Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili, taraflar arasında 24.09.2007 tarihinde akdedilen finansal kiralama sözleşmesi gereğince müvekkilinin filtre sistemi ithal edip, davacıya teslim ettiğini, 11.08.2008 tarihli tadil sözleşmesine yeni bir fatura eklenip, sözleşmede malın ayıplı çıkması nedeniyle davacının malı iade edeceği, yeni mal alımı nedeniyle oluşacak her türlü masrafı istem halinde ödemeyi kabul ettiğini, ayıp nedeniyle iade edilen malın yerine başka mal satın alındığı, sözleşme uyarınca yeni fatura tarihindeki KDV oranının uygulandığını bildirerek davanın reddini istemiştir....

    Mahkemece iddia, savunma, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre davalı şirketçe davacıya satılan malların ayıplı olduğu, mal bedeli olan 4.484.00 YTL’nin davalı firma tarafından davacı şirkete ödenmesi gerektiği, manevi tazminat talebinin koşullarının bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Mahkemece ayıplı kabul edilen yangın söndürme cihazlarının birlikte ifa kuralı uyarınca iadesine karar verilmesi gerekirken bu hususun göz ardı edilmesi doğru olmadığı gibi cihazların iadesinin mümkün olmadığı takdirde, yangın söndürücülerin ayıplı değerinin tespit edilerek mahsubuna karar verilmesi gerektiği gözden kaçırılarak eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir....

      Buna göre mahkemece medikal konusunda uzman bilirkişi ve mali müşavir bilirkişiden oluşan heyetten rapor alınarak taraf ticari defterleri, satış faturası, ihale belgeleri ve ödemelerle ilgili kayıtlar incelenerek ayıplı olduğu belirtilen medikal malzemelerin ayıbının nereden kaynaklandığı, ayıbın açık veya gizli ayıp niteliğinde satışa konu mal yerine başka mal (aliud) teslimi niteliğinde olup olmadığı tespit edilerek malın ayıplı olduğu sonucuna varılırsa TTK m.23’de yer alan ayıp ihbar süreleri de dikkate alınarak süresinde ayıp ihbarı yapılıp yapılmadığı da değerlendirilerek toplanacak deliller ve varılacak uygun sonuca göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucunda yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir....

        -K A R AR- Asıl dava, ayıplı mal nedeniyle uğranılan zarara karşılık maddi-manevi tazminatın tahsili , karşı dava ise, asıl dava konusu malın bedeli, haksız iade nedeniyle iade edilen malın gümrükte beklemesinden doğan ardiye bedeli ve imha masraflarının tahsili istemine ilişkindir. Asıl davada davalı vekili, dava konusu malların ayıplı olmadığını ve süresinde ayıp ihbarı yapılmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Karşı davada davalı vekili, karşı davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, davalı-karşı davacının ihracat yoluyla ......

          Asıl davada davalı vekili, fatura konusu ayakkabıların üretimden kaynaklı ayıplı olduğunu, davacıya iade faturası düzenlendiğini, davacının ürünleri iade almadığını savunarak davanın reddini ve kötü niyet tazminatının davacıdan tahsilini istemiştir. Karşı davada ise, karşı davalının teslim ettiği ürünlerin ayıplı olması nedeniyle kar kaybının, ayakkabıların iadesi neticesinde de cari hesap alacağının oluştuğunu ileri sürerek, alacağın faiziyle karşı davalıdan tahsilini ve zararının tazminini talep ve dava etmiştir....

            Mahkemece, davalı banka yönünden davanın husmetten reddine, davalı ... şirketi yönünden ise davanın kısmen kabulü ile dava konusu aracın ayıpsız misliyle değiştirilmesine, manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı ... şirketi tarafından temyiz edilmiştir.  1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava, gizli ayıp hukuki nedenine dayalı ayıplı malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi istemine ilişkindir. Dava konusu araç 22.02.2010 tarihinde davacı tarafından satın alınmıştır. Davacının satın aldığı araçta üretim hatası bulunduğu ve gizli ayıplı olduğu, dosyadaki delillerden anlaşılmıştır. Davacı, seçimlik hakkını ayıplı malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi yönünde kullanmıştır....

              Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; asıl davada, davalının davacıya sattığı ilaçlama tanklarının hatalı ve ayıplı olması nedeniyle davacının 48.455 TL zarara uğradığı, yine bu ayıp sebebiyle davacının ticari itibarının zedelendiği gerekçeleriyle asıl davada davanın kısmen kabulüne, 48.455 TL maddi tazminatın, 30.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, birleşen davada ise davacının alacağının subüta ermediği gerekçesiyle birleşen davanın reddine karar verilmiş, hüküm asıl davanın davalısı birleşen davanın davacısı vekilince temyiz edilmiştir. Asıl dava, satın alınan ilaçlama tanklarının ayıplı çıkması nedeniyle uğranılan maddi – manevi tazminat istemine ilişkindir. Davacı yan, dava dilekçesinde, davalıdan 1057 adet ilaçlama tankı aldığını bildirmiştir....

                İş dosyasında alınan bilirkişi raporu ile taşlarda gözle görülür imalat hatalarının bulunduğu, davacının ayıplı taşlar nedeniyle malzeme, sökme, tekrar döşeme ve nakliye olmak üzere toplam 22.873,6.- TL zararı olduğunun tespit edildiği, davalı tarafın takas talebine istinaden tarafların ticari defterlerinin incelenmesi sonucu tespit edilen 3.855,84.-TL davalı alacağı, 22.873,6.-TL tazminattan mahsup edildiği gerekçesiyle 19.017,76.-TL 'nin dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, ticari satımdan kaynaklanan ayıplı mal nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. T.T.K.’nun 23/c maddesi hükmü uyarınca, malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise, alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbarla yükümlüdür....

                  Mahkemece, yargılama sırasında emniyet müdürlüğünün, araca ilişkin olarak orjinallik raporu ile başvurulması halinde tescilinin mümkün olduğunun bildirilmesi nedeniyle idari yoldan düzeltilmesi mümkün bir konu olarak görülmekle dava şartı yokluğundan, sair tazminat talebinin de koşulları oluşmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Dava konusu aracın ayıplı olduğu,ayıbın imalattan kaynaklandığı ve gizli ayıp niteliğinde olduğu dosya kapsamından açıkça anlaşılmaktadır. Davacı bu ayıp nedeniyle araca ödediği satış bedelinin tahsilini talep etmiştir. Dava konusu ayıplı aracın üzerine tescil edilememesi davacıdan kaynaklanan bir sebep olmadığına göre ve davacının talebine göre dava şartının olmadığından bahsedilemez. Mahkemece işin esasına girilip taraf delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....

                    Davacı, 2008 model araç almak isterken davalı tarafından aldatılması nedeniyle daha fazla değer ödeyerek 2006 model aracı almak zorunda bırakılmıştır. Davacının aldığı aracın 4077 sayılı yasada açıklanan şekilde ayıplı mal olduğu dosyaya sunulan faturalar ve trafik kaydı ile tespit edilmiş olmasına rağmen mahkemece ayıplı mal olmadığı kabul edilmiştir. Mahkemece, aracın bu haliyle 4077 sayılı yasa kapsamında ayıplı mal olarak kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporuna dayalı olarak, eksik inceleme ve yanlış değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....

                      UYAP Entegrasyonu