Bilindiği üzere 6098 sayılı TBK’nın 207. maddesinde; satıcının, satılan malı alıcının ödemek zorunda olduğu bedel karşılığında alıcıya zilyetlik ve mülkiyetini devretme borcunun bulunduğu belirtilmiş, bu asıl borç yanında satıcının satılan mal nedeniyle zapt ve ayıp nedeniyle de sorumlu olduğu devam eden maddelerde düzenlenmiştir....
Aracın motor arızaları nedeniyle, araçtaki ayıbın gizli ayıp, yani kullanımla ortaya çıkan ve basit bir gözden geçirmeyle tespit edilemeyecek nitelikte bir ayıp söz konusu olduğundan, ayıp ihbar süreleri bakımından TTK’nın 23. maddesi hükmü değil, TBK’nın 223. maddesi hükmünün uygulanması gerektiği, davacı tarafça da toplam dört defa bu nedenle davalının yetkili servisine başvuru yapıldığı, ayrıca üçüncü arıza sonrasında 03.02.2015 tarihinde davacı tarafça gönderilen e-posta ile de araçta oluşan ayıbın davalıya ihbar edildiği anlaşılmasına göre, davacının ayıp ihbarının süresinde olduğu kabul edilmelidir. Bu nedenle davalı vekilinin, ayıp ihbarının süresinde olmadığına dair istinaf nedeni yerinde değildir.Aracın gizli ayıplı ve ayıp ihbarının da süresinde olduğu tespit edildiğine göre, davacı TBK'nın 227. maddesinde düzenlenmiş olan seçimlik haklarını kullanabilecektir. Bu kapsamda somut olayda davacı tarafça sözleşmeden dönme hakkı kullanılmıştır....
CEVAP: Davalılar vekili, davacının ayıp ihbarını süresinde yaptığını ispat etmesi gerektiğini , araçta servis veya üretimden kaynaklı bir ayıbın bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, davacının davalıdan satın aldığı kamyonun ayıplı olduğu iddiası ile değiştirilmesi veya bedel iadesi talebine ilişkindir. Davacı tarafından davalılara gönderilen 24/01/2019 tarihli ihtarnamede aracın özellikle egzos şamandıra, ve manifoltunda ve elektrik aksamında sürekli arıza olduğunu yapılan tamirlere rağmen düzelmediği bu halin kronik bir problem olarak kaldığı belirtilerek bu nedenle sözleşmeden dönme ve bedel iadesi isteğinde bulunduğu ihtar edilmiştir....
Mahkemece iddia, savunma, keşfen düzenlenen bilirkişi heyeti raporuna göre, davaya konu makinanın ayıplı olduğu, davacının 02.07.2004 tarihli ihtarnamesi ile Borçlar Kanunu’na göre sözleşmeden dönme hakkını kullanarak makinanın geri alınmasını ve bedelin iadesini talep ettiği, B.K.nun 202. maddesi anlamında feshin haklı olduğu, makinadaki arızaların tamiratlara rağmen giderilemediği, davacının haklı sebeple sözleşmeden dönmesi nedeniyle tarafların sözleşmeye binaen verdiklerini geri isteme hakları bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 17.451.35.-YTL.nin (davaya konu bulaşık makinasının davalıya iadesi koşulu ile) davacı yararına davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, yüklenicinin üretim ve montajını üstlendiği odun kömürü yapma makinesinin üretimde kullanılan sac kalınlıklarının teknik ve fen kurallarına uygun olarak seçilmemesi nedeniyle sözleşmedeki 1200 kg/gün kapasitesini sağlayamayacak ölçüde gizli ayıplı olduğu, davacı yüklenicinin odun kömürü yapma makinesinin üretimini tamamladıktan sonra montaj için gerek kendisi gerekse işçisi tarafından gelinen tarihlerde çalışır vaziyette teslimini gerçekleştirdiği, dolayısıyla davalının makinenin ayıplı olduğunu bildiği ve teslim borcunu usulüne uygun şekilde yerine getirmediği, davacı işsahibinin TBK 475/1. madde uyarınca eseri kabule icbar edilemeyecek şekilde eserin gizli ayıplı olduğu, davacı iş sahibinin ayıp nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinde haklı olduğu, davacı tarafça dava dilekçesinde, genel hükümlere göre tazminat ve ayıplı mala yapılan masraf talebinde bulunulmuş ise de dava değerinin...
DELİLLER : Tüm dosya kapsamı DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ayıplı mal satışı nedeniyle, sözleşmeden dönme ile bedel iadesi talebine ilişkindir. İnceleme, 6100 sayılı HMK'nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek duruşmasız olarak yapılmıştır. Mahkemece davanın kabulü ile ayıp oranında bedel indirimine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekilince ve katılma yolu ile de davalı vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Dava konusu mobilyaların satımı ile ilgili davacı tüketici ile davalı satıcı arasında 28/04/2019 tarihli faturaya istinaden sözleşme ilişkisi bulunduğu, bedelin 11.000 TL olarak satıcı tarafından tahsil edildiği, ürünlerin 31/05/2019 tarihinde teslim alındığı, ancak ürünlerin sipariş formuna aykırı üretildiği ve ayıplı olduğu gerekçesiyle sözleşmeden dönme talebiyle eldeki davayı davalı üreticiye karşı açtığı anlaşılmaktadır....
Maddesi ile güvence altına alınan dürüstlük kuralının ihlaline sebebiyet vermekte olduğunu, keza Medeni Kanunla güvence altına alınan "hakkın kötüye kullanılmaması" kuralının, özel kanun mahiyetinde olan Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun'da bu yönde bir hüküm bulunmaması nedeni ile zarar görebileceği ve bu kuralın tüketiciler tarafından ihlal edilebileceğinin açık olduğunu, bu nedenle, herhangi bir hukuk ve hak ihlaline sebebiyet vermemek adına, Türk Medeni Kanunu tüketicinin ayıplı ifa karşısında sahip olduğu sözleşmeden dönem-bedel iadesi hakkı bakımından da bir sınır teşkil etmesinin gerektiğini, dolayısıyla, uygulamada ve Yargıtay kararlarında "sözleşmeden dönme ve bedel iadesi hakkının kullanılmasının hakkın kötüye kullanılması sayılabildiği hallerde tüketicinin, diğer seçimlik haklarını kullanmak zorunda olduğu" görüşünün hakim olduğunu, *Tüm bu hususların yanı sıra bilirkişi ek raporunda dresuar mobilya kapaklarının çekmece ayarlarının yeniden yapılmasının mümkün olduğunu;...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki “ayıp nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedel iadesi” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Bursa 1. Tüketici Mahkemesince verilen 16.12.2014 tarihli, 2014/580 E., 2014/2657 K. sayılı karar, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 19.09.2019 tarihli, 2017/13-620 E., 2019/914 K. sayılı kararı ile uyuşmazlık noktası yönünden bozulmuş ve uyulan hususlara ilişkin temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Yargıtay (kapatılan) 13. Hukuk Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir. Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun 07.07.2020 tarihli, 2020/173 sayılı kararı ile 02.09.2020 tarihi itibariyle kapatılması nedeniyle dosya Yargıtay 3. Hukuk Dairesine gönderilmiş ise de; Yargıtay 3. Hukuk Dairesince, dosyada direnme kararına karşı temyiz isteminin bulunduğu, bu talebi inceleme görevinin Hukuk Genel Kuruluna ait olduğu gerekçesiyle dosya yeniden Hukuk Genel Kuruluna gönderilmiştir....
götürüldüğünü, ayrıca araç ön ısıtma bujileri hatası verdiğini, araçta meydana gelen arızalar nedeniyle davacının sözleşmeden dönme hakkını kullanarak Denizli 1....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dava konusu jeneratörün ayıplı olduğu yönündeki iddialarını kabul anlamına gelmemek üzere, davacı tarafça yapılan ayıp ihbarının süresinde olmadığını, davanın öncelikle bu sebeple reddini, jeneratörün ayıplı olduğunu kabul anlamına gelmemek üzere, davacının, sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinin kabul edilemeyeceğini, zira seçimlik hakkın orantısız şekilde kullanılmasının yerleşik yargıtay kararları ile sabit olduğunu, davacının iddiasının, ... enerji sağlama gücüne sahip jeneratörün her biri 55 kVA enerji ihtiyacı bulunan iki adet elmas telli dağ kesme makinesine enerji sağlayamadığı, sık sık stop ettiği ve sözleşme konusu maldan fayda sağlanamadığı yönünde olduğunu, oysaki hem davacının beyanlarında hem de dilekçesi ekindeki teknik raporda davaya konu jeneratörün ilk adımda %100 yük kaldırması beklenerek inceleme yapıldığını ve buna bağlı olarak hatalı tespitlerde bulunulduğunu, davacının iddia ettiği üzere, dava konusu jeneratörde...