Somut uyuşmazlıkta; davacı, davalı şirketten 13.10.2021 tarihinde ....marka-model bir akıllı telefon satın aldığını, telefonun ayıplı olduğunu ileri sürerek sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talep etmiştir. Yerel mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı tarafından istinaf edilmiştir....
Dava, satın alınan koltuk takımının ayıplı olduğu iddiasına dayalı, ayıplı mal bedelinin iadesine ilişkindir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli, ihtilaflı konuları değerlendirir mahiyet arz etmekte olup, davaya konu maldaki ayıpları üretimden kaynaklanan gizli ayıp olarak mütalaa etmiştir. Bu halde, tüketici sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi, ayıp oranında bedel indirimi veya malın ücretsiz onarımını isteme şeklindeki seçimlik haklara sahiptir. Bu doğrultuda, bedelin iadesi ve ayıplı malın da davalıya geri verilmesi yönündeki hükümde herhangi bir 2012/11164-14732 isabetsizlik bulunmamakla birlikte, yasada öngörülmediği halde fatura bedelinden davacının ayıplı malı kullandığı süre gözetilerek takdiren kullanım bedeli adı altında indirim yapılması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....
Dava konusu olayda, davacı 10.04.2007 tarihinde satın almış olduğu aracın ayıplı olduğunu ileri sürerek, tercih hakkını öncelikle aracın yenisi ile değiştirilmesi, olmadığı takdirde bedel iadesi olarak kullanmışsa da, daha sonra 04.05.2009 havale tarihli ıslah dilekçesi ile araç bedelinin ödetilmesini istemiştir. Davacının, dava dilekçesinde ve az yukarıda belirtilen, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 4. maddesinde kendisine tanınan seçimlik haklardan olan "bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme" seçeneğini tercih etmiş olmasına ve yargılama aşamasında ve 7.5.2009 günlü celsede de islaha karşı çıkılmamış olmasına göre, davacının bu talebi dikkate alınarak, araç bedelinin ödetilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde aracın ayıpsız yeni misli ile değiştirilmesine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....
Her iki düzenlemede esas olarak kullanılan seçimlik hakkın ortaya çıkaracağı sonucun karşı taraf için orantısızlık yaratması ve durumun bunu haklı göstermemesi gibi özünde Türk Hukuk sisteminin temelini oluşturan hakkaniyet ilkesine dayanmakta olup; somut olayın yapısı ve bu ilkenin uygulanırlığı noktasında takdir hakkını da hakime yüklemiştir. Bu açıklamalar ışığında somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi incelemesinde, araçtaki ayıbın 2.800,00.-TL değer kaybına yol açacağı bildirilmiştir. Hal böyle olunca mahkemece, davacının seçimlik haklarından bedel iadesini içeren sözleşmeden dönme hakkını kullanmasının TMK'nın 2. ve TBK'nın 227/3. maddeleri uyarınca hakkaniyete ve taraflar arasındaki hak ve menfaatler dengesine aykırı olacağından, araçtaki ayıp nedeniyle seçimlik hakkından bedel indirim uygulanmasının uygun olacağı değerlendirilerek sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken, yazılı şekilde bedel iadesine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....
Maddesi kapsamında uygun bir süre içerisinde durumu satıcı davalıya bildirerek sözleşmeden dönmek istediğini beyan ettiği ve bu hususta iş bu davayı açtığı, araçtaki ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğu anlaşılmakla, davacının, TBK'nın 227. Maddesi kapsamında, satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme hakkını kullanarak aracın iadesi ile bedelini isteme hakkının bulunduğu sabit olup, yargılama devam ederken aracın 3. kişiye davacı tarafından satılması halinde davacı, aracın satış değeri ile, satın alınırken belirtilen vasıflardaki değeri arasındaki farkı ve ayıp nedeniyle araca yapmış olduğu masrafları talep edebilir....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ayıp iddialarının doğru olmadığını, müvekkili şirketin sorumluluğunu gerektirecek şekilde bir ayıbın söz konusu olmadığını, tüketicinin seçimlik haklarını kullanma şartlarının somut olayda meydana gelmediğini, tüketicinin ücretsiz onarım yönündeki talebinin müvekkili şirket tarafından karşılandığını, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, yıpranma payının da düşülmediğini, bilirkişi raporunun karar vermeye elverişli olmadığını belirterek, istinaf istemlerinin kabulü ile kararın kaldırılmasına ve davanın tümüyle reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, ayıp iddiası nedeniyle 6502 sayılı Yasa'nın 11. Maddesindeki seçimlik haklar doğrultusunda sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebine ilişkindir....
Ayıp halinde alıcının hakları 6098 sayılı TBK'nın 227- (1) maddesinde; "Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme, Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, İmkan varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme" olarak sayılmıştır. Alıcının genel hükümlere göre tazminat hakkının saklı olduğu da hüküm altına alınmıştır (m.227/1). Davacının talebinin sözleşmeden dönme ve bedel iadesi olduğu görülmektedir. Eldeki davada; satıma konu aracın satım km sayacı ile oynandığı gerek bilirkişi raporu gerekse TÜVTÜRK kayıtları ile belirlenmiştir. Aracın km sayacı ile oynanması aracı ayıplı hale getirir ve bu ayıbın gizli ayıp olduğu açıktır (6502 sayılı TKHK m.8)....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/688 KARAR NO : 2022/312 DAVA: Tazminat (Ayıplı mal sebebiyle sözleşmeden dönme ve bedel iadesi) DAVA TARİHİ: 28/03/2017 KARAR TARİHİ: 30/03/2022 Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin davalı şirketten --------yevmiye numaralı --- yoluyla satın aldığını, söz konusu-------- tarafından sözleşmeye ilişkin borcun ödenmesi sonrasında adına tescil edildiğini, ---- tarihinden itibaren müvekkil şirket tarafından kullanılmaya başlayan -----üretimden ve davalı üretici şirket hatasından kaynaklanan sebeplerle çeşitli arıza ve aksaklıklardan dolayı tam ----gördüğünü, araçta parça değişimi ve tamir işlemleri yaptırılmak zorunda kalındığını, davalı şirkete bu konudaki sorunlar defalarca aktarılmasına rağmen sorunun çözülmediğini, ----sayılı delil tespit dosyasından alınan bilirkişi raporuyla ihtilaf konusu ----...
Noterliği kanalıyla, Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un 4. maddesine göre sözleşmeden dönme ve bedel iadesine ilişkin haklarını kullandığına ilişkin ihtarın gönderildiğini, araçtaki ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğunu ileri sürerek, araç için ödenen 32.300,00 TL'nin ihtar tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte ve 5.000,00 TL manevi tazminatın ihtar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir....
Dosyanın incelemesinde; davacının 34 XX 884 plakalı aracı 04/11/2019 tarihinde davalıdan 48.000,00 TL'ye satın aldığı, davacının araçta gizli ayıp olduğunu ileri sürerek ve sözleşmeden dönme hakkını kullanmak istediği, aracın iadesi ile ödemiş olduğu bedelin tarafına iadesini ve manevi tazminat talep ederek dava açtığı, davalının cevap dilekçesi sunmadığı, ilk derece mahkemesince makine mühendisi bilirkişi ile keşif yapılarak bilirkişi raporu alındığı, bu bilirkişi raporunda aracın gizli ayıplı olarak satılmış olduğu, gizli ayıp nedeniyle aracın ayıpsız misli ile arasındaki farkın 7.200,00 TL olduğu, bu bilirkişi raporuna binaen davacı vekilinin 01/07/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile sözleşmeden dönme hakkı yerine ayıp oranında indirim hakkını kullanmak istediği, söz konusu satış nedeniyle araçtaki gizli ayıplardan kaynaklanan 7.200,00 TL maddi tazminat ve 7.000,00 TL manevi tazminat talep ettiği görülmüştür....