadı). Her ne kadar davalı alacaklı vekili şikayetten sonra, icra dosyasında haczin kaldırılması talebinde bulunmuş ise de haczin kalktığına ilişkin icra dosyasına herhangi bir cevabi yazı yazılmadığından şikayet konusuz kalmamıştır....

    Dairenin 22.06.2022 tarihli bozma kararı ile; davacı baba tarafından davalı annenin banka hesaplarına birbirini takip eden aylarda belli miktar ödemeler yapıldığı, davacı tarafından davalının hesaplarına açıklamasız olarak yapılan ödemeler dışında Denizbank hesabına yapılan ve "nafaka ödemesi" açıklaması olan 4.445,00 TL olduğu, açıklamasız yapılan ödemelerin anne tarafından ortak çocuğun eğitim gördüğü kuruma aktarıldığı, babanın yaptığı bu ödemelerin ahlâki ödevin ifası niteliğinde olduğu, dolayısı ile bu ödemelerin nafakaya mahsuben ödendiği kabul edilemez ise de, nafaka borçlusu davacı babanın davalı annenin hesabına "nafaka" açıklaması ile yaptığı 4.445,00 TL tutarındaki ödeme nedeniyle bu miktarın nafaka borcundan mahsup edilmesi ve bu miktar nafaka borcundan sorumluluğunun ortadan kalkmasının gerektiği ve mahkemece "nafaka" açıklaması ile yapılan ödeme olan 4.445,00 TL yönünden davanın kısmen kabulü ile bu miktar yönünden nafaka borcu bulunmadığına, açıklamasız yapılan ödemeler ahlâki...

      İcra Müdürlüğü'nün 2017/20630 Esas sayılı takip dosyasında; alacaklısının Cansu Erman, borçlusunun T1 takip tarihinin 12.06.2017 olduğu, takibin nafaka alacağına ilişkin olması nedeniyle açık olduğu, 05.09.2019 tarihinde davalı kadının bizzat verdiği dilekçesine 08.08.2019 tarihli nafaka artırım kararını eklemek suretiyle "Yukarıda numarası yazılı nafaka dosyasında aylık nafaka alacağımın tahsili için İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Haller Müdürlüğüne maaş haczi müzekkeresi yazılmasını, aylık nafaka miktarına tahsil harcının da eklenmesini arz ve talep ederim" şeklinde dilekçe verdiği, İcra Müdürlüğü tarafından 09.09.2019 tarihinde nafaka dosya hesabı yapıldığı, 10.111,75 TL bakiye borç miktarı tespit edildiği, 29.11.2019 tarihinde yapılan nafaka dosya hesabında 358,27 TL bakiye borç miktarı çıkarıldığı, aynı tarihli olarak 29.11.2019 tarihinde alacaklı T3 tarafından harici ödeme nedeniyle 480,02 TL tahsil harcı ödendiği görülmüştür....

      "İçtihat Metni"Davacı ... ile davalı ... aralarındaki nafaka davasına dair ... 2.Aile Mahkemesinden verilen 22.11.2011 günlü ve 2011/455 E.-2011/676 K.sayılı hükme yönelik temyiz itirazının hükmolunan yıllık nafaka farkına göre miktar itibariyle reddine ilişkin dairece verilen 13.02.2012 günlü ve 2012/2573 E.-2012/3283 K. sayılı ilama karşı davalı tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir. Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile değişik 427/2 maddesi ile taşınır mal ve alacak davalarında temyiz sınırı 1.540,00 TL olarak hüküm altına alınmıştır. Hukuk Genel Kurulunun 6.4.2005 tarih ve 2005/3-169 E- 235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır....

        MUHALEFET ŞERHİ Davacı-davalı koca 12.4.2005 tarihinde boşanma, davalı-davacı kadın ise 15.4.2005 tarihinde Türk Medeni Kanununun 197. maddesine dayalı ayrı yaşamakta haklılığa dayalı nafaka davası, 2.6.2005 tarihinde boşanma davası açmış, üç dosya birleştirilmiştir. Mahkemece asıl ve birleşen boşanma davaları reddedilmiş,kadın tarafından açılan bağımsız nafaka davası ise "davacı ...'nın müşterek haneyi terk ettiği, haklı sebep olmaksızın birlikte yaşamaktan kaçındığı anlaşılmakla Türk Medeni Kanununun 197/3. madde gereğince" kısmen kabul edilmiş ve aylık 100.00 YTL. tedbir nafakasına hükmedilmiştir. Karar davacı-davalı (koca) tarafındankendi boşanma davası ve nafaka davası yönünden temyiz edilmiştir. Her iki boşanma davası da reddedildiğine göre; mahkemenin nafaka verilmesine ilişkin gerekçesi yerinde değildir. Zira bu gerekçeye göre kadının boşanma davasının kabulü gerekirdi....

          Mahkemece, davacı ... ......... tarafından açılan nafakanın artırılması davasının reddine, davalı karşı davacı ... tarafından açılan nafakanın kaldırılması davasının reddine, davalı-karşı davacının nafaka miktarının azaltılması talebinin kabulü ile davacı ... .........'a ödenen aylık 175,00 TL yoksulluk nafakasının karşı dava tarihi olan 09.01.2013 gününden itibaren 50,00 TL indirimle aylık 125,00 TL olarak ödenmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 5219 ve 5236 sayılı yasalar ile HUMK'nın 427.maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2013 tarihinden itibaren ....820,00 TL'ye çıkarılmıştır. ... ... Genel Kurulunun 06.04.2005 tarih ve 2005/...-169 E- 235 K. sayılı kararı ile nafaka davalarında temyiz ve karar düzeltmede yıllık nafaka miktarının dikkate alınacağı açıklanmıştır. Hüküm, yıllık nafaka (farkı) miktarı itibariyle kesin niteliktedir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı kadın tarafından; kocanın boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, boşanma davasında tedbir nafakasına hükmedilmemesi, nafaka miktarları ve birleşen nafaka davasında koca lehine hükmedilen vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davacı-davalı koca 11.9.2014 tarihinde davasından feragat etmiştir. Davadan feragat, davaya son veren bir taraf işlemidir....

              Nafaka borçları yönünden yapılan ödemelerin, aylık nafaka miktarı tutarında yada bu miktarın katları tutarında olması ve düzenli olarak yapılması durumunda, ödeme belgelerinde nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair atıf olmasa dahi, bu ödemelerin nafaka borcundan mahsubunun hakkaniyet kurallarına uygun düşeceği kabul edilmektedir. Somut olayda aile mahkemesi tarafından tedbir kararı verilmeden önce borçlu tarafından ödendiği belirtilen miktarların takip konusu nafakadan mahsup edilmesi mümkün değildir. Zira, henüz karar altına alınmamış bir şey için ödeme yapıldığının kabulü mümkün değildir. Mahkemece nafaka alacağı yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir....

              UYAP Entegrasyonu