Hukuk Dairesi tarafından temyiz inceleme görevinin Dairemize ait olduğu gerekçesiyle gönderilen dava dosyası üzerinde, 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun (2797 sayılı Kanun) 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava konusu uyuşmazlığın niteliği ve temyizin kapsamının, finansal kiralama sözleşmesi ile edinilen malın ayıplı olduğu iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 25.01.2023 tarihli ve 1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay 11. Hukuk Dairesine aittir. Bu durumda, 2797 sayılı Kanun’un 60 ıncı maddesinin üçüncü fıkrasına göre temyiz incelemesini yapacak dairenin Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu tarafından belirlenmesi gerekir. KARAR Açıklanan sebeplerle; Dosyanın YARGITAY HUKUK İŞBÖLÜMÜ İNCELEME KURULUNA GÖNDERİLMESİNE,16.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
- K A R A R - Dosya kapsamına, iddia ve savunmaya, mahkemece kabul edilen hukukî niteliğe göre uyuşmazlık, sözleşmenin ayıplı ifa edildiği iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 14. maddesi ve Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 19.01.2015 gün ve 2015/8 sayılı İş Bölümü Kararı uyarınca temyiz incelemesinin Dairemizin görevi dışında olup 13. Hukuk Dairesine ait olduğu düşünüldüğünden, 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 1/4/2015 tarihli ve 6644 sayılı Kanunun 2. maddesiyle değişik 60/3. maddesi uyarınca görevli Dairenin belirlenmesi için dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine 10/11/2015 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Bu durumda, taraflar arasında hizmet sözleşmesinin bulunmadığı gibi,taraflar arasında akdedilen iş sözleşmesi ve iş ilişkisinden bağımsız,tamamen haksız fiil iddiasına dayalı olarak açılmış bir tazminat davası olduğu anlaşılmakla, uyuşmazlığın Çanakkale 1. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle;6100 sayılı HMK.'nın 21.ve 22.(1086 sayılı HUMK.’nın 25.ve 26.)maddeleri gereğince Çanakkale 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 24.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı vekili., ayıp iddiasına dayalı davanın zamanaşımına uğradığını ayrıca ayıplı olduğu iddia edilen ipliklerin müvekkilinden satın alınan iplikler olduğunun ispatlanması gerektiğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, tacirler arasındaki satımlarda, satılanın ayıplı olduğu iddiasıyla açılacak tazminat davalarının TTK.nun 25.maddesi gereğince 6 aylık zamanaşımı süresine tabi olduğu, bu sürenin teslimden itibaren işlemeye başlayacağı, davacının açık ayıbı öğrendiği tarihten itibaren takip tarihine kadar 2 yıla yakın süre geçtiğinden zamanaşımı yönünden davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir....
hizmetin ayıplı olduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla; ayıplı hizmet nedeniyle şimdilik 1.000 TL bedel indiriminin, uğradığı zararlar ile yoksun kaldığı kazanca ilişkin olarak 1.000 TL maddi tazminatın ve 20.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiş; yargılama sırasında bedelde indirim talebini 62.452,44 TL, maddi tazminat talebini ise 204.733,86 TL olarak ıslah etmiştir....
KARAR Davacı, davalı yüklenici tarafından yapılan sitede eksik ve ayıplı işlerin bulunduğunu ileri sürerek yapılmayan işlerin davalıya yaptırılmasına ya da bedelinin tahsiline, site yönetimi tarafından giderilen eksik ve ayıplı işler bedelinin de davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, öncelikle husumet ve hukuki yarar yokluğu nedeniyle ve esastan davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Somut uyuşmazlık, davalı müteahhit tarafından yapılan sitede eksik ve ayıplı işler bulunduğu iddiasına dayalı tazminat isteminden kaynaklanmakta olup, taraflar arasındaki ilişkinin dava tarihi olan 10.12.2012 tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır. 4077 sayılı Yasanın 23.maddesinde bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağı öngörülmüştür....
Maddesine göre, hizmetin ayıplı ifa edildiği durumlarda tüketici, hizmetin yeniden görülmesi, hizmet sonucu ortaya çıkan eserin ücretsiz onarımı, ayıp oranında bedelden indirim veya sözleşmeden dönme haklarından birini sağlayıcıya karşı kullanmakta serbesttir. Sağlayıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Seçimlik hakların kullanılması nedeniyle ortaya çıkan tüm masraflar sağlayıcı tarafından karşılanır. Tüketici, bu seçimlik haklarından biri ile birlikte Türk Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca tazminat da talep edebilir....
TL olması davalı şirketlerin kötü niyetli olduğunun ve açıkça hizmet ayıbı olduğunun göstergesi olduğunu, ayıplı mal ve ayıplı hizmetten kaynaklı olarak öncelikle, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini, mümkün değil ise bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını (full ambiyans paketinin yapılmasını) talep ve dava etmişlerdir....
-K. sayılı ilamı ile asıl ve birleşen davalar hakkında ayrı ayrı karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece, bozmaya uyularak, davacı tarafın satış konusu malı 31.05.2010 tarihinde teslim almasına rağmen TTK'nun 23. maddesinde belirtilen sürede ayıp ihbarında bulunmaması nedeniyle ayıplı malı kabul etmiş sayılacağı gerekçesiyle asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı reddine karar verilmiş, hüküm davacı-birleşen davacı vekilince temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin asıl davaya ilişkin temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Dava ayıplı mal satışı iddiasına dayandığı halde birleşen dava süresinde mal teslim edilmemesi nedeniyle başka yerden mal temin edilmek zorunda kalındığı ve bundan dolayı zarara uğranıldığı iddiasına dayalı olup birleşen davanın ayıp iddiası ile ilgili olmadığı açıktır....
Tüketici mahkemesi özel bir mahkemedir ve görevleri 4077 Sayılı Yasadan kaynaklanır. 4077 Sayılı Yasada değişiklik yapan 4822 Sayılı Yasanın 4. maddesinde ayıplı mal satışı düzenlenmiş olup, uyuşmazlığın da ayıplı mal satışı iddiasına dayandığı anlaşılmakla, aynı yasanın 23. maddesi gözönünde bulundurulduğunda, davanın tüketici mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda belirtilen nedenlerle; H.Y.U.Y.’nın 25. ve 26. maddeleri gereğince İstanbul 2. Tüketici Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 07.04.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....