Davacının araç kendisindeyken araçla kaza yaptığı ve kaza sonucu araçta 7.891,00.-TL değer kaybı oluştuğu anlaşılmaktadır. Gizli ayıp nedeniyle oluşan değer kaybının davacının kaza yapması sonucu oluşan değer kaybından 3 misli oranda düşük olduğu anlaşılmaktadır. Bu haliyle sözleşmeden dönme halinde tüketicinin bundan elde edeceği yarar ile bunun satıcıya getireceği zarar arasında bir oransızlık varsa ve ayıplı mal çok az giderle onarılabiliyorsa artık sözleşmeden dönmenin amaca aykırı olduğu kabul edilmektedir. (Aynı yönde Yargıtay 3. Hukuk Dairesi'nin 2020/3717 E. Ve 2020/4435 K. Sayılı kararı) Hal böyle olunca mahkemece, davacının seçimlik haklarından sözleşmeden dönme hakkını kullanmasının TMK'nın 2. ve TBK'nın 227/3. maddeleri uyarınca hakkaniyete ve taraflar arasındaki hak ve menfaatler dengesine aykırı olacağından, araçtaki ayıp nedeniyle seçimlik hakkından ayıp oranında bedelden indirim uygulanmasının uygun olacağı değerlendirilerek sonucuna gidilmesi yerinde görülmüştür....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki ayıplı mal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalılardan bir yatak odası takımı aldığını, ancak takımın sürgülü kapağında, aynasında, mobilya boyasında ve yatak başlığındaki zincirlerinde hata olması nedeni ile ayıplı mal niteliğinde olduğunu, takımın davalılara iadesi ile ödediği 2.600,00 TL nin faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar, süresinde ayıp ihbarında bulunulmadığını, teslimden yaklaşık 3 yıl sonra dava açıldığını ve takımın ayıplı olmadığını savunarak davanın reddini istemişlerdir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir....
denmekle, müvekkili şirketin davacı-yükleniciden kaynaklanan eksik ve ayıplı ifa nedeniyle sözleşmeden döndüğünü açıkça bildirmiş olduğunu, Sözleşmeden dönme hakkının, tek taraflı ulaşması gerekli ve bozucu yenilik doğuran bir hak olduğunu, karşı tarafın kabulüne bağlı olmadığını dolayısıyla müvekkili şirketin keşide ettiği ihtarnameyle sözleşmeden döndüğünü ve müvekkili şirketin bu hakkını kullanmasıyla taraflar arasında yürürlükte bir sözleşmenin kalmadığının sabit olduğunu, mahkemece de bilineceği gibi, sözleşmeden dönmenin geriye etkili olarak hüküm ve sonuç doğuracağını, müvekkili şirketin ihtarnamesinde sözleşmeyi feshettiği ibaresini kullanması sebebiyle, feshin ileriye etkili sonuçlar doğuracağı akla gelebilirse de sözleşmenin devam eden dönemsel edimler içeren bir sözleşme olmayıp bir sefer ifasıyla sona erecek olduğunun ve bu tip sözleşmelerde feshin değil dönmenin söz konusu olacağının göz önüne alınması gerektiğini ve müvekkilin bu beyanın sözleşmeden dönme teşkil edeceğine...
Öncelikle, konu ile ilgili yasal düzenlenmelerin incelenmesi gerekir: 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4822 sayılı Kanunla değişik "Ayıplı Mal" başlıklı 4. maddesi; “Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda ya da reklam ve ilanlarında yer alan veya satıcı tarafından bildirilen veya standardında veya teknik düzenlemesinde tespit edilen nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar, ayıplı mal olarak kabul edilir. Tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde ayıbı satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir....
Hukuk Dairesinin 17.12.2018 tarihli ve 2017/1208 E., 2018/2067 K. sayılı kararı ile; sözleşmeden dönme hâlinde birlikte ifa kuralı geçerli olduğundan mal bedelinin davacıya iadesine karar verilirken aynı zamanda tüm takyidatlardan arınmış şekilde ayıplı malın davalı-satıcıya iadesi yönünde hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile; ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılması ve davanın kısmen kabulü ile, davacı ile davalı ... Otomotiv San. ve Tic. A.Ş. arasındaki araç satışına ilişkin sözleşmenin ve davacı ile davalı ...Ş. arasındaki kredi sözleşmesinin iptaline, aracın tüm takyidatlarından arındırılarak davalı ... Otomotiv San. ve Tic. A.Ş.'ye iadesi ile birlikte, 26.204TL’nin davalı ...Ş.'den, 36.510TL’nin diğer davalılar ... Otomotiv San. ve Tic. A.Ş. ve ... Türk A.Ş.'den alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı tarafından davalılar ... Otomotiv San. ve Tic. A.Ş. ve ......
Maddesi gereğince seçim hakkını kullanarak öncelikle malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi bunun mümkün olmadığı durumda sözleşmeden dönme hakkını kullanarak ayıplı malın satış bedeli olan 80.481,50 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte iadesini dava ve talep etmiştir....
Davalı şirket vekili istinaf dilekçesinde özetle; Bilirkişi raporunun hatalı olduğunu, dava konusu ürünün ayıplı mal kapsamından değerlendirilemeyeceğini, teslim anında ayıbının olmadığını, kullanıcı hatası olarak değerlendirilmesi gerektiğini,haksız verilen mahkeme kararının ortadan kaldırılarak davanın reddini talep etmiştir İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE; Dava,davacının 18.11.2017 tarihinde satın aldığı, philips marka televizyondaki ayıp sebebiyle 6502 sayılı yasanın 11/1- a maddesinde düzenlenen "Sözleşmeden Dönme" seçimlik hakkını kullanması talebinden ibarettir....
Dava konusu olayda, davacı tercih hakkını öncelikle bedel iadesi, olmadığı takdirde aracın yenisi ile değiştirilmesi olarak kullanmışsa da, daha sonra 19.09.2006 tarihli ıslah dilekçesi ile aracın geçirmiş olduğu trafik kazası ve pertotal işlemi nedeniyle aracı iade etmesinin mümkün olmadığını bildirerek, satış bedelinden sigorta şirketinden almış olduğu tazminat miktarını mahsup ederek kalan 5.075,00 YTL'nin ödetilmesini istemiştir....
Gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinden dönme 6502 s.TKHK.nun 45.m.sinde;" (1) (Değişik: 2/1/2017- KHK-684/8 md.; Aynen kabul: 1/2/2018- 7074/8 md.) Ön ödemeli konut satışında sözleşme tarihinden itibaren yirmidört aya kadar tüketicinin herhangi bir gerekçe göstermeden sözleşmeden dönme hakkı vardır. Sözleşmeden dönülmesi durumunda satıcı; konutun satışı veya satış vaadi sözleşmesi nedeniyle oluşan vergi, harç ve benzeri yasal yükümlülüklerden doğan masraflar ile sözleşme tarihinden itibaren ilk üç ay için sözleşme bedelinin yüzde ikisine, üç ila altı ay arası için yüzde dördüne, altı ila oniki ay arası için yüzde altısına ve oniki ila yirmidört ay arası için de yüzde sekizine kadar tazminatın ödenmesini isteyebilir. (2) Satıcı, yükümlülüklerini hiç ya da gereği gibi yerine getirmezse tüketiciden herhangi bir bedel talep edemez....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: 6100 sayılı HMK'nun 355/1 maddesi uyarınca, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dava, davacı tarafından davalıdan 12/11/2017 tarihli sipariş formu ile satın alınan koltuk takımının süresi içerisinde tam olarak teslim edilmemesi sebebiyle sözleşmenin feshi yönünde seçimlik hakkını kullanarak ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; "...6502 sayılı Tüketicinin korunması hakkındaki kanunun 8. Maddesinde ayıplı malın tarifi tüketiciye teslim anında taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan mal olarak tanımı yapılmıştır. Davacı almış olduğu koltuk berjerlerinin kendisine teslim edilmemesi nedeniyle ayıplı mal ifası kapsamında sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talep etmektedir....