Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacıların satış bedelini ödemiş olması, dava konusu bağımsız bölümün davacılara teslim edilmiş olması ile davalı şirketin taşınmazı davacılara devretmeye hazır olduğunu ve tapu iptal tescil talebini kabul ettiklerini beyan etmesi sonrası taraflar arasındaki harici satış sözleşmenin tapu devri ile geçerli hale gelecek olduğunun anlaşılması nedeniyle davacıların öncelikle ödenen bedelin iadesi talebi dürüstlük kurallarına aykırı olduğundan tazminat isteminin reddi ile tapu iptali ve tescil talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 1.630 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 30.01.2018 gününde oybirliği ile karar verildi....

    Hukuk Dairesinin 25.02.2020 tarihli ve 2019/2086 E., 2020/2696 K. sayılı kararı ile; “…Dosyanın incelenmesinde; Bölge Adliye Mahkemesince dava konusu otomobilin iadesi yönünde Türk Borçlar Kanunu’nun 97. maddesi uyarınca karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekeceği ve bu hükmün ayıplı malın bedelinin iadesi sırasında uygulanmasının zorunlu olduğu, ayıp nedeniyle tüketici sözleşmeye konu malı geri verirken satıcının da aynı zamanda satış bedelini iade etmesi gerektiği, aksi halde TBK'nın 97. maddesi uyarınca ödemezlik def'inde bulunulabileceği, bu nedenle sözleşmeden dönme halinde birlikte ifa kuralı geçerli olduğundan birlikte ifa kuralı gereği mal bedelinin davacıya iadesine karar verilirken aynı zamanda ayıplı malın davalı-satıcıya iadesi yönünde de hüküm kurulması gerektiği gerekçesiyle hüküm kurulmuş ise de,...

      Tüketici Mahkemesinin 05/03/2019 tarih ve 2017/124 Esas, 2019/81 Karar sayılı kararına karşı davalı vekilinin istinaf başvurusunun yapılan esas incelemesinde; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA DİLEKÇESİNDE ÖZETLE: Davacının davalı şirketten 30/11/2016 tarihinde mobilya satın aldığını, ürünlerin 23/12/2016'de teslim alınıp kurulumunun şirket yetkili servisince yapıldığı esnada gardrobun kapak aynasının kırıldığını, mağduriyetinin giderileceği söylenerek sıfır ayna yerine mağazada teşhir olarak kurulu ikinci el aynanın getirilip takıldığını, ancak bunun da yerine oturmadığını ve teşhir ürünü olup her kullanımında zarar gördüğünü, söz konusu ürünün ayıplı olduğunu, bu durumu şirket yetkililerine iletmesine rağmen talebini yetire getirmediklerini, noter kanalı ile ihtar göndermesine rağmen yine geri dönüş olmadığından ayıplı malın iadesi ile bedel iadesi istemi ile iş bu davayı açtığını belirterek satış bedelinin ödeme yapıldığı tarihten itibaren avans faizi ile birlikte ödenmesini dava ve talep...

      Hal böyle olunca davacının ayıplı mal satışı nedeniyle sözleşmeden dönerek satış bedelini isteme hakkının doğduğu kabul edilerek hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, 19.4.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Dosya kapsamından; dava konusu mobilyaların satımı ile ilgili davacı tüketici ile davalı satıcı arasında 04/09/2021 tarihli sözleşme düzenlendiği, sözleşme bedelinin 20.584,00 TL olduğu, davacı tarafından 7.400,00 TL ödeme yapıldığı, davacının sözleşmeye konu ürünlerin teşhir ürünlerinden farklı olarak ve ayıplı bir şekilde teslim edildiği, davacı tüketicinin satıcıya yapılan başvurulardan sonuç alınamaması üzerine eldeki dava ile ayıp nedeniyle sözleşmeden dönme, bedel iadesi ve senetler sebebiyle borçlu olunmadığının tespiti talebinde bulunulduğu anlaşılmaktadır. Uyuşmazlığa dava konusu ürünlerin satış ve dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6502 sayılı Kanunun ilgili hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. 6502 sayılı Yasanın 8. maddesine göre; "Ayıplı mal, tüketiciye teslimi anında, taraflarca kararlaştırılmış olan örnek ya da modele uygun olmaması ya da objektif olarak sahip olması gereken özellikleri taşımaması nedeniyle sözleşmeye aykırı olan maldır."...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki ayıplı mal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. Davacı, 9.5.2012 tarihinde satın aldığı cep telefonunun ekranında sorun çıkması sebebi ile ürün değişimi ya da bedel iadesi talepli olarak servise başvurduğunu; ancak telefonun tamir edilerek gönderilmesine rağmen arızanın devam ettiğini ileri sürerek ayıplı malın iadesi ile bedelin yasal faizi ile birlikte tahsilini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk derece mahkemesi 17.09.2019 tarih ve 2019/91 Esas, 2019/436 Karar sayılı kararında özetle; "...Tüm dosya kapsamı, taraflar arasındaki sözleşme ve alınan yargı denetimine açık hüküm kurmaya yeterli bilirkişi raporları gereği; taraflar arasında 03.06.2016 tarihli ürün fiyat teklifi ve yapılan onay sonrasında arasında sözleşme aktedilerek bu sözleşme gereği de davacı yanca davalı yana 5.000,00- TL ödeme yapıldığı, taraflar arasında sözleşmenin varlığı ve ödeme miktarı ile ilgili bir uyuşmazlığın bulunmadığı, sözleşmede imali istenilen çıtaların nominant değere uymadığı, yapımcı firmanın ayıplı mal ürettiği, düzlem açı ve paralelliğin tespiti sırasında sipariş verilen nominant değerlerden sapmaların olduğu, bu nedenle montaj uyumluluğunun olmadığı, davacı iş sahibinin TBK 475 maddesi gereği ayıplı mal nedeniyle sözleşmeden dönme hakkı olacağı ve bu hak nedeniyle daha önce ifa ettiği edimin iadesinin talep edebileceği nedeniyle davalı yüklenicinin...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki ayıplı mal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalılardan ....’den 07.10.2013 tarihinde dava konusu otomobili satın aldığını, daha sonra dava konusu aracın motor kaputu, bagaj kapağı ve sağ arka kapı iç kısmında boya dökülmelerinin oluşuğunu, aracın bu haliyle ayıplı olduğunu ileri sürerek, sözleşmenin iptali ile araç için ödenmiş olan bedelin iadesine karar verilmesini dilemiştir. Davalılardan ... Otomotiv A.Ş. vekili yanıt dilekçesi ile davanın zamanaşımına uğradığını ve davalı şirketin dava konusu otomobilin ithalatçı olmaması nedeniyle kendilerine husumet düşmediğini ileri sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

            Bilirkişi incelemesi ile araçta mevcut bulunan boya kusurunun boyanın orjinal olması nedeniyle üretimden kaynaklı olduğu mütalaa edilmiş, mahkemece bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde hüküm tesis edilmiştir. 4077 sayılı kanun gereğince tüketici, aldığı ürünün ayıplı çıkması halinde ayıplı malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi, bedel iadesi, ayıp oranında bedel indirimi veya ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Verilen kararın hak ve menfaatler dengesini aşırı ölçüde bozması halinde ayıp oranında bedel indirimi veya ücretsiz onarım isteme hakkının da değerlendirilmesi gerekecektir. Somut olayda da iadesine hükmedilen aracın satın alındığı tarih, davacının elinde uzun zaman boyunca herhangi bir yakınma olmaksızın kullanılmış olması, ayıbın mahiyeti dikkate alındığında mahkemenin ayıp oranda hakkaniyet gereği bedel indirimi seçeneğini değerlendirmemesi usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bozulmasını gerektirir....

              Mahkemece, bozma ilamına uyulmuş, ancak araç üzerindeki haciz kaldırılmadan, araç ayıptan ari hale getirilmeden davacı ayıp iddiasına dayalı olarak davalılardan talepte bulunamaz, maldaki ayıp iddiasına dayalı bedel iadesi ve tazminat isteminin yasal koşullarının oluşmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Satışa konu araç üzerinde, dava tarihinden önce 2006 yılında, davacının SGK ve OGS borçları nedeni ile haciz işlemi uygulandığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık olmadığı gibi dosya kapsamı ile de bu husus sabittir.Dava konusu aracın her türlü takyidattan ari olarak tesliminin mümkün olmaması nedeniyle,bedel iadesi ve yenisiyle değiştirilmesi istenemez ise de,bu durumda talep 4077...

                UYAP Entegrasyonu