Malın gizli ayıplı olduğu bilirkişi raporu ile sabit olup, bu durumda ayıplı malın ve fatura konusu malın bedelinin faizsiz olarak iadesi istenebilir. Ancak mal iade edildiği tarihten itibaren malın bedeli ödenmediği takdirde faiz isteminde bulunulabilir. Alıcı bu dönem içinde malı kullanmakta, satıcı ise mal satış bedelini elinde tutmakla semen bedelinin tenzili ve işlemiş faiz talep edilemez. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, fatura bedeli olan 17.000 TL alacağa ilişkin itirazın iptaline, malın iade tarihinden itibaren işleyecek faize ilişkin hüküm kurulmasından ibaret olup, mahkemece yanılgılı gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Dava konusu mobilyalarda ayıplı olduğu dosya içeriği ile ... olduğu gibi bu husus mahkemenin de kabulündedir. 4077 sayılı Kanunun 4. maddesi ilk fıkrasında ayıplı malın tanımı yapılmış, ikinci fıkrasında tüketicinin ayıplı mal konusundaki tercih haklarını düzenlemiş, üçüncü 2006/16022-2007/3017 fıkrasında tüketicinin seçimlik haklarından dolayı kimlerin sorumlu tutulacağı belirtilmiştir. Davacı ayıplı mal satışı nedeniyle bu haklardan her hangi birinin kullanabilir. Davacı bu hakkını, sözleşmeden dönme, ödediği bedelin iadesi şeklinde kullandığından ve dava konusu mobilyaların ayıplı olduğu anlaşılmakla, ayıplı malın iadesi ile satış bedelinin tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle kararın davacı yararına BOZULMASINA, 7.3.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki malın ayıplı olmasından kalnaklanan davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. KARAR Davacı, davalıdan satın aldığı yatak odası takımı, kanepe ve sehpaların ayıplı olduklarını ileri sürerek ayıbın giderilmesine veya ödediği 4.900,00TL bedelin iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı davanın reddini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 4077 sayılı Kanun çerçevesinde ayıplı mal yönünden tüketicinin seçimlik haklarını kullanmasına ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulü ile ayıplı olduğu anlaşılan ürünlerin davalıya iadesine, aynı nitelikte ayıpsız ürünlerin davalı tarafından davacıya verilmesine, aynen ifanın mümkün olmaması halinde İ.İ.K. 24....
Mahkemece toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, aracın gizli ayıbı bulunduğu, bu durumda BK'nun 194. maddesinde belirtilen sağlam ve çalışır halde teslim koşulunun gerçekleşmediği, davacının bu ayıplı malı kabule zorlanamayacağı, süresi içinde yapılan fesih ihbarının haklı olduğu gerekçesiyle dava konusu aracın davalıya iadesi ve davalıya ödenen 18.756.16 TL'nin 09.06.2008 tarihinden itibaren yasal fazi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan öteki temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Yerel mahkemece ayıplı malın geri alınarak bedelinin iadesi davasının kabulü ile ayıplı malın iadesi ve davalıya ödenen 18.756.16 TL'nin ihtarname tarihi olan 09.06.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan...
Bu husus 4077 sayılı yasanın 4/4 maddesinde "ayıplı maldan sorumluluk, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile malın tüketiciye teslimi tarihnden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir. Ayıplı malın neden olduğu her türlü zaralardan dolayı yapılacak talepler ise üç yıllık zamanaşımına tabidir. Bu talepler zarara sebep olan malın piyasaya sürüldüğü günden başlayarak on yıl sonra ortadan kalkar. Ancak satılan malın ayıbı, tüketiciden satıcının ağır kusuru veya hile ile gizlenmişse zamanaşımı süresinden yaralanamaz." şeklinde düzenlenmiştir. Davacının söz konusu malı satın almasından itibarin 10 yılı aşkın bir süre geçmiştir. Satıcının ayıp nedeniyle ağır kusuru kanıtlanamadığı gibi ayıbın hile ile gizlendiği de kanıtlanamamıştır.Bu durumda davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerekirken davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
Davalı-birleşen davada davacı vekili, davacının gönderdiği 2.parti malın gizli ayıplı olduğunu, durumun telefonla davacıya bildirildiğini, davacının ayıbı gidermek için gönderdiği kimyasal maddenin işe yaramadığını, ayıplı malın yarısının işlemden geçirilmek suretiyle kullanıldığını, kalanının müvekkilinin elinde olduğunu belirterek itirazın iptali davasının reddine karar verilmesini istemiş, birleşen davada, icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve ayıplı olarak müvekkilinin elinde bulunan 15.859,20 TL bedelli malın iadesi ile şimdilik 1.000 TL'nin davacı-birleşen davada davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere göre, malın ayıplı olduğu ve ayıp ihbarının süresinde yapıldığının ispatlanamadığı gerekçesiyle itirazın iptali davasının kabulüne ve icra inkar tazminatına, birleşen menfi tespit davasının reddine karar verilmiş, hüküm davalı-birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
seramiklerin adliye bahçesine getirilen 2 adet seramik ve dava dilekçesi ekine konulan fotoğraflardan anlaşıldığı üzere davacı vekilinin beyanına göre 68,04m2 beyaz ve 12,90m2 kirli beyaz olduğu ve dava konusu seramiklerin renk olarak birbirlerini tutmadığı için ayıplı olduğu, ayıplı ise gizli ya da açık ayıplı olup olmadığı; Ayıplı olan 12,90m2 seramiğin gözle bakıldığında çok bariz olarak belli olduğundan açık ayıplı olduğu, Ayıplı olduğu iddia edilen seramiklerin bedeli; ayıplı olan 12,90m2 seramik bedeli 12,90 x 254,237 = 3.279,66.-TL + KDV = 3.870,00....
Taraflar arasında davaya konu malların teslimine ilişkin ihtilaf yoktur.Uyuşmazlık, bir kısım malların ayıplı olduğu iddiasından kaynaklanmaktadır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 23/c maddesinde ticari satışlarda ayıp ihbar süreleri düzenlenmiş olup, buna göre, malın ayıplı olması teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içinde bu durumu satıcıya ihbar etmekle yükümlüdür,açıkça belli değil ise alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde inceleme veya incelelettirmek ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içerisinde satıcıya ihbar ile yükümlüdür. Somut olayda, dava konusu malların inceleme veya incelettirmek suretiyle ayıplı olduğunun ortaya çıkarılmasının mümkün olması nedeniyle davalı alıcının malın tesliminden itibaren 8 gün içinde ayıp ihbarında bulunmadığı bellidir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki ayıplı mal davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı, davalı firmadan 24/06/2013 tarihinde satın almış olduğu koltuk takımının ayıplı olduğunu, davalı şirkete malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi için gizli ayıbın öğrenildiği tarihten sonra başvurulduğunu, ancak, davalının 30 iş günü içerisinde değişimi gerçekleştirmediğini ileri sürerek, ayıplı malın iadesi ile bedeli olan 3.499,00 TL’nin faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, satmış olduğu malın ayıplı olmadığını, davacının şikayetçi olduğu sorunların, kullanımdan kaynaklanması sebebiyle ... kapsamında tamirinin mümkün olduğunu beyanla, davanın reddini dilemiştir....
Davalı vekili, davacı tarafından gönderilen çuvalların ayıplı olduğunu, bu nedenle teslim alınmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, dava konusu uyuşmazlığa konu çuvalların taraflar arasında siparişe uygun olarak imal edildiği gerekçesiyle çuvalların hurda değeri düşülerek 18.767,65 TL’ lik miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, alıcının temerrüdü nedeniyle mal bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Davalı alıcı, malın ayıplı olması nedeniyle teslim alınmadığını savunmuştur. Mahkemece yapılan inceleme sonucunda, satış konusu malın ayıplı olmadığı ve malın davacı elinde bulunduğu anlaşılmaktadır....