Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu nedenle; ilk derece mahkemesince nispi metoda göre ayıp oranında indirim bedelinin hesaplanması için bilirkişilerden ek rapor alınarak karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usül ve yasaya aykırı olup davalı vekilinin bu hususa yönelik istinaf talebinin kabulüne karar verilmiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin katılma yoluyla istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK'nun 353/1- a.6 maddesine göre ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye geri gönderilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

Ayıplı mal sebebiyle tüketicinin seçimlik hakları aynı yasanın 11.maddesinde düzenlenmiş olup,buna göre;"(1) Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici;a) Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, b) Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme, c) Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, ç) İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme,seçimlik haklarından birini kullanabilir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. (3) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir....

TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 20/01/2022 NUMARASI : 2020/15 ESAS - 2022/27 KARAR DAVA KONUSU : MALIN AYIPLI OLMASINDAN KAYNAKLANAN ONARIM BEDELİNİN TAHSİLİ KARAR : Antalya 4....

kabulü ve ayrıca 5237 sayılı TCK'nun 168. maddesinin 1. fıkrasında etkin pişmanlık nedeniyle 2/3 oranına kadar indirim yapılacağı ve aynı maddenin 2. fıkrasında ise indirim oranının 1/2 olarak öngörüldüğünün anlaşılması karşısında; suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık suçundan belirlenen temel ceza üzerinden indirim yapılırken 1/2 oranından daha fazla oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmemesi, 2- Suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık suçundan hüküm kurulurken, cezadan indirim yapılmasını gerektiren şahsi sebeplerden olan etkin pişmanlık hükümlerine ilişkin 5237 sayılı TCK'nın 168. maddesinin, yaş küçüklüğü nedeniyle cezadan indirim yapılmasına ilişkin aynı Kanun'un 31/3. maddesinden önce uygulanması suretiyle TCK’nın 61/5. maddesine aykırı davranılması, Bozmayı gerektirmiş, suça sürüklenen çocuk müdafiinin temyiz nedenleri bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle isteme uygun olarak BOZULMASINA, 21.06.2021 gününde oy birliğiyle karar verildi...

    Ancak hükümde gerek temel cezanın belirlenmesinde gerekse artırım indirim nedeni olarak kabul edilen olgular ile seçenek yaptırıma çevirme, hükmün açıklanmasının geri bırakılması, erteleme gibi diğer kişiselleştirme müesseselerin uygulanıp uygulanmayacağına ilişkin gerekçelerle, hukukun genel ilkeleri, tecrübe ve mantık kuralları ile çelişmemek koşuluyla her şey takdiri indirim nedeni olarak kabul edilebilir. Buna karşın hukukun kendisine tanıdığı hakları kullanması takdiri indirim nedenlerinin uygulanmasını engel teşkil etmeyeceği gibi takdiri indirim nedenleri temel cezanın belirlenmesinde gözetilemez. Yine kanunda öngörülmüş indirim nedenleri, suçtaki nitelikli haller, suçun unsurlarından biri veya kanunun özel olarak belirttiği nedenler ayrıca takdiri indirim nedeni sayılamaz....

      Dairemiz hakkaniyet indirimi yönünden belge olan dönem açısından indirim yapılmaması davacı yararına, belge olmayan dönem yönünden dava makul oranda indirim yapılması davalı yararına bozulmuştur. Bozma kararında belirtilen makul oranda indirim ifadesinden daha fazla yapılması gerektiği anlaşılmalıdır. Genel uygulama olarak %30’dan az olmamak üzere hakkaniyet indirimi yapılması gerekirken %15 oranında indirim yapılması hatalı olup bozma nedenidir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 25/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Suçunu ikrar eden sanıkların özendirilmesi için takdiri indirim nedeni kullanılmalıdır. Mahkemenin takdiri indirim gerekçeleri TCK’nun 62 maddesine uygun değildir. İlk olarak “takdiri indirim yapılmasını gerektirir bir husus olmadığı” bir gerekçe değildir. “Suçun vasıf ve mahiyeti” de takdiri indirim uygulanmamasına gerekçe olamaz. Kanundan böyle bir uygulamama gerekçesi mantıken çıkarılmaz. Çünkü TCK’nun 62/1 fıkrada ağırlaşmış müebbet hapis cezası gerektiren suçlara bile takdiri indirim sebebi uygulanmasına imkan verilmişken cinsel suçlarda bu imkanın verilmediğini iddia etmek mümkün değildir. “Cezanın sanık üzerindeki etkisi” takdiri indirim sebebinin sanık lehine uygulanmasına bir gerekçe olup aleyhe uygulanmamaya gerekçe değildir. Mahkemenin verdiği cezanın sanık üzerinde etkisiz olacağını kehanette bulunarak peşinen kabul etmesi makul bir gerekçe değildir....

          Yapılacak indirim, işçinin çalışma şekline, işin düzenlenmesine ve hesaplanan fazla çalışma ücreti miktarına göre takdir edilmelidir. Somut olayda; Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda, fazla çalışma ücreti alacağı bakımından hesaplamanın tanık beyanına dayalı olarak yapıldığı, 4.860,00 TL net fazla çalışma ücreti hesaplandığı ve hakkaniyet indiriminin mahkemenin takdirinde olduğu, Mahkeme kararında ise fazla çalışma alacağından %30 indirim yapılması gerektiği, davacının fazla çalışma alacağı talebinin takdiri indirim yapıldıktan sonra 4.860,00 TL olarak hesaplandığı belirtilmiştir. Her ne kadar mahkemece fazla çalışma alacağından indirim yapıldığı belirtilmekle birlikte hükmedilen fazla çalışma ücreti alacağının indirim yapılmaksızın hesaplanan miktar olduğu görülmektedir....

            Maddenin gerekçesinde, mükerrer değerlendirme yasağı dolayısıyla, ikinci fıkrada sayılan nedenlerin temel cezanın belirlenmesinde dikkate alınmaması, sadece takdiri indirim nedenleri olarak göz önünde bulundurulması gerektiği belirtilmiştir. Keza, hâkimin belirlediği nedenler kanunda suçun unsuru veya nitelikli hali veya kanuni indirim hali ise, bu takdirde takdiri indirim nedeni olarak kabul edilemez. Hâkim, birden fazla takdiri indirim nedeninin olduğunu tespit etmiş ise, bu nedenleri bir bütün olarak değerlendirecek ve ancak bir kez takdiri indirim uygulayabilecektir. Sanığın, önceki ifadelerinde suçlamayı kabul etmeyip kovuşturma aşamasında aleyhindeki deliller nedeniyle suçu işlediğini beyan etmesi samimi ikrar olarak kabul edilmemelidir (CGK, 17.06.2014, E. 2013/6-301, K. 2014/329)....

              Ancak; Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 01.03.2016 tarih, 2015-2-832 Esas ve 2016/102 Karar sayılı ilamında da belirtildiği gibi "Mağdur ve katılanın zararı soruşturma aşamasında giderildiğinden ceza adaletinin sağlanması, hak ve nesafet kuralları ve TCK'nın 168. maddesinde belirtilen indirim oranları gözetilerek mahkemece sanıkların cezasının 1/2 oranından daha fazla olmak koşuluyla indirilmesi gerekirken, 1/2 oranında indirim yapılması isabetsizdir" şeklinde gerçekleşen kabul ile 5237 sayılı TCK'nın 168. maddesinin 1. fıkrasında etkin pişmanlık nedeniyle 2/3 oranına kadar indirim yapılacağının ifade edilmesi, aynı maddenin 2. fıkrasında ise indirim oranının 1/2 olarak öngörüldüğünün anlaşılması karşısında; sanık hakkında 1/2'den daha fazla oranda indirim yapılması gerektiğinin gözetilmeden 1/3 oranında indirim yapılmak suretiyle fazla ceza tayinine hükmedilmesi, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan sebeplerden dolayı isteme...

                UYAP Entegrasyonu