Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Tüketici Mahkemesi’nin 2019/457 E. sayılı dosyası ile iş bu dava arasında derdestlik bulunduğuna yönelik itirazları üzerinde yeterince durulmadığı, ürünün ayıplı olup olmadığına yönelik teknik servis tarafından inceleme yapılması gerektiği, yetkili servis tarafından yapılan inceleme sonucunda ücretsiz tamarin gerçekleştirildiği, buna karşın davacı yanca dava açılmasının kötüniyetli olduğu, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunun yeterli araştırma ve incelemeyi içermediği bildirilerek başvurulmuştur. UYUŞMAZLIK KONUSU OLAN HUSUSLAR Uyuşmazlık taraflar arasındaki satım sözleşmesine konu malın ayıplı olduğu iddiası iadesi ile bedelinin tahsili şartlarının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, satım sözleşmesini konu alan cep telefonun ayıplı olduğundan bahisle iadesi ve bedelinin tahsili istemine ilişkindir....

    Mahkemece hak ve menfaatler dengesi gözönünde bulundurulduğu gerekçesiyle satıcı şirket ve ithalatçı yönünden satış bedelinde indirim seçimlik hakkının uygulanmasına, karar verilmiştir. 6502 sayılı yasanın 11. maddesinde, malın ayıplı olması durumda tüketicinin seçimlik hakları düzenlenmiştir. Bu seçimlik haklarda tüketici; bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Açıklandığı şekilde tüketici seçimlik haklarından herhangi birisini kullanabilecektir. Ne var ki tüketici bu hakkını kullanırken objektif iyiniyet kuralları içerisinde hareket etmek zorundadır....

    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın davaya konu araçların Türkiye Distrübütörü olan T7 ihbarını talep ettiklerini, davacının önce dava konusu araca ilişkin İzmit İlçe Tüketici Hakem Heyetine başvurduğunu, araç koltuklarının değişimi konusunda tüketici lehine karar verildiğini, oysa davacının davaya ilişkin dava dilekçesinde koltuklar dışında, kapı kilit sistemi, akü , far sistemi, balata gibi farklı sorunlardan da bahsederek araç değişimi ve bedel iadesi talep ettiklerini, davacı her ne kadar bedel iadesi ve değişim talep etmiş ise de Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun uyarınca davacının seçimlik haklarından birini kullanması gerekmekte olup davanın bu yönü ile usule uygun olmadığını, aracın tüketicinin kullanımına göre değişebilecek sürelere ilişkin yıpranma söz konusu olabilecek konuların tüketicinin korunması hakkındaki kanunda belirtilen " ayıp" olarak nitelendirilebilecek hususlar olmadığını, davacının 02/01/2019 tarihli 00025 nolu müşteri istek formunda ampul...

    Dava, davacının 34 XX 148 plakalı 2018 model aracı T3 Anonim Şirketinin yetkili satıcısı ve yetkili servisi olan Teknik Oto Servis Akaryakıt Turizm Sanayi A.Ş'den 03.01.2019 tarihinde satın aldığı, aracın motorundaki arızanın teknik servis tarafından arızanın giderilememesi sebebiyle üretimden kaynaklı ayıptan dolayı bedel indirimi ve serviste kaldığı süreye ilişkin zararın tahsili için talepte bulunmuştur. 6502 sayılı TKHK sisteminde ithalatçının ayıptan sorumluluğu sınırlandırılmış olup, ithalatçı tüketicinin sözleşmeden dönme ve bedel iadesi taleplerinden doğrudan sorumlu değildir. Bu yaklaşımın benimsenmesinin altında yatan gerekçe ise, sözleşmenin nispiliği ilkesidir. Buna göre, tüketici satış sözleşmesini satıcı veya bayi ile yapmakta olup, anılan sözleşmenin tarafı olmayan ithalatçının sözleşmenin tarafıymış gibi sözleşmeden dönme ve bedel iadesi, ki bu talep sözleşmenin tarafına yöneltilebilir taleplerinden olup, ithalatçının sorumlu olması kabul edilmemiştir....

    Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici; a) Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, b) Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme, c) Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, ç) İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme, seçimlik haklarından birini kullanabilir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür....." Belirtildiği üzere; 6502 sayılı Yasa'nın 11.maddesinde, malın ayıplı olması halinde tüketicinin seçimlik hakları tek tek sayılmış olup, somut olayda tüketici satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme hakkını ve bedel iadesi talep etme hakkını kullanmıştır....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:HMK'nun 355. Maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda; Dava, ayıplı araç satışı iddiasına dayalı onarım bedeli , ayıp oranında indirim bedeli ve ayıp sebebiyle uğranılan zararın tazmini istemlidir. Davacı vekili; davacının, davalıdan 77.500,00 TL mukabilinde 24/01/2020 tarihinde arızasız ve bakımı yapıldığı vaadiyle satın aldığı aracın motorunun sonradan arızalı olduğunu öğrendiğini ve onarımı için masraf yaptığını ileri sürerek şimdilik 50.00 TL onarım bedeli, 50,00 TL araçtan mahrumiyet bedeli ve 50,00 TL ayıp oranında indirim bedelinin davalıdan faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; aracın hasarlı olarak davacıya satıldığının araç satışına ilişkin noter satış senedinde açıkça belirtildiğini, araçta gizlenmiş bir ayıbın bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir....

    etmeyen bir ses şikayeti nedeniyle sözleşmeden dönme ile araç fatura bedelinin iadesi seçimlik haklar arsında gözetilmesi gereken hakkaniyet ilkesine aykırılık teşkil ettiğini, üretim hatası olmadığı gibi onarım neticesinde değer kaybı oluşturacak bir aksaklık da söz konusu olmadığını, onarımla giderilebilecek arızlar için araç değişimi yada bedel iadesi istenmeyeceğini, mahkemece her ne kadar araç iade edilmesizin faize hükmedilemeyeceği yönünde hüküm kurulmuş ise de, kararın ifası için icra müdürlüklerine başvurulduğunda araçların üzerine takyidatlarla teslim ediliyor olması nedeniyle sorunlar yaşamakta olduğundan gerekçeli kararın hüküm kısımında takyidatsız teslimin belirtilmemiş olması telafisi mümkün olmayan mağduriyetlere sebebiyet verdiğini, itirazlarının dikkate alınmadığı ihtimalde dava konusu iddiaları kabul anlamına gelmemekle birlikte hükmün birlikte ifa kuralı gereği aracın her türlü takyidatan ari olarak iadesi ve ......

      Nitekim bilirkişiler motor değişimi yapılarak dolaylı olarak ayıbın giderilebileceğini, imalatçı firmanın da çift motor numaralı araç üretiminin mümkün olduğunu kabul etmeleri karşısında davacının ayıp iddiası nedeniyle TKHK da tanınan bedel iadesi isteminin yasaya uygun meşru bir talep olduğu kabul edilmelidir. Öte yandan davalının ağır kusuru olduğu için zamanaşımı süresinin işlemeyeceğinde duraksama olmamalıdır. Ayıp ihbarının süresinde yapılmadığına ilişkin davalıların açık bir savunması da yoktur. Ne var ki yerel mahkemenin süresinde ayıp ihbarı yapılmadığı bu nedenle davacının ayıbı kabullenmiş sayılacağına ilişkin gerekçesi usul ve yasaya aykırıdır. Hal böyle olunca tüketicinin seçimlik haklarından sözleşmeden dönme ile bedel iadesi isteğinde bulunması haklıdır....

        Davacı, gizli ayıp nedeniyle süresinde ayıp ihbarı yaptığına göre; ayıp nedeniyle davacı/alıcının seçimlik haklarını kullanma koşullarının oluştuğu, davacının sözleşmeden dönme ve bedel iadesini talep ettiği, bilirkişi tarafından belirlenen bedel üzerinden mahkemece sözleşmeden dönme ve bedel iadesine karar verildiği, ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından istinaf isteminin reddi gerekmiştir....

        Her ne kadar hüküm tarihi itibariyle ayıplı aracın aynen yenisiyle değiştirilmesi mümkün değil ise de, ayıp nedeniyle araçta meydana gelen değer kaybının tazmini mümkün olup bu talep semenin tenzili talebi mahiyetindedir. 9- Davacı vekili yargılama sırasında ıslah dilekçesi vererek, yenilik doğurucu seçimlik hakkını “sözleşmeden dönme ve satım bedelinin iadesi” olarak değiştirmesi yukarıda açıklanan ilkeler ve yerleşmiş Yargıtay içtihatları doğrultusunda mümkün olmadığı ve davalı tarafın da hukuka aykırı şekilde yapılan ıslaha muvafakati olmadığı halde, ıslah talebi doğrultusunda karar veren İlk Derece Mahkemesi ve buna karşı istinaf isteminin esastan reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararını doğru bulmadığımdan ve bozma kararı verilmesi gerektiğini düşündüğümden, kararı onayan Daire çoğunluğunun görüşlerine katılmıyorum....

          UYAP Entegrasyonu