Davacı tüketici her ne kadar ücretsiz onarım kabul etmemiş ise de, yukarıda da değinildiği üzere araçtaki şanzuman arızasının bir günlük bir tamirle şanzuman parçaları değiştirilerek giderilmesinin mümkün olduğu, aracın şanzumanının yenisiyle değiştirilmesi halinde kullanımından beklenen faydanın sağlanabileceği, davacının tamiri mümkün iken aracın sıfırı ile değiştirilmesi talebinin orantılılık ilkesine aykırı olacağı, zira aracın şu an sıfır mislinin 200.000,00TL civarında olduğu, davacı bir kez tamir yolunu deneyip eğer buna rağmen aynı arıza devam etse idi bu ihtimalde ayıpsız misliyle değişim talebinin haklı olabileceği, ama somut olayda davacı hiç bu yolu denemeden aracın ayıpsız misliyle değişimini istemesinin hakkaniyete uygun olmadığı, nitekim aracın tamiri halinde oluşacak değer kaybının da 8.000,00 TL ile sınırlı kaldığı, tüm bu hususlar düşünüldüğünde orantılılık ilkesi nazara alınarak ve çoğun içinde azda vardır prensibi gereğince davacının ayıpsız misliyle değişim talebinin...
Davacı’nın dava dilekçesindeki talebi aracın ayıpsız misli ile değişimi, bu mümkün olmadığı takdirde araç bedelinin iadesi ve bunun da mümkün olmaması halinde ayıp oranında bedel indirimine hükmedilmesi yönündedir. Ne var ki, ilk derece mahkemesince HMK.nun 31.maddesinde düzenlenen Hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında, davacıya bu talebi hakkında değişim hakkını mı, ya da sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedel indirimi hakkını mı kullanacağı hususu açıklattırılmamış ve hükmün 1.fıkrasında ayıp oranında bedel indirimine hükmedilmiş; daha sonra Bölge Adliye Mahkemesinde bu karar kaldırılarak ayıpsız misli ile değişimi yönünde hüküm kurulmuştur....
dolayısıyla davacı tarafından dava konusu aracın alınması ile yeni bir araç alınmasındaki amaç ve beklentilerin karşılanmadığı, aracın ekonomik değerini azaltan böyle bir ayıba tüketicinin katlanmasının beklenemeyeceği mahkememizce değerlendirilmiş ve davacının seçimlik hakkını ayıpsız misli ile değişim yönünde kullanmasının iyiniyet kurallarına aykırı olmadığı, ayıpsız misli ile değişim talebinin hakkaniyete uygun düştüğü emsal yargı yararlarının da bu yönde olduğu, davalı aracın artık üretimde olmadığı savunmasında bulunmuşsa da misli ile değişim hakkının kullanılmasına engel olmayacağı, icra aşamasında İİK md.24 gereğince işlem yapılacağı anlaşılmakla, (Aynı yönde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 19....
Davacı, ... yetkili bayii olan dava dışı şirketten 26.09.2015 tarihinde iki adet araç satın aldığını, ... plakalı aracın sinyal ve far işlemi yapan kolunun bozulması nedeniyle servise başvurduğunu, servisin aracın parçasının değişmesi gerektiği bilgisini verdiğini, onarımı kabul etmeyerek, ayıplı ürünün değişimi talebinde bulunduğunu, ancak bu talebin karşılanmadığını, bunun yanında aracın plakasına yetkili servis tarafından hatalı monte edilmesi nedeniyle tamponda gereksiz bir delik açıldığını, dava konusu aracın ayıplı olduğunu ileri sürerek ayıpsız misliyle değişimine karar verilmesini talep etmiş, 31.08.2016 tarihli ıslah dilekçesiyle de misli ile değişim kabul edilmez ise sözleşmeden dönülmesi suretiyle aracın iadesine ve bedelinin faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir....
den satın almış olduğunu, satın alınan otomobilin arka camı ile bagaj kısmı arasında normal olmayan bir boşluk olduğunun farkedildiğini, satıcı firma nezdinde yaptıkları başvuruların karşılık bulmadığını ve aracın bu haliyle ayıplı olduğunu ileri sürerek, dava konusu otomobilin ayıpsız misli ile değişimine, bu talebin reddi halinde ise sözleşmenin iptali ile araç için ödenmiş olan bedelin iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar ilk derece yargılama makamına sunmuş oldukları yanıt dilekçeleri ile dava konusu aracın ayıplı olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir....
MAHKEME: ".........Davaya konu aracın, şikayetlere neden olan vites değişimi sonrası ivmelenme anında ani olarak gereği gibi hızlanmadığı, aracın belli bir devirden sonra kasıntı yaptığı, vites değişimi sonrası geç topladığı, gaz pedalına basılmasına rağmen hızını arttırmadığı, yokuşta zorlandığı, kasıldığı, dinamometrede yapılan testte aracın max. gücünün 115 BG yerine 102 BG olarak ölçümlendiği, tüm bu tespitler değerlendirildiğinde, davaya konu aracın performansının düşük olduğu bu açıdan ayıplı olduğu, aracın bu şekilde kullanımının güvenli olmayacağı, özellikle yokuşlarda araç sollamanın kullanıcıyı tedirgin edeceği, keşiflerde de tespit edildiği gibi, yapılan işlemlere rağmen şikayetlerin giderilemediği, bu şikayetin ortaya çıkmasında araç sahibinin/kullanıcının hiç bir kusuru bulunmadığı, yani araçta kullanım hatası bulunmadığı, şikayetlerin rahatsızlık yaratıcı, tüketicinin araçtan beklentisini azaltıcı ve tehlikeli nitelikte olduğundan, davacının bu durumda 6502 sayılı yasanın...
şanzımanındaki vitese bağlı bilyenin fabrika yapımı sırasında takılmadığı yahut düşmüş olabileceğinin söylendiğini, aracını almaya gittiğinde ise arızanın giderilemeği şanzımanda parça eksik olduğu aracın şanzımanının sökülmesi gerektiği söylenince aracını misliyle değiştirilmesini isteyerek servisten geri aldığını, davalı tarafa ihtarnme göndererek ayıplı aracın misliyle değiştirilmesini bu mümkün değilse araç bedelinin kendisine iadesini talep ettiğini, ihtarnameye cevap olarak herhangi bir işlem yapamayacağının bildirildiğini, bu nedenlerle davanın kabulüne, davacı müvekkilin satın aldığı ayıplı malın ayıpsız bir misliyle değiştirilmesine, aracın misliyle değiştirilmesi mümkün değilse ayıplı malın bedeli olarak davacı müvekkilce ödenen 116.000,00 TL'nin ödeme tarihinden itibaren yasal faiz ile müvekkile iadesine, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir....
düşüncesi ile sözleşmeyi imzalamış ve bu niteliğe göre bedelini ödediğini, araç satış öncesi aşamada hasar görmüş ve ön sağ kapının komple boyandığını, boya işlemi müvekkilden gizlendiğini, ekspertiz raporlarıyla da sabit olduğunu, aracın ayıplı olması nedeniyle ve bu ayıbın gizli ayıp olması ve gizli ayıbın da müvekkil tarafından kabulü mümkün olmadığından aracın ayıpsız misliyle değiştirilmesine, davalı yan ayıplı malı bilerek ve isteyerek müvekkile satmakla kötü niyetli olarak hareket ettiğinden ve müvekkili zarara uğrattığından kötü niyet tazminatına mahkumiyetine taleple iş bu davayı ikame etme zarureti hasıl olduğunu, tüm bu nedenlerle ayıplı aracın misliyle değiştirilmesine, davalı yan bilerek müvekkili zarara uğrattığından, kötü niyet tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İlk derece mahkemesince; Davaya konu 34 XX 830 plakalı toyota marka corolla S/D 1.4 D-4D comfort ekstra tipi 2011 model aracın gizli ayıplı olduğunun tespitine, Davaya konu Toyota marka corolla S/D 1.4 D-4D comfort ekstra tipi 2011 model aracın ayıpsız misliyle değiştirilmesi talebinin kabülü ile davaya konu aracın ayıptan ari mislinin , davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 2500,00 TL hasar bedelinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, Aracın ayıpsız misliyle değişiminin mümkün olmaması halinde icra iflas kanunu 24.maddesi hükümlerinin uygulanmasına karar verilmiştir. Karar süresinde T3 A.Ş. vekilince istinaf edilmiştir....
CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımı süresinde açılmadığını, davanın araç üreticisine ihbarı gerektiğini, dava konusu aracın Mercedes-Benz Finansman A.Ş. adına rehinli olduğunu, bu nedenle dain-i mürtehinin davaya muvafakatinin alınması gerektiğini, ayıbın varlığı kabul edilmemekle birlikte ücretsiz onarım ve motor değişimi yapılarak arızanın giderildiğini, arızanın kullanıcı hatasından kaynaklandığını ve bunun tamirle giderilebilecek mahiyette bulunduğunu, bu haliyle ayıpsız misliyle değişim talebinde bulunulamayacağını, kaldi ki ayıpsız misliyle değişim talebinin hak ve nesafete aykırı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. III....