Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Anılan maddenin birinci fıkrasında; “Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda yer alan veya satıcı tarafından vaat edilen veya standardında tespit edilen nitelik ve/veya niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mal veya hizmetler, ayıplı mal veya ayıplı hizmet olarak kabul edilir.” denilmekte, devam eden fıkralarda ise buna ilişkin biçimsel koşullar sayılmaktadır. Ayıp; yasa ya da sözleşmede öngörülen unsurlardan birinin veya birkaçının eksikliği ya da olmaması gereken vasıfların olmasıdır....

. - K A R A R - Dava, davalılardan satın alınan aracın ayıplı olduğu iddiasına dayalı olarak aracın yenisi ile değiştirilmesi veya satış bedelinin faizi ile iadesi ve ayıplı mal satışından dolayı uğranılan maddi ve manevi tazminatın tahsili istemine ilişkindir. Davalılar vekili, zamanaşımı def'inde bulunmuşlar, esas savunmalarında davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır....

    Davalı satıcı ayıplı mal satımı nedeniyle davalının uğradığı zararlardan TBK'nın 219.maddesine göre sorumlu olup, İlk Derece Mahkemesince alınan bilirkişi raporuna göre de davacının ayıplı mal nedeniyle toplam 8.380,36.TL zarara uğradığı anlaşıldığından İlk Derece Mahkemesi'nce davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön görülmemiştir. Yukarıda belirtilen sebeplerle İlk Derece Mahkemesi'nce davanın kısmen kabulüne dair verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu, davalının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşıldığından davalının istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

    Davalı ....,dava konusu ürünün satıcısı olduklarını, satıcı olarak ayıplı ürünün yenisi ile değiştirilerek davacıya teslim edildiğini, kendilerine davacının diğer tazminat talepleri ile ilgili husumet düşmeyeceğini, savunarak davanın reddini dilemiştir. Davalı .... Şti. ürünlerinin ayıplı olmadığını tamamen davacının kusuru nedeni ile düdüklü tencerenin patladığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davacının satın aldığı malın ayıplı çıkması sonucunda seçimlik hakkını satıcı davalı ... A. Ş ye urünün misli ile değiştirilmesi istemi ile başvurduğundan, davacının ayıplı ürünü vererek yeni ürünü davalı satıcıdan geri aldığı gerekçesi ile satıcı davalının sorumluluğu olmadığından davalı ... A. Ş hakkındaki davanın reddine, diğer davalı hakkındakı davanın ürünün imalat hatalı olduğu anlaşıldığından sorumlu tutulmasına karar verilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiş hüküm davacı ve davalı .... Şti. tarafından temyiz edilmiştir....

      Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları, hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyeti ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek yada tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir....

        Mahkemece toplanan delillere göre; dava konusu bidonların gizli ayıplı olduğu, ayrıca davacının iğfal edildiği, bunun yanında davalının davacıya hitaben yazdığı 02/09/2008 tarihli yazı ile bir kısım bidonların ayıplı olduğunu kabullendiği, bu bağlamda davalının ayıp ihbar süresi ve zamanaşımı süresine ilişkin savunmasına itibar edilmediği, davaya konu bidonların sevkiyatta kullanılması ve içerisinde bulunan ürünlerin zarar görmesi nedeniyle ithalatçı firmalar tarafından toplamda 11.690,82 USD tenzilat yapıldığı, davacı şirketin ayıplı mal kullanılması nedeniyle zarara uğradığı, davalı şirketin kabul ettiği 4.305,24 USD fatura bedeli ve davacının davalıya olan 3.146,94 USD borcu düşüldükten sonra davacının uğradığı zarar nedeniyle alacağının 8.543,88 USD olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          Davacı, 15.02.2014 tarihinde satın aldığı telefonun kamera camında çizik olması nedeniyle ayıplı malın bedelinin iadesi istemiyle eldeki davayı açmıştır. Uyuşmazlık, yetkili servisin bedel iadesine ilişkin davada sorumlu olup olmadığı hususundadır. Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4'üncü maddesine göre ayıplı mal ve hizmetlerden kimin sorumlu olacağı düzenlenmiştir. Buna göre imalatçı, üretici, satıcı, bayi, acente, ithalatçı ve kredi veren ayıplı maldan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur. Yetkili servisin sorumlu olacağına dair hiçbir düzenleme mevcut degildir. Görüldüğü gibi satın alınan malın yetkili servisi, maldaki ayıptan dolayı tüketiciye karşı yasal olarak sorumlu tutulmamıştır. Somut olayımızda davalı yetkili servis olup satıcı veya acente değildir. Yasal olarak ayıplı maldan dolayı sorumluluğu yoktur....

            Yukarıda da belirtildiği gibi, dava ayıplı imalâttan kaynaklanan nakliye masraflarının tahsiline ilişkindir. Ayıplı mal teslim edildiği davalı yanca kabul edilmiştir. BK.'nın 360. maddesi uyarınca imalâtın mukavele şartlarına muhalif olması veya eserin reddini gerektirmeyecek derecede ayıplı bulunması halinde eserin reddi veya bedelden tenzil talep edilebileceği gibi müteahhidin kusurlu bulunması halinde zarar ve ziyan da talep edilmesi mümkündür. Dava konusu olayda eserin ayıplı olması nedeniyle değiştirilen mallar yurtdışına tekrar gönderilmek zorunda kalındığından nakliye ve gümrükleme masrafları da iki kez ödenmiş durumdadır. Bu nedenle davalı sözkonusu masrafları da davacıya ödemekle yükümlüdür. Nevar ki, ayıplı olduğu ileri sürülen mamüller davalıya iade edilmediğinden varsa bunların hurda bedelleri belirlenip davacı alacağından düşülmelidir....

              HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/1094 KARAR NO : 2022/2189 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : HAKKARİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 25/06/2019 NUMARASI : 2016/609 ESAS, 2019/347 KARAR DAVA KONUSU : Tazminat (Maddi-Manevi Tazminat) KARAR : Taraflar arasında görülen ayıplı mal davasına ilişkin olarak yapılan açık yargılama sonucunda verilen karara karşı yasal süresi içerisinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK 353. madde uyarınca dosya üzerinden inceleme yapıldı....

              Gerçek anlamda zarar, mal varlığının irade dışı azalmasına neden olan zarar verici olaydan sonraki durumu ile bu olay gerçekleşmiş olmasaydı bulunacağı durum arasındaki fark olarak ortaya çıkan maddî zarardır ve sözleşmeye aykırılık, eksik veya ayıplı işler nedenleri ile ortaya çıkan bedel farkının (semen tenzilinin) ödetilmesi davalarında, indirime konu edilecek miktarın tespiti için doktrinde, “mutlak metot”, “nispi metot” ve “tazminat metodu” adıyla bilinen değişik görüşler mevcut olmakla birlikte, somut olayda uygulanması gereken yöntem, Yargıtay uygulamaları ile de yerleşmiş bulunan “nispi metot” olarak adlandırılan hesaplama yöntemidir. Bu metoda göre satış tarihi itibariyle satılanın, ayıpsız (zarar doğurduğu iddia edilen durum olmaksızın halinin) ve ayıplı (iddianın dayanağı durumla birlikteki halinin) değerleri arasındaki oranın, satış bedeline yansıma miktarı belirlenmektedir....

                UYAP Entegrasyonu