Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan ... veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan ... yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kalıp kalmadığının belirlenmesi için, yasanın amacı içinde mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Aynı yasanın 23. maddesinin 1. fıkrasında ise “bu kanunun uygulanmasıyla ilgili çıkacak her türlü ihtilaflara tüketici mahkemelerinde bakılır” hükmüyle, kanunun uygulanmasından doğacak ihtilaflara bakacak görevli mahkeme belirtilmiştir. Somut olay değerlendirildiğinde, tüketici davacı ile satıcı ve servis hizmeti sunan davalılar arasında mal satışından kaynaklanan bir ilişki bulunduğu anlaşılmaktadır....

    Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut olay değerlendirildiğinde, tüketici davacı ile satıcı davalı arasında mal satışından kaynaklanan bir uyuşmazlık bulunmaktadır.Dosya içerisinde bulunan ve aracın ilk sahibi adına düzenlenen faturada aracın modelinin orta ticari olduğu anlaşılmış davacının 4077 Sayılı Yasa kapsamında kalan tüketici sıfatını haiz olmadığı, hal böyle olunca taraflar arasındaki ilişkinin 4077 Sayılı Yasa kapsamında kalmayıp davaya bakmanın Tüketici Mahkemesinin görev alanında bulunmadığı davada genel mahkemelerin görevli olduğu anlaşılmaktadır....

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, traktör satışından kaynaklı ayıba karşı tekeffül hükümlerine dayalı tazminat istemine ilişkindir. Dairemizce HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle ve kamu düzenine ilişkin hükümlerle sınırlı olmak üzere inceleme yapılmıştır. Somut uyuşmazlıkta; davacı, davalı Tümosan A.Ş 8175 model traktörü davalı Taşkıran Traktör Ltd şirketinden satın aldığını, traktörün ayıplı olduğunu ileri sürerek, aracın ayıpsız benzeri ile değiştirilmesi mümkün olmadığı takdirde ise değer kaybı talebinde bulunmuştur. 4822 sayılı Yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiştir....

      Somut olay değerlendirildiğinde, tüketici davacı ile satıcı ve hizmet sunan davalı arasında mal satışından kaynaklanan bir ilişki bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davaya bakmaya tüketici mahkemesi görevlidir. Mahkemece işin esasına girilerek hüküm kurulması gerekirken ,görevsizlik kararı verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. 2-Bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ : Birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 26.9.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Somut olayda, davacı tarafça ayıplı araç satılması nedeniyle strese bağlı vitiligo oluştuğu belirtilerek manevi tazminat talep edilmiş ise de kişilik haklarını, bedensel bütünlüğü veya ruhsal bütünlüğü zedeler nitelikte bir hususun söz konusu olmadığı, davacı tarafça ayıplı araç satılmış olması ile stres yapılması veya vitiligo oluşması arasında illiyet bağının bulunduğunun ispat edilemediği, tazminata hükmedilebilmesi için yapılan eylemle birlikte kusur, zarar ve illiyet bağı koşullarının birlikte sağlanması gerektiği, ancak davacı tarafça manevi olarak zarar uğrandığı hususunun ispatlanamadığı, bu sebeplerle mahkemece manevi tazminat koşullarının bulunmadığı dikkate alınarak manevi tazminat isteminin reddi karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dosya içeriğine göre uyuşmazlık, ayıplı mal satımı iddiasıyla davacı aleyhine açılan sözleşmenin iptali ve alacak davası sonrasında kurulan hüküm nedeniyle davacıya yönelik olarak yapılan haksız hacizden kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Davalılar aleyhine, davacının ayıplı mal satımına neden oldukları iddiasıyla dava açılmıştır. Uyuşmazlığın çözümünde sigorta hukukunun uygulanma yeri bulunmamaktadır.Bu nedenle temyiz inceleme görevi Yüksek 4. Hukuk Dairesine ait olmakla beraber anılan dairecede gönderme kararı verilmiş olmakla temyiz inceleme yerinin belirlenmesi için dosyanın HUKUK DAİRELERİ BAŞKANLAR KURULU'NA gönderilmek üzere Yüksek Birinci Başkanlığa SUNULMASINA 20.04.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta davacılar ile davalılar arasında 4077 sayılı yasa kapsamında kalan bir hukuki ilişkisi bulunduğu anlaşılmaktadır. 4077 sayılı yasanın 23. maddesi bu kanunu uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık ayıplı ürün satışından kaynaklanan manevi tazminata ilişkin olup Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ Dava; tacirler arası taşınır satışından kaynaklanan ayıplı malın ayıpsız misli ile değişimi istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 11. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yargıtay 11. Hukuk Dairesine gönderilmesine 24/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

                Mahkemece, davanın kabulüne, 23.000,00 TL satış bedelinin davalıdan tahsiline, dava konusu aracın davalıya iadesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir 2-Taraflar arasında 14.03.2012 tarihinde noter satışı ile satıma konu edilen aracın yapılan yargılama sonucunda ayıplı olduğuna karar verilerek davacının ödediği satış bedelinin davalıdan tahsiline, ayıplı aracın davalıya iadesine karar verilmiştir. Ayıplı mal satışından dolayı sözleşmenin fesih edilerek, alıcı davacının ödediği satış bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesinde bir uyuşmazlık yoktur....

                  Dava tarihinde yürürlükte bulunan faktoring şirketlerinin kuruluş ve çalışma esasları hakkındaki yönetmeliğin 1.maddesinde faktoring işlemlerine esas alınacak temlik konusu alacakların faturaya veya mal veya hizmet satışından doğmuş olduğunu tevsik eden diğer belgelere dayalı bulunması, 8.maddesinde ise faktoring şirketlerinin kambiyo senetlerine dayalı olsa bile fatura veya alacağın bir mal veya hizmet satışından doğmuş olduğunu tevsik eden benzeri belgelerle ilişkilendirilmeyen alacakları satın alamayacakları hususları hükme bağlanmıştır. Buna göre davalılar arasındaki ilişki temlik ilişkisi olduğundan borçlu davacı temlik eden dava dışı şirkete karşı haiz olduğu bütün def’i ve itirazları temellük eden durumundaki faktoring şirketine karşı da ileri sürme hakkına sahiptir (B.K. 167/1). Mahkemece bu yönler üzerinde durulup tartışılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu