Hükmün gerekçe kısmında, kadının zina sebebine, erkeğin ise onur kırıcı davranış sebebine dayalı boşanma davasında; tarafların zina ve onur kırıcı davranış nedeni ile boşanmaya neden olan olaylar sonrasında aynı evde birlikte oturmaya devam ettikleri, boşanma davasından çok kısa bir süre önce beraberce 2013 yılında Monaco Prensliğinin 150. yıl kutlamalarına katılmak için yurtdışına gittikleri, üç gece aynı odada birlikte kaldıkları, tatil dönüşünden sonra boşanmayı gerektirir bir olayın varlığının kanıtlanamadığı, bu nedenle önceki olayların affedildiği en azından hoşgörü ile karşılandığı, hoşgörülen ve affedilen olaylara dayanılarak boşanma karar verilemeyeceği gerekçesi ile zina ve pek kötü davranış sebebiyle açılan davaların reddine karar verildiği belirtilmiş, tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebi ile açmış oldukları boşanma davasında ise, erkeğin güven sarsıcı davranışlar içerisine girdiği, sadakate aykırı davrandığı, kadının da sürekli ağır hakaretlerde bulunduğu...
Hal böyleyken mahkemece, usulünce yapılmış bir ıslah işlemi de olmaksızın, davacı- karşı davalı kadının davasının aslında Türk Medeni Kanunu’nun 162. maddesinde yazılı özel boşanma sebebi olan hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeninden kaynaklandığı nitelendirmesi yapılarak, bu sebeple davanın kabulü yoluna gidilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Zira hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir (HMK m. 26). Açıklanan nedenlerle, davacı- karşı davalı kadının talebi dikkate alınarak kadının davasının Türk Medeni Kanunu’nun 166/1. maddesi kapsamında değerlendirilerek sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerektiğinden kararın bozulması gerekmiştir....
Aile Mahkemesi'nin 2017/910 Esas, 2020/130 Karar sayılı ilamı ile boşanma davasının derdest olduğunu, açılan davanın boşanma (hayata kast, pek kötü ve onur kırıcı davranış nedeniyle) davası olup, dava tarihinin 29.09.2017, karar tarihinin 20.02.2020 olduğu, davanın kısmen kabul, kısmen red ile sonuçlandığını, kararın henüz kesinleşmediğini, huzurdaki davada talep edilen manevi tazminatın boşanma davasında talep edilen manevi tazminat olduğunu, iki ayrı dava ile aynı konuda manevi tazminat talep edildiğini, bu nedenle derdestlik itirazlarının olduğunu, derdestlik nedeniyle davanın reddine, mahkeme aksi kanaatte ise davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; "... Davacı, Gaziosmanpaşa 4....
TL tedbir ve 1.000,00 TL iştirak nafakasına, iştirak nafakasının hükmün kesinleşmesini takip eden yıllarda kesinleşme tarihi itibariyle her yıl TÜİK' in yayınladığı ÜFE artış oranında arttırılmasına, kadın yararına aylık 30.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata ve 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesi uyarınca pek kötü ve onur kırıcı davranış nedeniyle açılan davanın reddine karar verilmiştir....
-TL maddi ve 150.000,00.-TL manevi tazminata karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; "Yapılan yargılama sonunda dosyada mevcut bilgi ve belgeler ile tanık anlatımları birlikte değerlendirildiğinde; tarafların 07/04/2014 tarihinde evlendikleri, bu evliliklerinden iki müşterek çocuklarının olduğu, davanın öncelikle TMK'nun 163. maddesi kapsamında haysiyetsizce hayat sürme nedenine dayalı boşanma, olmadığı takdirde TMK'nun 162. maddesi kapsamında hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış nedeniyle boşanma, olmadığı takdirde TMK'nun 166/1 kapsamında evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuksal nedenine dayalı boşanma davası olduğu dosya kapsamından anlaşılmıştır. Davalının haysiyetsizce hayat sürdüğü veya davacının hayatına kast edip pek kötü muamelede bulunduğu iddialarının ispatlanamaması nedeniyle davacının söz konusu özel boşanma nedenlerine dayalı boşanma taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir....
Taraflarca sunulan, İlk Derece Mahkemesince toplanan tüm delillere ve davalı tarafından gösterilen istinaf nedenlerine göre yapılan incelemede; taraflarca gösterilen, İlk Derece Mahkemesince toplanan tüm deliller ve İlk Derece Mahkemesince verilen karar, taraflarca ileri sürülen vakıalar, dosyaya toplanan tüm bilgi ve belgeler, davalının istinaf nedenleri birlikte değerlendirildiğinde; erkek tarafından davalı kadının zinası, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış ve evlilik birliğinin temelden sarsılması nedenine dayalı TMK'nun 161, 162, 166/1- 2 maddesi uyarınca boşanma davaları açıldığı, davalı kadın tarafından açılan davaların reddinin talep edildiği, İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama neticesinde İlk Derece Mahkemesi kararının özeti bölümünde açıklandığı üzere karar verildiği, verilen karara karşı erkeğin istinaf kanun yoluna başvurmadığı, kadın tarafından aleyhine verilen karar yönünden verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesi ile istinaf kanun yoluna...
yersizdir. 2-Davacı-karşı davalı kadın tarafından Türk Medeni Kanunu'nun 162, 163. ve 166/1. maddesinde düzenlenen hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenlerine dayalı boşanma davası açılmış, davalı-karşı davacı erkek, evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak karşı boşanma davası açmıştır....
Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, davacı-davalı erkeğin eşine birkaç defa fiziksel şiddet uyguladığı ve fiziksel şiddet nedeniyle kadının kulak arkasında yırtılma oluştuğu anlaşılmaktadır. Davacı-davalının eşine yönelik bu eylemleri pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış niteliğinde olup Türk Medeni Kanunu'nun 162. maddesi uyarınca davanın kabulü gerekmektedir. Ne var ki, temyize getirilmeyerek, tarafların kabul edilen TMK 166/1-2 maddesi gereği açılan boşanma davalarındaki boşanma hükmü kesinleştiğinden, kadının TMK 162. maddesi uyarınca açtığı boşanma davasının konusuz hale geldiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, kadının bu boşanma davasının esası hakkında bir karar verilemeyecektir. Ancak, davanın konusuz kalması sebebiyle esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde hakim, davanın açıldığı tarihteki, tarafların haklılık durumuna göre vekalet ücreti ve yargılama giderlerini takdir ve tayin eder (HMK m. 331/1)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile)Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından kendi davasının reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle kadının "pek kötü veya onur kırıcı davranış"a dayanan davasının süresi içinde açılmamış olması nedeniyle işin esasına girilerek karar verilmesi yerinde değilse de, davanın reddine yönelik hükmün sonucu itibariyle doğru olduğunun anlaşılmasına göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı harcın temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 267.80 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın...
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının tamamen KALDIRILMASINA, 6100 sayılı HMK'nun 353/1- b-2 maddesi gereğince bu konuda yeniden karar vermek gerektiğinden, a-Davacının TMK'nun 162. maddesi uyarınca pek kötü ve onur kırıcı davranış nedeni ile açtığı boşanma davasının reddine, b-Davacının genel geçimsizlik nedenine dayalı olarak açtığı boşanma davasının kabulüne, Mersin ili, Yenişehir ilçesi, İnsu Mah....