TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 22/10/2019 NUMARASI : 2018/569 ESAS 2019/756 KARAR DAVA KONUSU : (Malın Ayıplı Olmasından Kaynaklanan) KARAR : Davacı tarafından davalı aleyhine Konya 1....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, eksik ifadan dolayı bedel indirimi, geç teslim nedeniyle kira alacağı, olmadığı taktirde ödenen bedelin tahsili ve senet iptali istemine ilişkindir. Davacı tarafından davalı aleyhine açılan terditli davada davacının ilk talebi satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, eksik ifadan dolayı bedel indirimi, geç teslim nedeniyle kira alacağı istemine ilişkindir. HMK’nın 111. maddesi gereğince davacı, aynı davalıya karşı birden fazla talebini, aralarında aslilik-ferilik ilişkisi kurmak suretiyle, aynı dava dilekçesinde ileri sürebilir. Bunun için, talepler arasında hukuki veya ekonomik bir bağlantının bulunması şarttır....
Taraflar arasındaki uyuşmazlık ayıplı mal satışından kaynaklanmakta ise de görevli mahkemenin tespiti için öncelikle davaya konu aracın ticari mi yoksa hususi bir araç mı olduğunun tespiti gerekmektedir. Mahkemece araç ruhsat bilgilerinin dosya içerisine getirtilerek aracın hukuki niteliğinin tespiti ile hasıl olacak sonuca göre görevli mahkemenin tespiti gerekirken yukarıda yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, BOZMA nedenidir. 2-Bozma nedenine göre sari temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, SONUÇ:Birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 11.6.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: Dava, 6502 sayılı Tüketicininin Korunması Hakkındaki Kanundan kaynaklanan ayıplı aracın ayıpsız misli ile değişimi, mümkün olmadığı takdirde satış bedelinin ticari faizi ile birlikte iadesi istemine ilişkindir. 6100 sayılı HMK. 'nun 355. Maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve resen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu; Dairemizin 2019/497 esas 2021/807 karar sayılı kaldırma kararı ile 6502 sayılı yasanın 11/3 maddesine göre değerlendirme yapılması yönünden karar kaldırılmış olup, İlk derece mahkemesince bedel indirimi yönünde karar verildiği taraflarca kararın istinaf edildiği anlaşılmıştır....
Dava, ayıplı araç satışından kaynaklı sözleşme nedeniyle bedel iadesi ve yapılan masrafların bedel iadesi talebine ilişkindir....
Bir hukuki işlemin sadece 6502 Sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici, diğerinin de satıcı yada sağlayıcı olması gerekir. Eldeki davada, davacı, ayıplı araç satışı nedeniyle aracın iadesi ile birlikte sözleşmenin iptalini mümkün olmaması halinde de bedel indirimi istemiştir. Davalı ise sürekli araç alım satımı yapan tacir olmadığını, kendisinin de aracı 3. kişiden alarak uzun süre kullandığını, iddia edilen ayıbın varlığını bilmediğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Somut olayda, araç alım-satımının mesleki faailiyet kapsamında yapılmadığı açık olup, davalı 6502 sayılı yasada tanımlanan satıcı sıfatını taşımamaktadır. Satış sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkların 6502 sayılı yasa kapsamında olması için mutlak surette taraflardan en az birisinin satıcı vasfını taşıması gerekir....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, mahkemece verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, delil tespiti dosyasında alınan bilirkişi raporunda aracın satım anında gizli ayıplı olduğunun tespit edildiğini, miktarının da delil tespiti dosyasına belirlendiğini, ihtiyati haciz şartlarının oluştuğunu, kararın kaldırılmasını ve teminat karşılığında ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ederek kararı istinaf etmiştir. GEREKÇE. Dava, davacının davalıdan satın aldığı aracın ayıplı olması nedeniyle bedel indirimi ve zarar tazminine ilişkindir. Davacı delil tespiti dosyasına dayanarak ihtiyati haciz talep etmiştir. Mahkemece tensip tutanağı 23 nolu ara kararında tarafların yükümlülüklerini yerine getirip getirmedikleri yargılamadaki delillere göre değerlendirileceği, muaccel alacak bulunmadığı ve şartları oluşmadığından ihtiyati haciz talebinin reddine karar verildiği görülmüştür. İİK.'nun 257. maddesinde, ihtiyati haczin şartları düzenlenmiş olup 1....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla) Taraflar arasındaki ayıplı mal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalının yaptırdığı projeden satın aldığı taşınmaz ve ortak alanların eksik ve ayıplı olarak teslim edilmesi nedeniyle taşınmazda meydana gelen değer kaybının hesaplanarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak 10.000 TL nin avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar davanın reddini dilemişlerdir....
Davacı, satılan malların ayıplı olduğunu bildirerek davalıya iade etmiş ve davalı da ayıplı olduğu ileri sürülen malları hiç bir ihtirazi kayıt koymaksızın teslim alıp kabul etmiştir. Bu durumda mahkemece, davacının ayıplı mal satışından kaynaklanan zararlarını da isteyebileceği gözetilmeksizin somut olaya uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdir edilen 1.100,00.-TL. duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 29.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Belediyesi’ne ait taşınmaz üzerine yapılmış olması, “açık ayıp” olarak nitelendirilip, davacının konutu teslim aldıktan sonra 4077 Sayılı Kanunun 4. maddesinde öngörülen 30 gün içerisinde davalıya yapılmış ayıp ihbarı bulunmadığından davanın reddine karar verilmişse de, dava konusu olayda 4077 sayılı yasada düzenlenen “ayıplı ifa” değil “eksik ifa” söz konusu olup, 4077 sayılı Yasanın 30. maddesine göre, bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde genel hükümlere göre uyuşmazlığın çözümü gerekli olduğundan, sözleşmeden kaynaklanan edimin ifasındaki dava konusu eksiklikler nedeniyle davacının 10 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde satıcının sorumluluğuna gidebileceği kabul edilmelidir. (Bkz....