Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İstinaf Sebepleri Davacı vekili özetle; davanın muhdesat tespiti olup taşınmazın aynından kaynaklanmadığını, muhdesat sahibinin hakkının şahsi hak olduğunu, taşınmazın aynına ilişkin dava olmadığından davalılara tebligat yapılmadan yetki itirazında bulunup bulunmadığı beklenilmeksizin verilen kararın kaldırılmasını istemiştir. C. Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen karan ile; 1. Taşınmaz üzerindeki ayni hakka ilişkin veya ayni hak sahipliğinde değişikliğe yol açabilecek davalar ile taşınmazın zilyetliğine yahut alıkoyma hakkına ilişkin davalarda, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinin kesin yetkili olduğunu, 2. Bu davaların birden fazla taşınmaza ilişkin olması halinde, taşınmazlardan birinin bulunduğu yerde diğerleri hakkında da dava açılabileceği, 3. Anılan bu kuralın kesin yetki ve dava şartına ilişkin olup mahkemece kendiliğinden gözetilmesi gerektiği, 4....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibari ile, 6102 sayılı yasanın 342. ve 343. maddeleri kapsamında Anonim şirkete sermaye olarak konulacak taşınmazların değerinin tespiti talebinden ibarettir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 342. maddesinde; üzerlerinde sınırlı ayni bir hak, haciz ve tedbir bulunmayan, nakden değerlendirilebilen ve devrolunabilen, fikrî mülkiyet hakları ile sanal ortamlar da dâhil, malvarlığı unsurları ayni sermaye olarak konulabileceği, hizmet edimlerinin kişisel emek, ticari itibar ve vadesi gelmemiş alacakların sermaye olamayacağı, aynı yasanın 343. maddesinde; konulan ayni sermaye ile kuruluş sırasında devralınacak işletmelere ve ayınlara, şirket merkezinin bulunacağı yerdeki asliye ticaret mahkemesince atanan bilirkişilerce değer biçileceği, değerleme raporunda, uygulanan değerleme yönteminin somut olayın özellikleri bakımından herkes için en adil ve uygun seçim olduğunun; sermaye olarak konulan alacakların gerçekliğinin, geçerliğinin...

      Dava, şirkete konulması planlanan ayni sermaye değerinin tespiti talebine ilişkindir. 6102 sayılı TTK'nın m.342/1 hükmü "Üzerlerinde sınırlı ayni bir hak, haciz ve tedbir bulunmayan, nakden değerlendirilebilen ve devrolunabilen, fikrî mülkiyet hakları ile sanal ortamlar da dâhil, malvarlığı unsurları ayni sermaye olarak konulabilir. Hizmet edimleri, kişisel emek, ticari itibar ve vadesi gelmemiş alacaklar sermaye olamaz." şeklindedir. 6102 sayılı TTK'nın m.343 hüküm "Konulan ayni sermaye ile kuruluş sırasında devralınacak işletmelere ve ayınlara, şirket merkezinin bulunacağı yerdeki asliye ticaret mahkemesince atanan bilirkişilerce değer biçilir....

        B)DAVALININ CEVABININ ÖZETİ: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, öncelikli olarak davacının aynı kişi olduğunu iddia ettiği kişinin Türk vatandaşlığından çıkartıldığını, kaydının da kapalı kayıt mahiyetinde olduğunu, kapalı kayıt üzerinde işlem yapılmasına imkan olmadığını, T1'nın yabancı kişi olduğunu, davasını ispat etmesi gerektiğini bildirmiş; katılmış olduğu son celsede T1 ile Abdulkerim Kıvcı'nın aynı kişi olduğunun tespiti yönünde karar verilebileceğini, bu yönde takdirin mahkemede olduğunu, ancak 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'na göre kapalı kayıtlar üzerinde işlem yapılamayacağını belirterek isim değişikliği ve diğer taleplerin reddine karar verilmesini talep etmiştir. C)İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İzmir 8. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 16/02/2021 tarih 2017/542 Esas 2021/59 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne, Mardin İli, Savur İlçesi, Koşuyolu Mah....

        Davacının istemi tapu ve nüfus kayıtlarında yer alan bilgilerin aynı kişiye ait olduğunun tespiti yönündedir. Mahkemece de bu şekilde karar verilmesi gerekir. Hukuk Muhakemeleri Yasası’nın 33. maddesi gereğince bir davada öne sürülen maddi olguların hukuki nitelemesini yapmak, uygulanacak yasa maddelerini bulmak ve uygulamak yargıcın kendiliğinden yapması gereken bir görevdir. Yargıç, tarafların ileri sürdükleri maddi olgu ve istem sonucu ile bağlı olup hukukî nitelendirme ile bağlı değildir. Dava dilekçesinin hukuki nitelemesi usul ve yasaya uygun olarak yapılarak, istemin kabulünü gerektirir. Koşulların bulunduğunun belirlenmesi durumunda, davacının mirasbırakanları ile tapuda adı yazılı kişilerin aynı kişi olduklarının tespitine karar verilmelidir....

          Bu tür davaların dinlenebilmesi için ön koşul, malın 3.kişi elinde haczedilmesi üzerine 3.kişi tarafından haczedilen mal üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı gibi sınırlı bir ayni hakka vs. dayanarak istihkak iddiasında bulunmasıdır. Tüzel kişilerde istihkak iddiası tüzel kişiyi temsile yetkili organlarca ileri sürülebilir. Tüzel kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin yaptığı iddia, geçerli bir istihkak iddiası sayılmaz. Somut olayda, dava konusu 17.12.2008 tarihinde yapılan haciz sırasında 3.kişi yararına istihkak iddiasında bulunan Fikret Kaya’cı 3.kişinin yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili tüzel kişi şirketin temsilcisi olmadığı sabittir. Davalı 3.kişinin yetkili temsilcisi tarafından hacizden itibaren İİK’nun 96/3. maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiasında bulunmamaktadır....

            Bu tür davaların dinlenebilmesi için ön koşul, malın 3.kişi elinde haczedilmesi üzerine 3.kişi tarafından haczedilen mal üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı gibi sınırlı bir ayni hakka vs. dayanarak istihkak iddiasında bulunmasıdır. Tüzel kişilerde istihkak iddiası tüzel kişiyi temsile yetkili organlarca ileri sürülebilir. Tüzel kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin yaptığı iddia, geçerli bir istihkak iddiası sayılmaz. Somut olayda, dava konusu 17.12.2008 tarihinde yapılan haciz sırasında 3.kişi yararına istihkak iddiasında bulunan Fikret Kaya’cı 3.kişinin yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili tüzel kişi şirketin temsilcisi olmadığı sabittir. Davalı 3.kişinin yetkili temsilcisi tarafından hacizden itibaren İİK’nun 96/3. maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiasında bulunmamaktadır....

              Bu tür davaların dinlenebilmesi için ön koşul, malın 3.kişi elinde haczedilmesi üzerine 3.kişi tarafından haczedilen mal üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı gibi sınırlı bir ayni hakka vs. dayanarak istihkak iddiasında bulunmasıdır. Tüzel kişilerde istihkak iddiası tüzel kişiyi temsile yetkili organlarca ileri sürülebilir. Tüzel kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin yaptığı iddia, geçerli bir istihkak iddiası sayılmaz. Somut olayda, dava konusu 17.12.2008 tarihinde yapılan haciz sırasında 3.kişi yararına istihkak iddiasında bulunan Fikret Kaya’cı 3.kişinin yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili tüzel kişi şirketin temsilcisi olmadığı sabittir. Davalı 3.kişinin yetkili temsilcisi tarafından hacizden itibaren İİK’nun 96/3. maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiasında bulunmamaktadır....

                Bu bilgiler ışığında somut olaya bakıldığında, davacı davaya konu parselde hisse itibariyle malik görünen İbrahim kızı Şemiye ile murisi Şemiye'nin yine Hüseyin oğlu Recep ile murisi Recep'in aynı kişi olduğunun tespitini istemiş, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir....

                  Muhdesat, şahsi bir hak olup (TMK 722, 724, 729 m.ler), sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Taşınmaz üzerindeki kalıcı yapı, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Bu hükümler karşısında taşınmaz üzerinde bulunan ve bütünleyici parça niteliğindeki bina, ağaç gibi muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemeyeceğinden kural olarak ve aksine bir kanun hükmü bulunmadıkça muhdesatların mülkiyetinin tespiti dava edilemez ve mahkemelerce de anılan kanun hükümleri gözardı edilerek mülkiyet tespitine karar verilemez. Böyle bir durumda "Çoğun içinde az da vardır" kuralı gereği ve davacının istemi içinde muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespiti isteminin bulunduğu gözetilerek davanın buna göre görülüp sonuçlandırılması gereklidir....

                    UYAP Entegrasyonu