Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DEĞERLENDİRME VE SONUÇ: Dava, 6098 sayılı TBK'nun 217-231 maddelerinde düzenlenen Ayıplı Mal nedeniyle tazminat (Ticari Satıma Konu Maldan Kaynaklanan ) istemine ilişkindir. Basit yargılama usulüne tabi işbu davada dilekçeler aşaması tamamlanmış ve usulüne uygun olarak gönderilen ve yapılan davetiyeler sonucunda duruşma açılarak ön inceleme duruşması icra edilmiş ve tarafların sulh olmaması nedeniyle uyuşmazlık belirlenmiş ve tahkikata geçilmiştir. Bu aşamada mevcut ve toplanan deliler incelenip değerlendirilerek tahkikat tamamlanmış, duruşmaya katılan taraf vekillerinin son sözleri dinlenerek yargılama bitirilmiş ve aşağıdaki hüküm sonucuna ulaşılmıştır....

    Maddeye göre, tüketici kendisine sağlanan mal ve hizmetle ilgili ayıplı olup olmama konusunda gerekli muayeneyi (denetimi) yapacak ve bu muayene sonucu, mal ya da hizmetle ilgili saptadığı ayıpları, mal veya hizmetin sağlanmasından itibaren ihbar süreleri içinde, kendisine mal yada hizmet sağlayan sözleşmenin tarafına bildirecektir; bu bildirim (ayıp ihbarı) ödevi ihmal edildiğinde, tüketici, ayıba dayalı yasal haklarını kaybedecektir. 6098 Sayılı TBK.’nun bu konudaki 223. (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 198/2’de) maddesinde ifade edildiği gibi, ayıp ihbarının yapılmaması, tüketicinin ifa konusu mal ya da hizmeti, bulunduğu hal üzere kabul ettiği sonucunu doğuracak ve bu yönde gerçekleşen varsayımın aksi, hiçbir suretle kanıtlanamayacaktır. 4077 sayılı TKHK.’nun 4. maddesinin 2. fıkrası hükmüne göre; tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde açık ayıpları satıcıya bildirmekle yükümlüdür....

      Davacı, davalıdan satın aldığı çatı kaplama malzemesini döşemiş olduğu dava dışı müşterinin kendisi aleyhine ayıp nedeniyle dava açıp kazandığını, bu nedenle dava dışı müşteriye tazminat ödemek zorunda kaldığını, bunun sorumluluğunun ayıplı malzemeyi satan davacı şirkete ait olduğunu iddia etmiştir. Davalı ise, dava dışı müşteriyle davacı arasındaki davanın kendisine ihbar edilmediğini, ayrıca süresinde ayıp ihbarı yapılmadığını savunmuştur. Gerçekten davacı ile dava dışı müşterisi arasındaki daha önce görülüp sonuçlanan davanın davalıya ihbar edilmediği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Öte yandan ayıba dayalı olarak açılıp sonuçlanan o davada alınan ilama dayanılarak davacı aleyhine 07.06.2004 tarihinde icra takibine girişilmiş, 17.05.2005 tarihli noter ihtarnamesiyle de ayıp ihbarında bulunulmuştur. Taraflar tacir olup, ayıplı mal satışından kaynaklanan uyuşmazlıklarda TTK.nun 25/3. maddesinde öngörülen sürelerde ayıp ihbarında bulunulması zorunludur....

        Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ayıplı araç satışı nedeniyle alacak istemine ilişkindir. ... 1. Tüketici Mahkemesince, araç satan davalının mesleki amaçla satış yapmadığı ve satıcı tanımına uymadığı, bu nedenle 6502 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanamayacağı ve uyuşmazlığın genel mahkemelerde çözülmesi gereğine değinilerek görevsizlik kararı verilmiştir. ... 8. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından ise davacının tüketici, davalının da satıcı olduğu ve ihtilafın tüketici mahkemelerinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. 28.11.2013 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun” (TKHK) 2. maddesinde Kanunun kapsamı “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki ayıplı mal nedeniyle bedel iadesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, mesleki ve ticari faaliyeti gereği oto alım satımı yapan davalıdan toyota aracı noterde düzenlenen sözleşme ile satın aldığını, ancak hasarlı ve ayıplı satış yapıldığının ortaya çıktığını ileri sürerek, ödenen satış bedeli 32.000 YTL.nin faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....

            ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2018/6 KARAR NO: 2022/705 DAVA : Tazminat (Ayıplı Mal Bedelinin İadesi) DAVA TARİHİ : 02/01/2018 KARAR TARİHİ: 11/10/2022 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ayıplı Mal Bedelinin İadesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili arasında uzun süredir devam eden ticari ilişki bulunduğunu, müvekkilinin davalı şirketten ----aldığını, müvekkili ile davalı arasındaki anlaşma uyarınca müvekkilinin davalı şirketten ---- tarihlerde satın aldığını ve alınan malzemenin ürünlerin üretim aşamasında ürünün son şeklini almasını sağlamak amacıyla kullanıldığını, müvekkilinin davalıdan aldığı --- ürünleri ihraç edip iç piyasaya sattığını, bu şekilde davalıdan aldığı malzeme ile----- kullandığını, -- tarihinde gelen müşteri şikayeti üzerine müvekkilinin ürünlerin incelemesini yaptığında davalıdan ----- tarihleri arasında aldığı ------malzemesinin içinden değişik------ çıktığının...

              Mahkemece, bilirkişi incelemesi yaptırılmış, parçalı yapılı kürkün komple sırttan yapılı kürke göre çok daha ucuz olup bunun ancak astarın açılması ile anlaşılabileceği parçalı yapının işlenmesindeki hatadan ötürü kürkte kellikler oluştuğundan imalattan kaynaklı gizli ayıp nedeni ile davanın kabulüne karar verilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık ayıplı mal satışı nedeni ile sözleşmeden dönerek bedelin iadesi talebinden kaynaklanmıştır. Satışa konu kürkün gizli ayıplı olduğu dosya içeriğinden anlaşıldığı gibi bu husus mahkemeninde kabulündedir. 4077 sayılı yasanın 4. maddesi gereğince satışa konu malın ayıplı olması halinde malın teslim tarihinden itibaren 30 gün içinde satıcıya ayıp ibarında bulunulması gerekir....

                TBK'nun 472/1. maddesine göre, işin yapımında kullanılacak malzemenin yüklenici tarafından sağlandığı durumda, yüklenici bu malzemenin ayıplı olması yüzünden işsahibine karşı satıcı gibi sorumlu olacaktır. TBK'nun 475. maddesi ile de, eserin ayıplı yapımı nedeniyle yüklenicinin sorumluluğu ve iş sahibinin seçimlik hakları düzenlenmiş olup, ayıbın giderilmesi için eserin ücretsiz onarımını isteme hakkı ile genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı, seçimlik haklar arasında kabul edilmiştir. Diğer taraftan; 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'un 4/2. maddesinde, ayıplı mal satımı nedeniyle tüketicinin satıcıya karşı olan seçimlik hakları düzenlendikten sonra, "... tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte ayıplı malın neden olduğu ölüm ve/veya yaralanmaya yol açan ve/veya kullanımdaki diğer mallarda zarara neden olan hallerde imalatçı-üreticiden tazminat isteme hakkına da sahiptir" denilerek ayıplı mal imalatçısının sorumluluğu kabul edilmiştir....

                  Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, davalı tarafça inşa edilip satılan taşınmazda bulunan eksik ve ayıplı imalat nedeniyle oluştuğu ileri sürülen zararların tazmini isteğine ilişkindir.Bir hukuki işlemin 4077 sayılı kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için, kanunun amacı içerisinde tanımlanan taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, konut satışı ve imalatçının sorumluluğundan kaynaklandığından 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesinde belirlenen tanımlar ve 4. maddesi dikkate alındığında, somut olayın 4077 sayılı kanun kapsamında kaldığı anlaşılmakta olup, aynı kanunun 23. maddesi, bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa Tüketici Mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir....

                    Davacı vekili; davalıya sera kurulması için gerekli malzemelerin satışı gerçekleştirilerek teslim edildiğini, davalının 238.528,00 TL'yi ödemekle birlikte bakiye 70.632,00 TL satış bedelini ödememesi sebebiyle davalı hakkında icra takibi başlatıldığını, davalının dosya borcunun 35.457,00 TL'lik kısmını ödeyerek bakiye alacak tutarı olan 38.083,43 TL'ye itiraz ettiğini ileri sürerek,icra takibine yönelik davalının kısmi itirazının iptali ile takibin devamına, alacağın %20'si oranında inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; sera kurulumuna ilişkin malzemelerin üretimden kaynaklı ayıplı olduğunu, işbu davadan evvel de davalının davacı aleyhine ayıplı mal satışı sebebiyle dava açtığını savunarak davanın reddini dilemiştir....

                    UYAP Entegrasyonu