WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İş sahibi davacılar işin ayıplı yapılması sebebiyle bedelden indirim hakkına sahip olduklarından ve dava öncesi alınan tespit raporu ile mahkemece alınan rapordan ayıplı imalât nedeniyle tenzil edilecek tutarın davada talep edilen miktar kadar olduğu anlaşıldığından ve iş bedeline karşılık 11.000,00 TL’nin ödendiği de ihtilâflı olmadığından mahkemece davacıların 22.420,00 TL’lik sözleşme bedelinin “5.605,00” TL’lik kısmından dolayı davalıya borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesi gerekir. Bu hususlar üzerinde durulmadan belirtilen gerekçeyle davanın tümden reddi doğru olmadığından kararın bozulması uygun görülmüştür. SONUÇ:Yukarıda 1. bentte belirtilen nedenlerle davacıların sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile hükmün davacılar yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, 15.03.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacıya satılan aracın pert-total işlemi gördüğü halde alıcıyı bu konuda bilgilendirmeden maldaki bu konuda ayıp nedeniyle bedelden indirim talebinden kaynaklanmaktadır. Davalı satıcı BK 194.maddesi uyarınca; satılanın her çeşit ayıptan ari bulunmasını tekellüf etmiş olup, bu türlü ayıbın varlığını bilmese dahi sonucundan sorumlu tutulması gerekir. Mahkemece, eksik inceleme ve yerinde olmayan gerekçelerle davanın reddi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 25.4.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Hal böyle olunca davacınınbelli birsüre tatil yaptığı gözetilerek hükmedilen bedelden makul bir indirim yapılması gerekir. Mahkemenin değinilen bu yönü gözardı ederek makul bir indirim yapılmaksızın yazılı şekilde tüm bedelin tahsiline karar vermiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 224.00 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 27.9.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Davacının ayıbın davalı yüklenici tarafından giderilmesine yönelik ifa talebi bulunmadığından kullanılması gereken seçimlik hakkın bedelden indirim yapılması olarak belirlenmesi dosya kapsamına uygun düşmektedir. Bu durumda mahkemece bilirkişilerce saptanan 2.060,00 TL eksik ve kusurlu işlerin giderilme bedeli ile nefaset tutarına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 18.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Ancak; 1)Taşınmazların sit alanına alınması ve çıkarılmasının idarenin tasarrufuna bağlı olduğu gözetildiğinde 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11/1-g maddesi uyarınca arsa olarak tespit edilen değerinde indirim yapılmayarak bulunan karşılığına hükmedilmesi gerekirken bu bedelden taşınmazın SİT alanında kaldığı gerekçesiyle % 5 oranında indirim yapılarak değer biçen bilirkişi kurulu raporu hükme esas alınmak suretiyle eksik bedel tespiti, 2)Dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan ve bedeline hükmedilen yapı ve ağaçların davacı idareye aidiyetine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru olmadığı gibi, 3)7139 sayılı Kanunla değişik Kamulaştırma Kanununun 10/8 fıkrası gereğince bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedel bakımından; 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması gerektiğinden Hükmün yukarıda açıklanan gerekçelerle taraf vekillerinin temyiz istemlerinin kabulü ile BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine...

            Davalı vekilinin temyizine gelince; Taşınmazın sit alanına alınması ve çıkarılmasının idarenin tasarrufuna bağlı olduğu gözetildiğinde 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11/1-g maddesi uyarınca arsa olarak tespit edilen değerinde indirim yapılmayarak bulunan karşılığına hükmedilmesi gerekirken bu bedelden taşınmaz SİT alanında kaldığı gerekçesiyle indirim yapılarak değer biçen bilirkişi kurulu raporu hükme esas alınmak suretiyle aza hükmedilmesi, Doğru görülmemiştir. Davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenle HUMK’nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, davalıdan peşin alınan harçların istenildiğinde iadesine, temyiz eden davalı idare yararına yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 1.350,00-TL. vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine, 20/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              İSTİNAF TALEBİ VE SEBEPLERİ: Davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde sunulan istinaf dilekçesi ile; ilk derece mahkemesince ayıbın satış tarihinden ilk 6 ay içerisinde ortaya çıkması nedeniyle davaya konu aracın ayıplı olmadığının ispat yükünün davalı satıcıda olduğu, ancak istikrar kazanmış Yargıtay uygulamalarına göre dava konusu araçtaki ayıbın önemi ve malın kullanılmasını engelleyecek mahiyette olmaması nedeniyle hakkaniyet gereğince nispi metoda göre hesaplanan bedelden indirim tutarına hükmedildiğini, ancak davacı tarafından noter ihtarnamesi ve dava dilekçesinde de belirtildiği üzere davacı tüketicinin seçimlik hakkını aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi yönünde kullandığını, kesinlikle bedelden indirim talebi bulunmadığını, bildirilen Yargıtay içtihatları gereğince davacının seçimlik hakkı yönünde aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi kararı verilmesi gerektiğini, karara esas alınan bilirkişi raporunun eksik ve yetersiz olduğunu, bilirkişi raporuna göre aracın...

              Mahkemece bu bedelden sökülen imâlatın davalı uhdesinde bulunduğu gerekçesiyle BK'nın 42. maddesi uyarınca ayrıca indirim yapılarak 6.863,13 TL’nin tahsiline karar verilmiş ise de taraflar arasındaki uyuşmazlık BK'nın 355. maddesi ve devamında yer alan eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup imâlatın ayıplı olması durumunda iş sahibinin hakları BK'nın 360. maddesinde gösterilmiştir. Bu nedenle ayıp miktarı 2.500,00 TL’nin davacının talebi daha az bulunduğundan 12.700,00 TL’den mahsup edilerek kalan 10.200,00 TL’nin tahsiline karar verilmesi gerekirken olayda uygulama yeri bulunmayan BK'nın 42. maddesi uyarınca ayrıca indirim yapılması usul ve yasaya aykırı olmuş, kararın bozulması uygun bulunmuştur. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle tarafların diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, 04.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Hukuk Dairesi Esas No : 2014/9468 Karar No : 2015/17463) Sonuç olarak; davada Emrah Burcu'nun taraf sıfatı olmaması nedeniyle pasif husumet yokluğundan reddine, diğer davalı yönünden ise davacı tarafın ayıp oranında sözleşme bedelinden indirim, araç onarım bedeli ve araç mahrumiyet bedeli taleplerinin ile manevi tazminat taleplerinin şartları oluşmadığından reddine dair aşağıda ki şekilde hüküm tesis edilmiştir... " şeklindeki gerekçe ile, davanın reddine, Ayıp oranında sözleşme bedelinden indirim bedelinin Reddine, Araç mahrumiyet bedeli talebinin Reddine, Araç zorunlu onarım bedeli talebinin Reddine, Davacı tarafın manevi tazminat isteminin yasal şartları oluşmadığından reddine, dair karar verilmiştir....

                Davalı; davacının daireyi 2012 yılında satın aldığını, üzerinden yağışlı ve uzun bir kış geçmesine rağmen izolasyon sorunu yaşanmadığını, ayıpların giderimi için defalarca gittiklerini ancak davacının kendilerini içeri almadığını, yüklenici olarak teknik tüm yükümlülüklerini yerine getirdiklerini, tespit raporunun yüzeysel ve bilimsel verilerden uzak şekilde hazırlandığını, hem onarım hem de bedelden indirim talep edilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile konut bedeli 175.000 TL'den 6.973,44 TL ayıp bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte indirilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine dair verilen hüküm, davalının temyizi üzerine Yargıtay 13....

                  UYAP Entegrasyonu