Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 15/12/2020 NUMARASI : 2020/607 ESAS DAVA KONUSU : MADDİ-MANEVİ TAZMİNAT KARAR : Antalya 2....

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) DAVA TARİHİ : 13/07/2020 KARAR TARİHİ : 10/03/2021 GEREKÇELİ KARAR YAZILMA TARİHİ : 18/03/2021 Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili beyanlarında ; davacının davalı ... ....'dan BMW marka bir adet araç satın aldığını, daha sonra aracı satmak için yapılan ekspertiz incelemesinde araçta değişen ve boyanın mevcut olduğunun belirlendiğini, davalılara bu konuda ihtarname gönderildiğini, ancak herhangi bir cevap verilmediğini, davacının elinde bu şekilde bir hasarın oluşmadığını, aracın teslim edilirken bu haliyle ayıplı olarak teslim edildiğini, bu nedenle sözleşmenin feshi ve bedel iadesini talep etmiştir. Davalı ..... ......

    Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle davanın ayıplı mal ve kayıtsız cihaz satıldığı iddiasına dayanmış olmasına ve mahkemece bu yönlerden oluşa ve dosya içeriğine uygun şekilde gerekçe oluşturulmuş olmasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalılar yararına takdir edilen 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 10.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Görüldüğü üzere davalı müşteri, aracın ayıplı olmasından veya iade edilmesinden kaynaklanan her türlü zararı gidermekle sözleşme gereği yükümlüdür. Bu itibarla, satış esnasında ekspertiz yapıldığı, aracın ayıplı olmasında kusurun bulunmadığı gibi davalı savunmalarına mahkememizce itibar edilmemiştir....

        Öte yandan, 507 sayılı Kanun'un 2. maddesinde ''İster gezici olsun ister bir dükkan veya bir sokağın belli yerinde sabit bulunsunlar ticari sermayesi ile birlikte vücut çalışmalarına dayanan ve geliri o yer ve gelenek ve teamülüne nazaran tacir niteliğini kazanmasını icap ettirmeyecek miktarda sınırlı olan ve bu bakımdan ticaret sicili ve dolayısıyla ticaret ve sanayi odasına kayıtları gerekmeyen, ayni niteliğe (sermaye unsuru olsun olmasına) sahip olmakla beraber, ayrıca çalıştığı sanat, meslek ve hizmet kolunda bilgi, görgü ve ihtisasını değerlendiren hizmet, meslek ve küçük sanat sahipleriyle bunların yanında çalışanlar ve geçimini sınırlı olarak kamyonculuk, otomobilcilik ve şoförlükle temin eden kimselerin 1. maddede belirtilen amaçlarla kuracakları dernekler bu kanun hükümlerine tabidir” denilmektedir. 507 sayılı Kanun, 21/06/2005 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5362 Esnaf ve Sanatkarlar Meslek Kuruluşları Kanunu’nun 76. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış ve...

          . - K A R A R - Dava, satılan malın ayıplı olduğu iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir. Davalı vekili, dava konusu lastiklerin ayıplı olmadığının saptandığını ve satıldıktan uzun bir süre sonra iadesinin kabul edilemeyeceğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece TTK.nun 25/3. maddesindeki öngörülen süreler içerisinde ayıp ihbarında bulunulmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, 13.11.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Tüketici, bu seçimlik haklarından biri ile birlikte 4 üncü maddede belirtilen şartlar çerçevesinde tazminat da isteyebilir. Sağlayıcı, tüketicinin seçtiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Sağlayıcı, bayi, acente ve 10 uncu maddenin beşinci fıkrasına göre kredi veren, ayıplı hizmetten ve ayıplı hizmetin neden olduğu her türlü zarardan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur. Sunulan hizmetin ayıplı olduğunun bilinmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz. Daha uzun bir süre için garanti verilmemiş ise, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile ayıplı hizmetten dolayı yapılacak talepler hizmetin ifasından itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir. Ayıplı hizmetin neden olduğu her türlü zararlardan dolayı yapılacak talepler ise üç yıllık zamanaşımına tabidir. Ancak, sunulan hizmetin ayıbı, tüketiciden sağlayıcının ağır kusuru veya hile ile gizlenmişse zamanaşımı süresinden yararlanılamaz....

              Mahkemece toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre; davalının kayıtlarının davacının kayıtları ile örtüştüğü, davacının davalı şirket nezdinde 09.12.2010 tarih itibari ile 8.406,06 TL tutarında alacaklı bulunduğu, bu miktarın 31.12.2010 dönem sonu itibari ile davacının alacağı olarak beklediği, davalının, davacının göndermiş bulunduğu bir kısım ürünlerin ayıplı bulunması nedeni ile 01.01.2011 tarih 48027 Nolu ve 4.114.30 TL tutarında iade faturası düzenleyerek davacıya gönderdiği, sözkonusu faturanın mahsubundan sonra davacının davalı nezdindeki cari hesap alacak bakiyesinin 4.291,73 TL tutarında kaldığı ve iş bu miktarın halen davacının alacağı olarak beklediği, tarafların her ikisinin de cari hesap hareketleri birbirini teyit ettiği, ancak ihtilafa konu olan davalının iddiasına konu ayıplı ürünler ile ilgili fatura davalının kayıtlarında yer alırken davacının kayıtlarında yer almadığı, temel borç ilişkisine esas teşkil eden faturanın tek başına bir alacağın varlığını...

                "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, kiralananın özenle kullanılmadığı iddiasına dayanan tazminat isteğine ilişkin olup, Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2013/3646-5876 sayılı bozma ilamı üzerine verilen hüküm temyiz edilmiştir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14/son maddesi gereğince 01.02.2014 tarihinde yürürlüğe giren Yargıtay Büyük Genel Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 24.01.2014 tarihli ve 2014/1 sayılı Kararı uyarınca ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 6. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyanın ilgisi yönünden Yargıtay 6. Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 22.10.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                  Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm süresi içinde davacılar tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre, davacıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacılar, SBS sınavına hazırlık amacıyla davalı şirkete ait dershaneye kayıt ettirdikleri çocuklarına gerektiği şekilde hizmet verilmemesi üzerine kaydının silinmesi ve bakiye hizmet bedelinin iadesi taleplerinin davalı tarafından kabul edilmemesi nedeniyle 1.000,00 TL manevi tazminat ve 3.000,00 TL bakiye hizmet bedelinin davalıdan tahsili talebiyle eldeki davayı açmışlardır. Mahkemece, davacıların sözleşmeyi fesih nedenlerinin yönetmelikte yer alan şartlara uymadığı, hizmetin kusurlu olduğu, ayıplı hizmet verildiği yönündeki iddiaların ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu