Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalılar vekili, davacıya doğrudan kendileri tarafından araç satışı yapılmadığını, davaya konu aracın dava dışı şirkete satışı yapıldıktan sonra davacıya devir edilmiş olduğunu, araçta üretimden kaynaklanan açık ya da gizli ayıp sayılmasını gerektiren bir durumun olmadığını belirtip davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davaya konu araç üzerinde ...Tüketici ...A.Ş lehine rehin hakkı bulunduğu, rehin hakkı nedeni ile davacı araç sahibine yapılacak tazminat ödemelerinin davacı tarafından davaya konu edilmesi ya da dava sonunda hüküm altına alınacak tazminatın davacıya ödenebilmesi için rehin hakkı sahibinin açıkça olur vermesi gerektiği, somut olayda rehin hakkı sahibinin açıkça olur vermediği için davacının davacı sıfatı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dava, ayıplı olan aracın imalat hatası nedeniyle misli ile değişim veya bedelinin iadesine ilişkindir....

    Uyuşmazlık davacı alıcının ayıplı araç satışı nedeniyle, günlük işlerini yapmak için kiralamak zorunda kaldığı araç bedellerinin talep edilip edilemeyeceği hakkındadır. 2008/9676-2009/6001 Mahkemece, davacı alıcının malın ayıplı olduğunu bilmesine rağmen kendisine araç tahsisi için talepte bulunması gerektiği, davacının bu konuda talepte bulunduğunu kanıtlayamadığı, davacının sözleşmeden dönme hakkını kullandığını, sözleşmeden dönen tarafın müsbet zarar kapsamında olan araç yoksunluk tazminatı istemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 4077 sayılı yasanın 4/2 maddesi ayıplı malın neden olduğu zararlardan satıcıyı sorumlu tutmuştur. Aynı yasanın 30.maddesi bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde genel hükümlerin uygulanacağını öngörmüştür. BK. 202 maddesi yollamasıyla BK.nun 205.maddesinin 2.fıkrası; ".......

      Davacı taraf davalıdan 07.12.2009 tarihinden itibaren en yüksek faziyle araç bedelinin iadesini talep etmiş mahkeme davayı kısmen kabul ederek araç bedelinin dava tarihinden itibaren avans faiziyle tahsiline karar vermiştir.4077 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 4. maddesi gereğince ayıplı mal satışı nedeniyle tüketici sözleşmeden dönerek bedel iadesini istediğinde satıcı bedelini iade ederken, alıcının da satışa konu ayıplı ürünü aynı anda iade etmesi gerekir. Ayıplı ürün iade edilmedikçe, satıcı ürün bedelini iade etmekte temerrüde düşmez. Somut olayda da ayıplı ürünün davalı satıcıya iade edilmediği anlaşıldığından faiz başlangıcının ayıplı ürünün iade tarihinden başlaması gerekir. Aksi düşünce, davacının sebepsiz zenginleşmesine sebep olur....

        Tüketici Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ayıplı araç satışı nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. ...1. Sulh Hukuk Mahkemesince, davanın ayıplı mal satışından kaynaklandığı, davacının tüketici olduğu ve ihtilafın tüketici mahkemelerinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurulmuştur. ... 3. Tüketici Mahkemesi tarafından ise davacının aracı davalıdan ikinci el olarak satın almış olduğu anlaşılmıştır. Bir uyuşmazlığın 4077 sayılı Kanun kapsamında sayılabilmesi ancak taraflar arasında mal veya hizmet satımına ilişkin hukuki bir işlemin bulunmasına bağlıdır. Dava konusu somut olayda ise davacı ile davalı arasında sözleşme bulunmamaktadır. Bu nedenle taraflar arasında bir mal ve hizmet alımı söz konusu değildir....

          "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, ayıplı mal satışı nedeniyle sözleşmenin feshi, bedelin iadesi, bunun mümkün olmaması halinde ayıplı enjektörün ayıpsız yenisi ile değiştirilmesi ve uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Davalı ... Oto Alım Satım Tic. A.Ş vekili, sorunun standart dışı yakıt kullanımından kaynaklandığını bildirerek, davanın reddini istemiştir. Davalı ... Türk Otom. Fab. A.Ş vekili, müvekkilinin satım sözleşmesine taraf olmadığını, husumet yöneltilemeyeceğini, dava konusu aracın enjektörlerinde üretimden kaynaklı bir ayıbın sözkonusu olmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir....

            Davalı ...Ş. vekili, davaya konu aracın ticari araç olup, dava zamanaşımı süresinin dolduğunu, ayrıca süresinde yapılmış bir ayıp ihbarının bulunmadığını, husumetin müvekkiline yöneltilemiyeceğini, araçta üretimden kaynaklanan bir sorun olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, ayıplı maldaki ayıbın üretim hatası olduğu, davacının değişim talebinde haklı olduğu, ayıplı araç üzerinde bulunan aksesuarlar ile oto teyp ve hoparlör sistemlerinin iadesinin gerektiği, maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden ise maddi tazminat talebine ilişkin talebini ispat edemediği, manevi tazminat talebi yönünden ise ayıplı mal satımı nedeniyle oluşan zarar, davacının iç huzurunu bozacak bir nitelikte olgu olmadığından manevi tazminat istemi kabul edilemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, aracın yenisi ile değişimine, araç aksesuarlarının iadesine, maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir....

              HUKUK DAİRESİ Uyuşmazlık; ayıplı araç satışı iddiasına dayalı bedel iadesi ve tazminat istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 13. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine 01/10/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

                Somut olayda, davacı tarafça ayıplı araç satılması nedeniyle strese bağlı vitiligo oluştuğu belirtilerek manevi tazminat talep edilmiş ise de kişilik haklarını, bedensel bütünlüğü veya ruhsal bütünlüğü zedeler nitelikte bir hususun söz konusu olmadığı, davacı tarafça ayıplı araç satılmış olması ile stres yapılması veya vitiligo oluşması arasında illiyet bağının bulunduğunun ispat edilemediği, tazminata hükmedilebilmesi için yapılan eylemle birlikte kusur, zarar ve illiyet bağı koşullarının birlikte sağlanması gerektiği, ancak davacı tarafça manevi olarak zarar uğrandığı hususunun ispatlanamadığı, bu sebeplerle mahkemece manevi tazminat koşullarının bulunmadığı dikkate alınarak manevi tazminat isteminin reddi karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

                  "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki ayıplı araç iadesi ve bedelin tahsili davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, ayıplı araç satışı nedeniyle ödenen araç bedelinin faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili istemine ilişkindir. Davalı taraf davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

                    Asliye Ticaret Mahkemesinin 2010/522 Esas , 2011/48 Karar sayılı kararında alıcının iğfal edildiği kabul edildiğinden ayıp nedeniyle aracı kullanamamaktan ve yapılan masraflardan dolayı maddi tazminat talebinin 818 Sayılı Borçlar Kanunun 207/3 maddesine göre zamanaşımına uğramadığı sonucuna varılarak davanın esasının incelenmesine geçildiği, davacı 13.06.2007 tarihinden 21.12.2010 tarihine kadar dava konusu aracı kullanamadığını bu araç yerine 2 araç alındığını, aracın kullanılmadığı dönemde vergilerini ve sigorta primlerini ödemek zorunda kaldığını, ikame araçlar için 55.000.- TL harcandığını, bu paranın ticarette kullanılması halinde kar edeceğini ileri sürerek ıslahla birlikte toplam 35.241,50.-TL ayıplı araç satışı nedeniyle maddi zarar istediği, dava konusu aracın yerine iki adet araç alındığı ve bu yüzden 55.000....

                      UYAP Entegrasyonu