Bu seçimlik haklar da yine aynı maddede, sözleşmeden dönme ve bedelin iadesini isteme hakkı, eseri alıkoyup bedelde indirim isteme, eserin ücretsiz onarılmasını isteme hakkı olarak sayılmıştır. Birleşen dosya da davacının ayıplı ifa nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedelin iadesi talebinin bulunduğu dikkate alınarak değerlendirme yapılması gerekmektedir. Asıl davada ayıplı ifaya ilişkin itiraz ve birleşen dosyadaki talep dikkate alındığında, eserin ayıplı olup olmadığı ve süresinde ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. Eser sözleşmesinde ayıp ihbarının yapıldığı tanık dahil her türlü delille ispat edilebilir....
ten satın aldıkları, davalı ..... yetkili servisi tarafından kurulumunun yapıldığı iddia edilen dava konusu klimaların kurulum yapılacak iş yerlerine yeterli kapasitede olmadığını, davalı tarafından iş yerlerine yeterli kapasitede klima satmamak suretiyle ayıplı hizmet verdiklerini, bu sebeple kendilerinin başka firmadan yeni klima aldıklarını ve zarara uğradıklarını, bu sebeple satın alınan klimaların satım bedelinin iadesine, aksi halde ayıp oranında indirim yapılmasını ve fazla ödenen bedelin iadesine karar verilmesini talep etmiştir....
Bu nedenle ayıplı mal nedeniyle satıcı sözleşme ilişkisi nedeniyle tüketiciye karşı seçimlik hakların tamamından (bedel iadesi, yenisi ile değişim, bedelde indirim, onarım ve tazminatlar) sorumludur. Müteselsil sorumluluk, Kanundan doğan müteselsil borçluluğun bir türü olup aynı zararın oluşumunda rolü olan birden fazla kimsenin tazminatın tamamını ifa etmekle yükümlü olduğu ve zarar görenin dilediği sorumludan tazminatın tamamını veya bir kısmını talep edebileceği sorumluluk türüdür. 6502 sayılı TKHK m.11 ile sınırı çizilen ve kanundan doğan müteselsil sorumluluk hallerinin genişletilmesi- taraflarca 6098 sayılı TBK m.168/1 gereğince bir anlaşma yoksa- mümkün değildir....
İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda; Dava, ikinci el aracın ayıplı çıktığı iddiasına dayalı ayıp sebebiyle bedelde indirim ve manevi tazminat talebine ilişkindir. Davacı vekilinin istinaf başvurusu yönünden, Yargıtay 13. HD'nin 11/06/2014 gün ve 2014/4307 E.-2014/18685 K. sayılı kararında ve diğer yerleşik uygulamalarında özetle, "...dava konusu olayda ise, satın alınan aracın ayıplı çıkması nedeniyle, davacının kişisel haklarının zarara uğradığı kabul edilemeyeceğinden, manevi tazminatın koşulları bulunmamaktadır. Mahkemece aksine düşüncelerle, davacının ayıplı araç nedeniyle büyük bir üzüntü duyduğundan bahisle, koşulları oluşmadığı halde yazılı şekilde manevi tazminata hükmedilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir..." denilmiştir....
Düğün töreninin hiç önemsenmeyecek bir kısmı çekildiği ve bu görüntülerin de önemli bir günü kısmen de kayıt altına alındığını göstermesi nedeniyle, ayıbın nısfet kaidelerine göre kabule icbar edilemeyecek derecede ağır ve sözleşmeye aykırı olduğundan sözedilemeyeceği ve bu hal ancak bedelde indirim sebebi olabileceğinden konusunda uzman olmayan emniyetçi bilirkişinin mütalaası ve mahkemenin kabulünde isabet bulunmamaktadır.Bu durumda mahkemece video çekimi-fotoğrafçılık konusunda uzman bir bilirkişiden eserdeki ayıplar nedeniyle davacı iş sahiplerinin BK’nın 360/II. maddesine göre bedelden indirilmesini isteyebilecekleri miktar konusunda rapor alınıp, maddi tazminat isteminin buna göre sonuca bağlanması gerekirken eksik inceleme ve yanlış değerlendirme ile ve ayıplı CD’lerin iadesi gerektiği de gözden kaçırılarak maddi tazminat konusunda yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır. 3-Borçlar Kanunu’nun haksız eylem faslında düzenlenen 49. maddesinin, aynı Yasa’nın 98/II. fıkrası aracılığı...
KARAR Davacı, internet sitesinde ilanlarını görerek davalı şirkete başvurduğunu, şirket ortağı olan diğer davalıdan 29.07.2008 tarihinde 275.000,00 TL bedelle daire satın aldığını, 2010 yılında taşındığı dairede çok önemsedeği ve ilanda yer verildiği halde ses yalıtımı olmadığını, ayrıca kullandıkça 1. sınıf olduğu söylenen armatürlerin küflenip aşındığını, davalılara 22.06.2010 tarihinde noter kanalıyla çektiği ihtarname ile ayıpların giderilmesini, olmadığı takdirde bedelde indirim yapılmasını talep ettiğini, ancak davalılarca cevap verilmediğini, yaptırmış olduğu tespit dosyasında alınan bilirkişi raporunda dairenin ayıpsız değerinin 300.000,00 TL, ayıplı değerinin 230.000,00 TL edeceğinin belirtildiğini ileri sürerek, evin ayıp oranında bedelinin düşülerek tarafına ödenmesine karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini dilemiştir....
Davadaki istek kalemlerinden birisi de kararlaştırılan imalâtın eksik ve ayıplı yapıldığından, imalât bedeline mahsuben davalıya verilen 30.07.2006 tarih 6.500,00 TL, 25.10.2006 tarih 9.000,00 TL ve 15.11.2006 tarih 9.100.00 TL bedelli çeklerin bedelsiz kaldıklarından bahisle iptâl edilmelerine ilişkindir....
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı tarafından teslim edilen malzemelerin bir kısmının ayıplı olduğunu ancak müvekkilinin üstlendiği işin ivedi olması nedeniyle ayıplı malları kullandığını, davacı tarafın şifahen ayıbı telafi edeceklerini bildirdiğini, bu nedenle faturaların muhasebe kayıtlarına işlendiğini, bedelde indirim konusunda mutabakat sağlanabileceğini savunarak davanın reddini istemiştir. III. MAHKEME KARARLARI, BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ A....
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkili şirketin davalılardan satın aldığı aracın 9 ay içinde 20 defa arıza yapması nedeniyle araçtan gerektiği gibi yararlanılamadığını, yapılan tespite göre araçtaki arızaların bir kısmının hayati tehlike yaratabileceğinin ve üretim hatası olduğunun belirlendiğini ileri sürerek araç bedelinin iadesine veya bedelde indirim yapılarak tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacının müvekkilinden satın aldığı aracın kullanımdan ve dış şartlardan kaynaklanan arızaları dışında üretim kaynaklı arızasının bulunmadığını, ayıp ihbarının süresinde ve usulüne uygun yapılmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur....
mal niteliğinde olduğunu beyan ederek öncelikle davalının menkul, gayrimenkul ve üçüncü kişilerden alacakları üzerine teminatsız ihtiyati haciz kararı verilmesini, davalının imara ve projeye aykırı olarak yaptığı binada 1 nolu bağımsız bölümü müvekkiline satması sebebiyle gizli ayıptan kaynaklı bedelde indirim seçimlik hakkının kullanılması sonucu taşınmaz bedelinde indirim miktarı olarak HMK md 107 kapsamında tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün olduğunda arttırmak üzere 20.000,00 TL'nin ticari avans faizi ile tahsiline, ayıplı mal satışından kaynaklı maddi zararların tazmini için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000,00 TL maddi tazminatın ticari avans faizi ile davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....