Buna göre gezi programı için tanıtımı yapılan ve sözleşmede yazılanın dışında eksik ve ayıplı hizmet verilmiştir. Ancak bu ayıplı hizmete rağmen davacılar davalıların gösterdiği otelde konakladıkları ve geziyi de tamamladıklarına göre davalının sözleşme ve tanıtımla vaat ettiği hizmet ile verilen hizmet arasındaki bedel farkının ve davacıların ayıplı hizmet nedeniyle ayrıca yapmak zorunda kaldıkları masrafların davacılara ödenmesi gerekirken yazılı şekilde tüm tur bedelinin tahsiline karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. 2-Davacılar yararına manevi tazminata hükmedilmiş ise de BK.49.madde hükmüne göre manevi tazminata hükmedilmesi için davacıların şahsiyet haklarının hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğraması lazımdır. Dava konusu olayda manevi tazminat koşulları oluşmadığından bu kalem istek hakkında davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazalı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir....
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir 1-Davacı, ingilizce eğitim almak için davalı şirketin açtığı kursa kayıt yaptırdığını, davalı... kurumunun verdiği hizmetin ayıplı olduğu, taahhüt edilen hizmet ile verilen hizmet arasında benzerlik bulunmadığını, belirterek ödediği bedelin iadesini istemiştir. Davalı ayıplı ve kusurlu hizmet vermediğini savunmuştur. Mahkemece, davalı...in ayıplı hizmet verdiği yönünde bir tespit ve delil bulunmadığı, 11/02/2009 tarihli yönetmeliğin 9 uncu maddesinde sayma yöntemiyle düzenlenmiş olan ayrılma nedenlerin bulunmadığı, gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; davacı, 08.06.2010 tarihindeki maili ile sözleşmeden dönme ve ayıp ihbarında bulunduğunu, 06.07.2010 tarihli mail ile hizmetin ayıplı olduğunu ve sözleşme bedelinin iadesini talep ettiğini, maile cevaben davalı şirketin de hizmette iyileştirme yapılacağına dair vaatte bulunduğunu ileri sürmüştür....
Uyuşmazlık, davacı şirketin edimlerini gereği gibi yerine getirip getirmediği, eksik/hiç ya da ayıplı ifada bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. Mali müşavir bilirkişi 08/01/2018 havale tarihli raporunda; tarafların ticari defterlerinin birbirleri ile uyumlu olduğu, takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan 76.251,29 TL alacaklı bulunduğu belirtilmiştir. Davalı taraf aralarında hizmet ilişkisi olduğunu inkar etmemekle birlikte davacının edimlerini gereği gibi yerine getirmediğini ve hizmeti eksik ve ayıplı ifa ettiğini savunmuştur.6102 Sayılı TTK'nın 23/1-c maddesi tacirler arasındaki hizmetin ayıplı olması halinde yapılması gereken işlemleri düzenlemektedir. Anılan maddeye göre hizmet alan tacir, malın ayıplı olduğu açıkça belli değilse, malı teslim aldıktan sonra malı incelemek veya incelettirmek, malın ayıplı olması halinde 8 gün içinde bu durumu hizmet verene iletmek durumundadır (Yargıtay 23. HD'nin 2016/991 Esas, 2018/5119 Karar sayılı kararı)....
Mülga 4077 sayılı TKHK’nın 4/A maddesinde yer alan “Sağlayıcı, bayi, acente ve 10 uncu maddenin beşinci fıkrasına göre kredi veren, ayıplı hizmetten ve ayıplı hizmetin neden olduğu her türlü zarardan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur. Sunulan hizmetin ayıplı olduğunun bilinmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz” şeklindeki düzenlemeden, sağlayıcı, bayi ve acente, ayıplı hizmetten ve ayıplı hizmetin neden olduğu her türlü zarardan müteselsilen sorumlu tutulmuş ise de, 6502 sayılı TKHK’nın 3/1-ı madesinde “hizmet sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler” de sağlayıcı sayıldıkları için, yeni dönemde acentelerin sorumluluklarının kaldırıldığı da söylenemez....
Buna göre; davacının aracına Davalı ...’in çalışanı tarafından motorin yerine benzin konulması şeklinde gerçekleşen olayda, ...’in diğer davalı ...’nin bayisi olarak satış yaptığı ve hizmet verdiği hususunda bir uyuşmazlık da bulunmaması karşısında, sağlayıcı tarafından bildirilen reklam ve ilanlarda tespit edilen yararlanma amacı bakımından tüketicinin beklediği faydaları ortadan kaldıran maddi eksiklikler içeren hizmet sözkonusu olduğundan, anılan Kanunun 4/A maddesinin ilk fıkrası uyarınca ayıplı hizmet bulunmaktadır. Sağlayıcı ve bayi 4/A maddesinin üçüncü fıkrası gereğince, ayıplı hizmetten ve ayıplı hizmetin neden olduğu her türlü zarardan ve tüketicinin bu maddede yer alan seçimlik haklarından dolayı müteselsilen sorumludur. Kaldı ki, sunulan hizmetin ayıplı olduğunun bilinmemesi bu sorumluluğu ortadan kaldırmaz (H.G.K.’nun 19.09.2012 tarih 2012/13-153 E., 2012/598 K. sayılı ilamı)....
K A R A R Davacı, dava dışı çocuklarının üniversiteye giriş sınavına hazırlanması için davalı şirketin işlettiği dershaneye kaydını yaptırdığını, kayıt sırasında 9,5 aylık eğitim karşılığının taksitlere bölündüğünü ve teminat amaçlı senet imzaladığını, hizmet bedelini ödediğini ancak ayıplı eğitim hizmeti aldıklarını teminat amaçlı verilen senedin kötüniyetli olarak ödemesi yapıldığı halde tahsil edilmek istendiğini ileri sürerek davalıların sunduğu ayıplı hizmet nedeni ile ödenen hizmet bedeli ile teminat olarak verilen senedin iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir....
Mahkemece, hizmetin ayıplı verilip verilmediğinin iş güvenliği tarafından saptanması gerektiği, bu husus saptanmadan kusursuz sorumluluk nedeni ile dosya kapsamına göre tazminat verilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar tarafından temyiz edilmiştir. Dava, ayıplı hizmet nedeni ile manevi tazminat istemine ilişkindir.4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı yasanın 4/A. maddesinde; Sağlayıcı tarafından bildirilen reklam ve ilânlarında veya standardında veya teknik kuralında tespit edilen nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan ya da yararlanma amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren hizmetler, ayıplı hizmet olarak belirtilmiştir....
Davacı, davalıdan satın aldığı aracın aynı şirket tarafından 21.4.2006 tarihinde yapılan onarım ve bakım ile parça değişikliklerinden sonra meydana gelen kaza sonrası yapılan tespitle alınan bilirkişisi raporu ile verilen hizmetin ayıplı olduğunun saptandığını ileri sürerek, ödediği tamir bedeli ile diğer masrafları talep etmiş, davalı ise, verilen hizmetin ayıplı olmadığını ve tespit bilirkişisi raporuna itiraz ettiklerini savunmuştur. Mahkemece, tespit bilirkişisi raporu esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir. HÜkme esas alınan 28.8.2006 tarihli tespit bilirkişisi raporunda, aracın davalının servisinde kaza nedeni ile sol ön kısmındaki mekanik arızanın onarımı esnasında şanzıman yağının kaçırıldığı ve daha sonra ikmalinin unutulduğunu ve kazada verilen ayıplı hizmet nedeniyle davalı şirketin 2008/12653-2807 kusurlu olduğu açıklanmıştır. Bu raporda aracın 38.439 km'sinde olduğu anlaşılmaktadır....
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacının dava konusu araç ile yaptığı tek taraflı kaza sonucunda araçtaki arızaların meydana geldiği, arızalar ayıplı hizmet nedeniyle giderilmemiş ise de daha sonra arızaların onarılarak giderildiği, davacıya verilen servis hizmetinin 6502 sayılı Kanun'un 13 üncü maddesi gereğince ayıplı olduğu ve davacının ayıplı olduğu anlaşılan hizmete ilişkin olarak 6502 sayılı Kanun'un 15 inci maddesinde düzenlenen seçimlik haklarını servis hizmeti veren sağlayıcıya karşı kullanabileceği, ancak aracın üretimden kaynaklı bir ayıbının bulunmadığının sabit olduğu ve ayıplı hizmetin davalılarca verilen servis hizmetinden kaynaklanmadığı gerekçesiyle, davalıların istinaf başvurularının kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....
Maddesinde hizmetin ayıplı ifa edilmesi halinde ayıp oranında bedel indirimi talep edilebileceğini belirtmektedir. 6502 sayılı yasanın 8. maddesindeki "ayıplı ürün" olması halinde nispi metod yöntemi kullanılarak somut verilere göre ayıp oranında bedel indirim miktarını belirlemek mümkün ise de; ayıplı hizmet halinde somut olayda nispi metod yönteminin kullanılması ve ayıplı hizmet oranının bilirkişi tarafından belirlenmesi mümkün olmadığından ( ayıplı hizmetin ağırlığı, kusur durumu hakim tarafından somut olayın özelliklerine göre takdir edileceğinden bilirkişi raporu alınmamıştır.) 6098 sayılı Yasanın 114/2. Maddesinin yollamasıyla 6098 sayılı TBK nın 51....