, üzerinde takyidat bulunan araçlar ile ilgili ayıpsız misli ile değiştirme veya bedel iadesi talepli dava açılamayacağını, Davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte; araçta davacının kusurundan dolayı oluşan değer kaybı olup olmadığı araştırılmalı, varsa hesaplatılmalı ve davanın kabulü halinde bu bedel davacıya yüklenmesi gerektiğini, Dava konusu araçta ayıp niteliğinde herhangi bir arıza bulunmadığından, kaldı ki tespit edilen arıza davacının garanti kapsamında ücretsiz onarım hakkını kullanması ile giderildiğinden, davacının son kez onarım hakkını kullanmasından sonra tekrar eden bir arıza olmadığından ve davacı halihazırda aracı sorunsuz olarak kullandığından davanın reddine, kabul anlamına gelmemek üzere, mahkemece araçta üretimden kaynaklı bir ayıp olduğu ve tekrar eden arıza nedeni ile davacının diğer seçimlik haklarını kullanabileceği sonucuna varılırsa, öncelikle Yargıtay kararları doğrultusunda araçta takyidat varsa misli ile değişim istenemeyeceğinden bu talebin reddine; takyidat...
K A R A R Davacı, farklı tarihlerde aracındaki rüzgar sesinden dolayı davalının yetkili servisine başvurduğunu, ancak servis tarafından kesin neticeye ulaşılamadığını ileri sürerek, ayıplı aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesini, olmadığı takdirde ücretinin tarafına ödenmesini istemiş; bilahare talebini ayıpsız misli ile değişimle sınırlandırmıştır. Davalı, araçta ayıp bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir....
PLAKALI ARACIN MÜSADERESİNE YÖNELİK KISMININ BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 12/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
MUAYENESİ" bölümünde yer alan rakamlar ve imzanın sanığa ve Halis Karadayı’ya aidiyeti hususunda bilirkişi incelemesi yaptırıldıktan sonra, toplanan deliller bir bütün halinde birlikte değerlendirilip sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile mahkumiyet kararı verilmesi, 2-Gerekçeli karar başlığına, suç tarihinin 14.07.2011 yerine, 16.01.2012 olarak yanlış yazılması, 3- Kabule göre de; a-) Adli emanetin 2012/338 sırasında kayıtlı suça konu belgenin dosyada delil olarak saklanmasına karar verilmesi gerekirken bu hususta karar verilmemesi yasaya aykırı, b-) 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 6723 sayılı Yasa ile değişik 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi...
İlk derece mahkemesince; malikleri tarafından araçtan yaklaşık 5 yıl faydalanılması, gizli ayıbın tamiri mümkün aktarma organlarından kaynaklı olması, araçtaki değer kaybının araç bedeline oranı dikkate alındığında; aracın ayıpsız misli ile değişimi ya da bedel iadesinin iyi niyet kurallarına aykırı ve satıcı aleyhine orantısızlığa sebep olacağı gerekçesiyle, davanın bedel indirimi talebi yönünden kabulü ile 3.295 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiş; karara karşı, taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmuştur....
KARAR Davacı, 06/01/2015 tarihinde davalıdan araç satın aldığını, dokuz ay sonra servis kontrolünde, aracın sol arka kapısında boya yoğunluğu olduğunun tespit edildiğini bu durumda aracın üretim hatasından kaynaklı ayıplı olduğunu ileri sürerek aracın ayıpsız misli ile değişimine karar verilmesini ve yaşadığı manevi üzüntü nedeni ile de 10.000 TL tazminata hükmedilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine, manevi tazminat isteminin ise reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalılar tarafından temyiz edilmiştir. 1-Temyiz eden ...’nin davada taraf olmadığı analaşılmakla temyiz dilekçesinin reddi gerekir. 2-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm davalılar ......
Buna göre bölge adliye mahkemesince; davacının seçimlik hakkını onarım yönünde kullanmış olduğu, onarım neticesinde arızanın giderildiği, bu hâli ile malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi talebinin TMK'nın 2. ve 6502 sayılı Kanun'un 11. maddeleri uyarınca hakkaniyete ve taraflar arasındaki hak ve menfaatler dengesine aykırı olacağı gözetilerek; usul ve kanuna uygun olan ilk derece mahkemesince karşı davacı tarafından yapılan istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak, aracın misli ile değişimine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....
Tüm dosya kapsamına göre, takibe dayanak ilamda ayıplı aracın ayıpsız misli ile birlikte ifa kuralı gereğince aynı anda yapılmasına karar verildiği, davacı tarafından ilama uygun olarak ayıplı araç ile ayıpsız misli araç değişiminin aynı anda yapılmasına ve teslimine ilişkin takip talebinde bulunduğu, icra emrinin de takip talebine uygun olarak düzenlendiği, takibin ilama uygun olarak düzenlenmiş olması nedeni ile bu aşamadan sonra aracın teslim edilmemesinin ancak paranın teslim edilmesi sırasında ileri sürülebileceği, paranın teslimi aşamasında birlikte ifa kuralının geçerli olduğu ve ileri sürülen istinaf sebepleri yerinde olmadığından, davacının istinaf başvurusunun HMK'nun 353- (1)-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşılmıştır....
6502 Sayılı Kanun'un 11. maddesi gereğince seçimlik haklarını, bu kapsamda olmak üzere misli ile değişim hakkını kullanabileceği, davacının ayıplı mal niteliğindeki otomobili kabul etmeye ve kullanmaya zorlanamayacağı anlaşılmakla, davacının misli ile değişim talebinin kabulüne yönelik mahkeme kararında hukuka aykırılık görülmemiştir....
, davanın kabulü anlamına gelmemek şartı ile aracın davacının kullanımında karıştığı maddi hasarlı kazalar neticesinde oluşan değer kaybı hesaplanmaksızın misli ile değişime karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, ayrıca davacının kullanabileceği diğer seçimlik haklar değerlendirilmeksizin misli ile değişim yönünde karar verilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, ekonomik değeri oldukça yüksek olan bir malda ortaya çıkan ve onarımı mümkün bir arıza nedeni ile misli ile değişim kararı verilmesini Yargıtay kararlarına da aykırı olduğunu, hak ve menfaatler dengesinin gözetilmesi gerektiğini belirterek usul ve yasaya aykırı kararın kaldırılmasını, yeniden yapılacak yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....