sağlanamadığı, sözleşme ekinde bulunan teknik şartnameye göre brülor sisteminin istenilen kapasitede çalışmamasının sorumluluğunun davacı yüklenicide olduğu, mevcut sözleşme konusundaki ayıbın sonradan ortaya çıkması nedeniyle gizli ayıp niteliğinde olduğu, taraflar arasında yapılan işin hukuki niteliği eser sözleşmesi olup bilindiği üzere TBK 'nın 474. maddesinde eserdeki ayıbın daha sonra ortaya çıkması halinde iş sahibi tarafından gecikmeksizin bu durumun yükleniciye bildiriminin gerektiği, yerleşik Yargıtay kararları dikkate alındığında bu ayıp ihbarının bir geçerlilik şartına tabi tutulmadığının bilindiği (bkz....
Dava, ticari satımda ayıptan kaynaklı bedelde indirim hakkına dayalı alacak davasıdır. Taraflar arasında dava konusu ikinci el aracın noterde yapılan 27/05/2014 tarihli araç satış sözleşmesiyle 100.000,00-TL bedelle davalı tarafça davacıya satıldığı, aracın satış öncesi hasar kaydının mevcut olduğu noktalarında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık davacının ayıbı bilip bilmediği, bilmesinin gerekip gerekmediği, ihbar ve muayene külfetine uyup uymadığı noktasında toplanmaktadır....
Bu nedenle mahkemece yapılacak iş mahallinde yeniden yapılacak keşifle uzman bilirkişiden veya heyetinden; dava konusu makinenin ayıplı olup olmadığı, makinenin motor+redüktör grubu+elektrik kontrol panosu gibi parçalarının davacı tarafından temin edileceğinin kararlaştırılmış olması nedeniyle ayıbın hangi husustan kaynaklandığı, ayıbın varlığında davacı iş sahibinin kusurunun bulunmadığının tespiti halinde ayıbın eserin reddini gerektirir derecede olup olmadığı, eserin reddini gerektirir nitelikte ayıplı olmaması halinde seçimlik hakkın dönme olarak kullanılmasına rağmen bedelde indirim hakkının kullanılıp kullanılmayacağı hususunda değerlendirme yapmaktan ibarettir. Eserin reddinin gerektiğinin kabulü halinde bedelin istirdadına karar vermekle birlikte eserin de yükleniciye iadesine karar verilmelidir. Bedelde indirim seçeneğinin hakkaniyetli olacağının anlaşılması halinde TBK'nın 475/2. maddesi uyarınca ayıp oranında bedelden indirim konusunda inceleme yapılmalıdır....
GEREKÇE: Dava, davacının davalı şirketten satın aldığı araçtaki ayıp nedeniyle ücretsiz onarım hakkı olmadığı takdirde bedel indirimi seçimlik hakkın kullanmasına ilişkin mahkemece 6502 sayılı yasanın 12/1 maddesi gereği teslim tarihinden itibaren 2 yılın geçmesi nedeniyle satıcının ayıplı maldan sorumluluk süresi dolduğu belirtilerek davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verildiği görülmüştür. Davaya konu aracın 15/08/2018 tarihinde satın alındığı, 21 Ekim 2019 tarihinden itibaren araçtaki arıza nedeniyle servise götürüldüğü, arızanın devam etmesi üzerine davacı tüketici tarafından davalı satıcı firmaya 19/06/2020 tarihinde ayıp ve seçimlik hakkın ihbarına ilişkin ihtar gönderildiği, ihtarın davalıya tebliğ edildiği ve iş bu davanın 09/09/2020 tarihinde açıldığı sabittir. Mahkeme dava tarihi itibariyle zaman aşımı değerlendirmişse de tüketicinin seçimlik hakkını kullanması için dava açmasına gerek yoktur....
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 10.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren değişken yasal faiz oranı uygulanmak sureti ile hesaplanacak işlemiş faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline, fazlaya yönelik istemin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Davacı eldeki dava ile davalılardan satın aldığı dairenin ayıplı ve geç teslim edildiğini ileri sürerek ayıp oranında bedelde indirim ve kira tazminatı talep etmiştir. Davalılar davanın reddini dilemiş; Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ne var ki; dava dilekçesinde dava değeri 10.000,00 TL olarak gösterilmesine rağmen ne kadarının kira tazminatı ne kadarının ayıp oranında bedel indirimi karşılığı olarak istenildiği gösterilmediği gibi mahkemece, davacıya bu yönde bir açıklama da yaptırılmamıştır. HMK'nın 26/1. maddesinde “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez....
Taraflar arasındaki eser sözleşmesinden ayıp nedeniyle feshi ile ödenen bedelin iadesi ve ceza-i şart istemlerine ilişkin davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, ilk derece mahkemesince davanın usulden reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
günü şiddetli yağış, sel ve su baskınına maruz kalarak dava konusu taşınmazın duvar ve kolanların suyu emmeye başladığı ve doyma noktasına gelmediğinden dışa vurumu görülmediği ve 27.07.2017 günü şiddetli yağış, sel, su baskını ve dolu yağışlarının yaklaşık 5 saat sürmesi nedeni ile taşınmazın içten emilen duvarları tam kuruyamadığından 27.07.2017 günü suyun emilmesi ile dışa vurulması yani ayıp yaklaşık en geç 5 gün içerisinde görülebileceği, 01.08.2017 tarihinde satıcı davalıya ayıp ihbarında bulunulması gerektiği, davacının 13.09.2017 tarihinde ayıp ihbarında bulunduğu, süresinde ayıp ihbarında bulunmadığı, davacının taşınmazı 2011 yılında teslim aldığı, davanın beş yıllık zamanaşımı süresinde açılmadığı, manevi tazminat koşulları oluşmadığı, davacının kişilik haklarına saldırı bulunmadığı anlaşıldığından davacının davasının zamanaşımı nedeniyle reddine dair karar verildiği anlaşılmıştır....
Şu durumda yerel mahkemece, davacı tüketicinin seçimlik hakkını ücretsiz onarım yönünde kullanması sebebiyle, misli ile değişim talebinin reddi gerekirken, hatalı gerekçe ve yanılgılı değerlendirme ile kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince bedelde indirim yönünden dairemizce yapılan değerlendirmede ise, dairemizin kaldırma kararında da vurgulandığı gibi; Yargıtay 13....
ayıplı olarak kullanılan aşırı yük ve kumanda panelinden ( moment kontrol sistemi) kaynaklandığını, davaya konu vinçteki ayıp oranında indirim yapılmasına ilişkin nispi hesaplama yöntemine göre ayıp oranında bedelden indirim yapılacak miktarın sözleşme tarihinde 14.237,28 TL olduğu görüş ve kanaatini bildirmiştir....
Dava, satın alınan taşınmazın m2'sinin eksik olması sebebi ile ayıplı olduğu iddiasına dayalı olarak bedelde indirim talebine ilişkindir. Taşınmaz mülkiyetinin devri sözleşmesi M.K.634.m.si ile 706.m.si,6098 s.TBK.nun 237.m.si (818 s.BK.nun 213.m.si),Tapu kanununun 26.m.si ile Noterlik kanununun 60.m.leri uyarınca resmi şekle tabi olduğu,dava konusu satış vaadi sözleşmesinin noterde yapılmış resmi nitelikli bir sözleşme olması nedeniyle geçerli bir sözleşme olduğu açıktır....