İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davalının, davacıya fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığının, hakaret ettiğinin, başkalarının yanında davacıyı zor durumda bıraktığının, küçük düşürdüğünün, cinsel birliktelikten kaçındığının ispatlanmış olduğu, davacının boşanmakta haklı olduğunu kanıtlamış olduğu, davalının uyguladığı şiddetin, başkalarının yanında davacıya hakaret edip, küçük düşürmesinin davacı yönünden pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış niteliğinde olduğu, evlilik birliği içerisinde davalının kusurlu kabul edildiği, evlilik birliğinin temelinden sarsılması ve pek kötü ve onur kırıcı davranış nedenine dayalı boşanmanın koşullarının gerçekleşmiş olduğu, ortak hayatın yeniden kurulması olasılığının mevcut olduğunu gösteren bir delil olmadığı gerekçesi ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesi uyarınca pek kötü davranış ve 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası uyarınca evlilik...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dairemizce; resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan (HMK md. 355) inceleme sonucunda; Asıl dava; pek kötü veya onur kırıcı davranış ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuksal sebebine (TMK 162 ve 166) dayalı boşanma, ziynet alacağı, birleşen dava ise evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuksal sebebine ( TMK 166/1- 2 ) dayalı boşanma ve ferilerine yöneliktir....
Ancak davalı-karşı davacı kadının hayata kast, pek kötü davranış ya da ağır derecede onur kırıcı davranış sebebine dayalı (TMK m. 162) ve terk hukuki sebebine dayalı boşanma davaları (TMK m. 164) varken; gerekçede evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı (TMK m. 166/1) boşanma davasından bahsedilmiş, hangi davanın hangi gerekçe ile reddedildiği belirtilmemiştir. Yerel mahkeme kararının Yargıtay denetimine elverişli şekilde gerekçeli olması zorunludur. Bu nedenle, gerekçesiz şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. 2-Davalı-karşı davacı kadının ziynet eşyası alacağı talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir hüküm verilmemesi de usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....
Dava dilekçesi incelendiğinde davacı tarafın küçük düşürücü suç şleme, pek kötü veya onur kırıcı davranış ve evlilik birliğinin temelden sarsılması nedeni le tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi ise ; davacı tarafın tanık deliline daynmasına rağmen tanık bildirmediği ,davalı hakkındaki ceza dosyalarındaki suç tarihinin tarafların evlilik tarihinden önce olduğu bu nedenle küçük düşürücü suç işlemeye dayanarak dava açamayacığı gerekçesi le davanın reddine karar vermiştir. Oysa ki davacı taraf davalının küçük düşürücü suç işlemesi, pek kötü veya onur kırıcı davranış yanında iş bu durumlar nedeni ile evlilik birliğinin temelden sarsılması nedenine de dayanarak dava açmıştır. Mahkemece bu konuda bir inceleme, araştırma yapılmamıştır....
DAVA Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin, kadına hakaret ettiğini, tehdit ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, sorumsuz ve ilgisiz olduğunu, kadının kök ailesini istemediğini, evden kovduğunu ve kadının adına kayıtlı taşınmazı kadından habersiz şekilde başkasının adına kaydettirdiğini iddia ederek davanın kabulüne, öncelikle hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle tarafların boşanmalarına, aksi takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin kadına verilmesine, çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 750,00 TL tedbir-iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 750,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasına, kadın yararına 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II....
Şeylere yatırmayı, kadınlarla zaman geçirmeyi, kendisine lüks tüketim malzemeleri almayı tercih ettiğini, müvekkiline cinsel şiddet uyguladığını, müvekkilinin kadınlığını aşağıladığını, hiç bir koşulda beğenmediğini ifade ettiğini, başka kadınlarla kıyasladığını, hitmetçi konumuna sokulduğunu, davalının sosyal şiddet uyguladığını, müvekkili ile birlikte son senelerde hiçbir aile gezmesi, akraba ziyareti, tatil vb.. şeyler yapmadığını, çalışmasına engel olarak ekonomik özgürlüğünü elinden aldığını, davalının evliliğin bitmesine sebebiyet verdiğini, müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını beyan etmiş ve pek kötü ve hayata kast niteliğinde davranışlar, zina, onur kırıcı davranış, mahkemenin aksi kanaatte bulunması halinde de tarafların genel boşanma sebeplerine binaen boşanmalarına, müvekkili lehine 500.000 TL maddi, 500.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini dava ve talep etmiştir....
İlk derece mahkemesince; pek kötü ve onur kırıcı davranış nedeniyle açılan boşanma davası ispat edilemediğinden reddine, evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı boşanma davasının kabulü ile tarafların TMK'nın 166/1....
Davalı-karşı davacı erkek vekili; kadın, hayata kast, pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış hukuki sebebine dayalı boşanma davası açtığı halde mahkemece talep dışına çıkılarak TMK'nın 166/1. maddesi uyarınca boşanmaya karar verilmesinin hatalı olduğuna, kusur tespitine, erkeğin reddedilen boşanma davası ve fer'ilerine, kadın yararına hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakasına, velayet düzenlemesine ve vekalet ücretine yönelik istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı-karşı davalı kadın vekili; erkeğin istinaf talebinin reddine karar verilmesini istemiştir....
Bölge Adliye Mahkemesi ...Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından erkeğin davasının kabulü,kusur belirlemesi, reddedilen TMK 162. maddesine dayalı boşanma davasının reddi kararı, lehine hükmedilen tazminat ve nafaka miktarları ile müşterek çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarı ve ziynet alacağı davasının reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre; davalı-davacı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı-davacı kadın, Türk Medeni Kanunu 'nun 162. maddesinde yer alan "Pek kötü muamele" ve "onur kırıcı davranış" sebebine dayanarak boşanma davası açmış; dava reddedilmiştir....
DAVA 1.Davacı-davalı kadın vekili dava, cevaba cevap-karşı davaya cevap dilekçelerinde özetle; erkeğin kadına fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret, küfür ve tehdit ettiğini, çalışmasına izin vermediğini iddia ederek asıl davanın kabulüne pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış nedeniyle tarafların boşanmalarına aksi takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına ortak çocukların velayetinin anneye verilmesine, çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 5.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 10.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 500.000,00 TL maddi ve 500.000,00 TL manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. 2.Davacı-davalı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; erkeğin kadına fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, erkeğin Sibel isimli bir kadınla Marmaris'te bir otelde kalarak kadını aldattığını iddia ederek birleşen davanın kabulüne zina nedeniyle tarafların...