WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

O halde velayeti temyiz edene tevdi edilen çocuk için iştirak nafakasına hükmedilmemesi usul ve yasaya aykırıdır. 3-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK md.186/1), geçimine (TMK md.185/3), malların yönetimine (TMK md. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK md.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re'sen) almak zorundadır (TMK md.169). O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere kadın ve müşterek çocuk Medine yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur....

    Temyiz talebinin bu sebeple reddine karar verilmek gerekmiştir. 2-Tedbir nafakasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 101'nci maddesinin (3.) ve (e) bendinde yer alan hükümlere; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun "geçici hukuki korumalara" ilişkin 389. maddesinde yer verilmemiş, boşanma veya ayrılık davası açılınca hakimin talep üzerine veya re'sen dava sırasında Türk Medeni Kanununun 169'uncu maddesi çerçevesinde aldığı tedbir ve bu tedbirlere itiraz üzerine verilen kararlar, yasa koyucu tarafından Usulün "geçici hukuki korumalarla" ilgili düzenlemesi dışında bırakılmıştır. Bu durumda, boşanma ve ayrılık davası açılınca hakimin talep üzerine veya re'sen Türk Medeni Kanununun 169. maddesi çerçevesinde alacağı tedbir ve bu tedbirlere itiraz üzerine verilen kararlar ancak esas hükümle birlikte temyizi kabil olup, esas hükümden ayrı ve bağımsız olarak temyiz edilemez....

      yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. 3-Boşanma veya ayrılık vukuunda çocuk kendisine tevdi edilmemiş taraf gücüne göre onun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlüdür. (TMK.md.182) Bu hususu hakim görevi gereği kendiliğinden dikkate alması gerekmektedir. O halde velayeti temyiz eden davalı babaya tevdi edilen müşterek çocuk için iştirak nafakasına hükmedilmemesi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda (2.) ve (3.) bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA,bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, oybirliğiyle karar verildi.10.09.2015 (Prş.)...

        Çocuk için daha önceki reddedilen boşanma davasında takdir edilmiş olan tedbir nafakasının fiili ayrılık süresi içinde davacı tarafından ödenmiş olması bu davada Türk Medeni Kanununun 169. maddesi çerçevesinde takdir edilen nafakanın karar tarihinden geçerli olacak şekilde takdir ve tayininin gerekçesi olamaz. Türk Medeni Kanununun 169. maddesi gereğince hakim, davanın devamı süresince çocukların bakımı ve korunmasıyla ilgili geçici önlemleri almak mecburiyetindedir. Bu bakımdan dava süresince anne yanında bulunan müşterek çocuk için dava tarihi yerine karar tarihinden geçerli olmak üzere tedbir nafakası takdiri doğru görülmemiştir. Ne var ki bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün bu bölümünün düzeltilmesi gerekmiştir (HUMK. md. 438/7)....

          O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere dava sırasında anne yanında olduğu anlaşılan müşterek çocuk yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. 3-Boşanma veya ayrılık vukuunda çocuk kendisine tevdi edilmemiş taraf gücüne göre onun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlüdür. (TMK.md.182) Bu hususu hakim görevi gereği kendiliğinden dikkate alması gerekmektedir. O halde velayeti anneye verilen müşterek çocuk Arif için iştirak nafakasına hükmedilmemesi usul ve yasaya aykırıdır....

            O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere baba yanında bulunan müşterek çocuklar için davalı-karşı davacı erkek yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. 3-Boşanma ve ayrılık vukuunda, çocuk kendisine tevdi edilmemiş taraf gücüne göre onun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlüdür (TMK.m.182). Bu hususu hakim görevi gereği kendiliğinden dikkate alması gerekmektedir. O halde, velayetleri temyiz edene tevdi edilen çocuklar için iştirak nafakasına hükmedilmemesi isabetli bulunmamıştır....

              Her ne kadar ilk derece mahkemesince davalı kadına, ortak konutu terk ederek birlik görevlerini yerine getirmediği kusuru yüklenmişse de, fiili ayrılık tek başına boşanma sebebi olmadığı gibi ortada terk hukuki nedenine (TMK. md. 164) dayalı bir dava da bulunmamaktadır. Türk Medeni Kanunu'nun 166/1-2. maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Açıklanan sebeplerle davalı kadının boşanmaya sebebiyet veren kusurlu bir davranışı ispatlanamadığından, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi ile yoksulluk nafakası, tazminatlar ve kendi tazminat talebinin reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre davalı-karşı davacı erkeğin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Mahkemece erkeğe kusur olarak yüklenen hakaret ve aşağılama eylemlerinin ayrılık davasından önceki olaylara ilişkin olduğu, kesinleşen ayrılık kararında ise erkeğe sadece birlik görevlerini yerine getirmemek suretiyle evi terk etme kusurunun yüklendiği, yine de erkeğin boşanmaya sebebiyet veren vakıalarda ağır kusurlu olduğu anlaşılmaktadır....

                  O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı kadın ve ortak çocuklar İbrahim ve Irmak yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı bulunmuştur. 3-Boşanma veya ayrılık vukuunda çocuk kendisine tevdi edilmemiş taraf gücüne göre onun bakım ve eğitim giderlerine katılmakla yükümlüdür. (TMK m. 182) Bu hususu hakim görevi gereği kendiliğinden dikkate alması gerekmektedir. O halde velayeti temyiz edene tevdi edilen ortak çocuklar 2006 doğumlu İbrahim ile 2010 doğumlu Irmak için iştirak nafakasına hükmedilmemesi usul ve kanuna aykırıdır....

                    Gerçekleşen bu durum karşısında kadının fiili ayrılık (TMK md. 166/son) sebebine dayalı boşanma davasının kabulü gerekirken, yazılı şekilde reddi usul ve yasaya aykırıdır. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 28.10.2015 (Çrş.)...

                      UYAP Entegrasyonu