Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bu haliyle davacı vekilince her ne kadar ayıp nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinde bulunulmuş ise de, dava konusu yapılan makinenin ayıplı olmadığı tespit edildiğinden davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekildi hüküm oluşturulmuştur....

    Eserin ayıplı olması ve açık ayıplarda BK’nın 359. maddesi hükmünce makul sürede, gizli ayıp halinde de aynı Yasa’nın 362/III. maddesi gereği öğrenilir öğrenilmez derhal ayıp ihbarında bulunulması halinde, iş sahibi BK’nın 360. maddesinde belirtilen sözleşmeden dönme, ayıbın giderilmesini isteme (onarım bedeli) ve bedelden indirim şeklindeki seçimlilik haklarını kullanabilir. Somut olayda ayıbın gizli ayıp olduğu ve davacı iş sahibinin ayıbın ortaya çıkmasından sonra süresinde yükleniciye ayıp ihbarında bulunduğu, teknik servis formlarından anlaşılmaktadır. Dosyada birisi keşfe bağlı, iki kez bilirkişi incelemesi yaptırılmış ise de, yapılan inceleme ve alınan raporlar hüküm tesisine yeterli değildir....

      Noterliğinin 08505 nolu ihtarnamede ayıp ihbarında bulunulduğu, gizli ayıp olarak değerlendirilecek bu durumun en geç 8 iş günü içerisinde yapılması gerektiği, 4 ay sonrasında ihtarname ile yapılan ayıp ihbarından kaynaklı talepte bulunulamayacağı hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu anlaşılmakla açılmış bulunan davanın reddine karar verilmiştir." şeklindeki gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilince ayıp ihbarını süresinde ve usulüne uygun şekilde yapıldığını, mahkemece bu husus gözetilmeksizin yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesinin isabetsiz olduğunu belirterek kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, eser sözleşmesine konu makinenin ayıplı olmasından bahisle sözleşmeden dönme ve bedel iadesi istemiyle uğranılan diğer maddi ve manevi zararların tazmini istemine ilişkindir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ)MAHKEMESİ Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali ve ayıplı mal bedel iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı; 08/03/2006 tarihli noter sözleşmesi ile davalıdan ... marka, 2003 model bir araç satın aldığını, 2008 yılı şubat ayında servise götürdüğünde aracın kilometresinin 2005 yılında 40.915 km düşürüldüğünü öğrendiğini ileri sürerek; sözleşmenin iptaline, ödediği 25.000 TL'nin davalıdan istirdadına karar verilmesini talep etmiştir....

        Mahkemece, davacının 24.07.2012 tarihli satış sözleşmesi ile davaya konu aracı davalıdan satın aldığı, aracın satın alındığında gizli ayıplı olduğu, davacının aracı 7.071,82-TL bedel ile tamir ettirdiği, davacının ortaya çıkan ayıbı ihbar yolunu seçmeyip fiilen tamir yöntemini seçmesi nedeni ile iadesini talep edemeyeceği, tamir bedeli karşılığını davalıdan isteyebileceği gerekçesiyle davanın 7.071,82-TL bedel yönünden kabulüne karar verilmiştir. Davacı TBK'nun 227. maddesince sahip olduğu seçimlik haklardan sözleşmenin iptali ile ödediği bedel ve masrafların iadesi için talepte bulunmuş, mahkemece anılan yasa hükmü değerlendirilmeden hüküm kurulması doğru görülmemiştir. O halde, mahkemece, TBK’nun 227. maddesi gereğince değerlendirme yapılarak, ayrıca dava konusu aracın ayıplı olması nedeniyle ... Anadolu 2....

          Davacı anılan yasa değişikliğinden faydalanmış, satış sözleşmesinin feshi yerine --.Bu hal davalının iddia ettiği gibi ıslah ile müddeabihin düşürülmesi-azaltılması değil, neticei talebin ıslahı niteliğindedir.Bu durum dava sırasında Resmi Gazetede yayımlanan yönetmelik nedeniyle tarafların iradesine bağlı olmayan şekilde vergi affı nedeniyle talep konusunun değişmesidir. Davanın konusuz kalan kısmının vergi affı nedeniyle ortaya çıktığı,dolayısıyla tarafların iradesine bağlı olmadığı gözetilerek konusuz kalan kısım açısından vekalet ücretine hükmedilmemiş olup yargılama giderleri ve vekalet ücreti hesaplaması davanın bir nevi 56.300,00 TL üzerinden tam kabulü şeklinde hesaplanmıştır....

            Davacı anılan yasa değişikliğinden faydalanmış, satış sözleşmesinin feshi yerine --.Bu hal davalının iddia ettiği gibi ıslah ile müddeabihin düşürülmesi-azaltılması değil, neticei talebin ıslahı niteliğindedir.Bu durum dava sırasında Resmi Gazetede yayımlanan yönetmelik nedeniyle tarafların iradesine bağlı olmayan şekilde vergi affı nedeniyle talep konusunun değişmesidir. Davanın konusuz kalan kısmının vergi affı nedeniyle ortaya çıktığı,dolayısıyla tarafların iradesine bağlı olmadığı gözetilerek konusuz kalan kısım açısından vekalet ücretine hükmedilmemiş olup yargılama giderleri ve vekalet ücreti hesaplaması davanın bir nevi 56.300,00 TL üzerinden tam kabulü şeklinde hesaplanmıştır....

              Bu durumda mahkemece öncelikle TTK.nun 25/3.maddesinde öngörülen sürelerde ayıp ihbarı bulunup bulunmadığı üzerinde durulup sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken bu yön üzerinde durulup tartışılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. TEMYİZ EDEN: Davalı vekili HUKUK GENEL KURULU KARARI Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava; ayıp iddiasına dayalı satış akdinin feshi ve mal bedeline karşılık verilen çekler nedeniyle borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur....

                İş sayılı dosyası üzerinden yapılan tespitte alınan 19.02.2008 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu aracın daha önce 3. bir kişiye satıldığının ancak aracın sürekli arıza vermesi sebebiyle iade edildiğinin tespit edildiğini, aracın satım bedeli karşılığında müvekkili tarafından verilen bonoların bedelsiz kaldığını ileri sürerek, sözleşmenin feshi ile satım bedelinin iadesine aksi takdirde ayıp oranında bedel indirimine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, satıma konu biçerdöverin 2. el olduğunu davacının bildiğini, biçer döver tam ve eksiksiz olarak davacıya teslim edildiğini, davacı tarafından usulüne uygun yapılmış bir ayıp ihbarı bulunmadığını, davanın zamanaşımına uğradığını ileri sürerek, davanın reddini istemiştir....

                  Kanun gereğince tüketici, ayıplı malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi, bedel iadesi, ayıp oranında bedel indirimi veya ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Verilen kararın hak ve menfaatler dengesini aşırı ölçüde bozması halinde ayıp oranında bedel indirimi veya ücretsiz onarım isteme hakkının da değerlendirilmesi gerekecektir. Somut olayda ayıbın mahiyeti ve halihazırda onarımla giderilememiş herhangi bir arıza bulunmadığı tespiti dikkate alındığında mahkemenin yapılan onarım işlemlerinin araçta değer azalması oluşturup oluşturmayacağı da araştırılarak ayıp oranında hakkaniyet gereği bedel indirimi seçeneğini değerlendirmemesi usul ve yasaya aykırı olup hükmün bozulmasını gerektirir....

                    UYAP Entegrasyonu