- K A R A R - Dava, satılan mal ayıplı olduğundan sözleşmenin feshi nedeniyle ödenen bedelin iadesi ile sözleşmeye istinaden verilen çekin bedelsiz kaldığından çek yönünden borçlu olunmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davalı vekili, süresinde ayıp ihbarı yapılmadığından davacının taleplerinin geçersiz olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, davacı tarafından yapılan ayıp ihbarının B.K.nun 198/3.ve M.K.nun 2.maddesi kapsamında süresinde yapılmadığı ve bu nedenle davacının feshe ve bedel iadesine hak kazanmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 16.09.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mal varlığına yönelen bir eylem az veya çok, kişiyi manevi bir üzüntüye düşürebilir. Fakat böyle bir üzüntü BK'nın 49. ve TMK'nın 24. maddelerinde korunan kişisel hakların ihlalinden doğan bir eylem niteliğinde değildir. Somut olayda da işin ayıplı imal edilmesi sebebiyle zararın doğduğu iddia edilmiş buna göre manevi tazminat istenmiş ise de davacının bu yöndeki talebi mal varlığına yönelen bir eylem niteliğinde olup açıklanan olgulara göre değerlendirilerek manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerekirken manevi tazminat talebinin de iş bedeli alacağı içerisinde kabul edilerek kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir....
Davacı dava dilekçesinde ayıplı malların satıcıya iadesi ile ödediği bedelin istirdadını istemiştir. Bu durumda davacının açıkça sözleşmeden döndüğü ve sözleşmenin feshini talep ettiği kuşkusuzdur. 4077 sayılı yasanın 4.maddesine göre tüketici, ayıplı mal teslimi halinde bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Her ne kadar yasada “ Tüketicinin sözleşmeyi sona erdirmesi, durumun gereği olarak haklı görülemiyorsa, bedelden indirim ile yetinilir.” Hükmü mevcut ise de somut olayda dava konusu edilen satıma konu eşya mobilya olup her zaman göz önünde bulunan ve umulan faydadan ziyade estetik amaçlı olarak kullanılması hedeflenen bir mal olduğundan tüketicinin ayıplı eşyanın görüntüsüne katlanmasını beklemek doğru değildir....
Davacıların satış bedelini ödemiş olması, dava konusu bağımsız bölümün davacılara teslim edilmiş olması ile davalı şirketin taşınmazı davacılara devretmeye hazır olduğunu ve tapu iptal tescil talebini kabul ettiklerini beyan etmesi sonrası taraflar arasındaki harici satış sözleşmenin tapu devri ile geçerli hale gelecek olduğunun anlaşılması nedeniyle davacıların öncelikle ödenen bedelin iadesi talebi dürüstlük kurallarına aykırı olduğundan tazminat isteminin reddi ile tapu iptali ve tescil talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 1.630 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 30.01.2018 gününde oybirliği ile karar verildi....
K A R A R Davacı, 30.11.2011 tarihinde dava konusu otomobili satın aldığını, aracın üretim hatası nedeniyle sürekli arıza çıkardığını, bu haliyle aracın gizli ayıplı olduğunu ileri sürerek, dava konusu otomobilin ayıpsız misli ile değişimine, bunun mümkün olmaması halinde ise sözleşmenin iptali ile araç için ödenen bedelin iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar, açılan davanın haksız olduğunu ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuşlardır....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, ayıplı ifadan kaynaklanan bedel iadesi ve uğranılan manevi zararın tazminine ilişkin olup, yerel mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Davacı ...’de ev ve ...’te ev ve ofis olmak üzere 3 yer için davalılar ile mobilya yapımı için anlaştığını, istediği modellerin fotoğraflarını gösterdiğini ancak montajı yapılan ürünlerin sonradan ortaya çıktığı üzere istenilen modeller olmadığı ve ayıplı olduğunu, ayıbın giderimi için davalılara ihtarname gönderildiğini ancak bir karşılık alamadığını, bu nedenle ürünler için ödemiş olduğu 12.600,00 TL bedelin iadesini ve 10.000,00 TL manevi tazminatın tahsilini talep etmiştir....
Asliye Hukuk Mahkemesi ve ... 1. Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R - Dava, taraflar arasında düzenlenen eser sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülüğün ayıplı yerine getirilmesi nedeniyle sözleşmenin iptali ve ödenen bedelin tahsili istemine ilişkindir....
Noterliğinin 25.01.2017 tarih, 2477 yevmiye sayılı ihtarname ile sözleşmeden döndüğünü, 16.500,00 TL ödenen bedelin iadesinin, sözleşmenin geçersizliği nedeni ile uğranılan 7.090,00 TL maddi zararın 5.430,00 TL yoksun kalınan kârın ve 30.000,00 TL manevi tazminatın istendiğini, ancak davalının İzmir 11. Noterliğinin 29.03.2017 tarih ve 3060 yevmiye nolu cevabi ihtarnamesi ile talepleri kabul etmediğini bildirerek, 16.500,00 TL ödenen bedelin iadesi, sözleşmenin geçersizliği nedeni ile uğranılan 7.090,00 TL maddi zarar 5.430,00 TL yoksun kalınan kâr ve 30.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 59.020,00 TL'nin ihtarnamenin tebliğinden itibaren ticari temerrüd faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Noterliğinin 25.01.2017 tarih, 2477 yevmiye sayılı ihtarname ile sözleşmeden döndüğünü, 16.500,00 TL ödenen bedelin iadesinin, sözleşmenin geçersizliği nedeni ile uğranılan 7.090,00 TL maddi zararın 5.430,00 TL yoksun kalınan kârın ve 30.000,00 TL manevi tazminatın istendiğini, ancak davalının İzmir 11. Noterliğinin 29.03.2017 tarih ve 3060 yevmiye nolu cevabi ihtarnamesi ile talepleri kabul etmediğini bildirerek, 16.500,00 TL ödenen bedelin iadesi, sözleşmenin geçersizliği nedeni ile uğranılan 7.090,00 TL maddi zarar 5.430,00 TL yoksun kalınan kâr ve 30.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 59.020,00 TL'nin ihtarnamenin tebliğinden itibaren ticari temerrüd faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Tüketici bu seçimlik haklarından biri ile birlikte ayıplı malın neden olduğu ölüm ve/veya yaralanmaya yol açan ve/veya kullanımdaki diğer mallarda zarara neden olan hallerde imalatçı-üreticiden tazminat isteme hakkına da sahiptir.” düzenlemesine yer verilerek, ürünün ayıplı çıkması halinde tüketicinin seçimlik hakları düzenlenmiştir. Bu yasal düzenlemeyle tüketiciye ayıplı mal nedeniyle tanınan seçimlik haklarından biriside ayıplı malın iadesi ve ödenen bedelin tahsilidir. Tüketici, yasayla kendisine tanınan dört seçimlik hakkından birini tercih etmekte özgürdür. Davacı eldeki davada sözleşmeden dönerek ayıplı ürünün fatura satış bedeli olan 25.370 TL'nin tahsilini istemekte olup, dava konusu ürünün satış bedelinin davacının talebi doğrultusunda iadesine karar verilmesi gerekir....