Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekili 25.09.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile, bedel iadesi yönünde talep ettikleri 5.000,00 TL'yi 65.490,00 TL'ye arttırarak bedel iadesi taleplerinin 65.490,00 TL ile yine arızalı asansörün tamiri için harcanan 4.327,40 TL'nin de davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir....

    Somut olayda davacı, davalı şirketten satın aldığı soğutucu sisteminin ayıplı olduğunu ileri sürerek bedel iadesine isteminde bulunmuş, davalı ise ürünün ayıplı olmadığını servisin soğutucu sisteminin onarmasını bizzat davacının engellediğini savunmuş, mahkemece bilirkişi raporu hükme esas alınarak davacının sözleşmeden dönerek bedel iadesi isteminin reddine, satış bedelinden 3.000,00 TL indirim yapılmasına karar verilmiş, karara karşı taraf vekillerince istinaf talebinde bulunulmuştur. Taraflar arasında malın satışı hususlarında ihtilaf bulunmamaktadır. İhtilaf, malın ayıplı olup olmadığı, bedel iadesi koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarındadır. 6502 sayılı Yasanın 11/1. maddesinde, malın ayıplı olması durumunda tüketicinin seçimlik hakları düzenlenmiştir. Bu seçimlik haklarda tüketici; bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir....

    Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 22.04.2010 gün ve 350-200 sayılı hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiş eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Taraflar arasındaki uyuşmazlık kâr paylaşımına ilişkin sözleşmeden kaynaklanmış olup işin imalâta dair bölümü dava dışı şirket tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu davada akdin feshi sebebiyle mahrum kalınan kâr kaybı ve davalıya ödenen bedel talep edilmiş olup daha önce aynı sözleşmeden kaynaklanan cezai şarta ilişkin davada verilen kararın temyiz incelemesi de Yargıtay Yüksek 19.Hukuk Dairesi tarafından yapıldığından dosyanın temyiz incelemesi için aynı Daireye gönderilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın görevli Yargıtay Yüksek 19.Hukuk Dairesi Başkanlığı'na GÖNDERİLMESİNE, 07.06.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı firmaya ait koltuk takımını 9.500,00 TL bedelle satın aldığını, ancak ürünlerden ayıp olduğunu, ayıplık durumunun satın aldığı firma ve garanti belgesinde yazan yetkili servise bildirdiğini, her bildirimde evine gelerek ayıbı çözmeye çalıştıklarını fakat sorunu çözemediklerini ve serviş fişi vermediklerini, ürünü satın alırken 5.000 TL yi kredi kartıyla kalan 4.500 TL yi tek senet düzenlenerek taksitli olarak ödeyeceğini ancak satın aldığı süreden bugüne kadar 1.000 TL ödediğini beyanla; seçimlilik haklarını kullanarak bedel iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının üründe ayıp olduğunu belirttiğini ancak ayıbın ne olduğunu açıklamadığını, ürün hakkında bugüne kadar yapılmış ayıp ihbarı olmadığını, müvekkil firmaya kusur yüklenemeyeceğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur....

      etmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca davanın kabulü halinde davacının araç kullanımından elde ettiği faydaları ve hasarlar nedeniyle meydana gelen değer kaybını iade etmesi gerektiğini, ayrıca bedel iadesi yerine bedel indirimine karar verilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir....

        K A R A R Davacı, 23.3.2004 tarihinde bedelini ödeyerek satın aldığı Opel Corsa aracın direksiyon kutusundan ses gelmesi nedeniyle 3 kez direksiyon kutusunun , 1 kez direksiyon milinin değiştiğini, aynı arızanın 23.6.2005 günü tekrarlaması üzerine direksiyon kutusunun değişmesi için beklendiğinin bildirildiğini,ancak arızanın 30 ... günü içerisinde giderilemediğini, onarım süresinin 30 ... gününü aşması nedeniyle ödediği 23.100,00 YTL nin 23.3.2004 tarihinden faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, araçta ayıp olmadığını, bedelin iadesi şartlarının oluşmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir....

          İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLERİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, tüketicinin satıcıya karşı açmış olduğu ayıplı maldan kaynaklanan sözleşmenin feshi ve bedel iadesi talebine ilişkindir. Taraflar arasında yapılan sözleşme tarihinin 11/01/2018 tarihi olduğu dikkate alındığında uygulanacak olan yasanın 6502 sayılı TKHK olduğu ihtilafsızdır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık malın ayıplı olup olmadığı, ayıbın üretim hatasından veya kullanım hatasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı, davacının 6502 saylı TKHK 11. maddesi uyarınca seçimlik haklarını kullanma hakkı olup olmadığı hususlarında toplanmaktadır. 6502 sayılı yasanın 11/1. maddesinde, malın ayıplı olması durumda tüketicinin seçimlik hakları düzenlenmiştir. Bu seçimlik haklarda tüketici; bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür....

          Davacının ayıp iddiaları ile ilgili araştırma yapılmamıştır, zaten buna da uyuşmazlık bakımından gerek yoktur çünkü eldeki dava hizmet sözleşmesinde ayıplı ifa nedeniyle sözleşmenin feshi ve ödenen bedelin iadesi yahut bedelde ayıp miktarınca indirim yapılması gerekçesi ile menfi tespit davası değildir. Yani davacı dava dosyamızda ayıplı ifa nedeniyle ne menfi tespit davası açmıştır ne de ödediği bedelin istirdatını istemiştir. Davacı sözleşmede kararlaştırılan bedeli ödememiş, borcu sıfırlamak için reklamasyon faturası düzenlemiştir. Bu reklamasyon faturası onu yargılamamız bakımından alacaklı konuma getirmez. Dolayısıyla davacının ayıp iddialarının araştırılması ancak bu safhadan sonra menfi tespit yargılamasının konusu olabilecektir. Eldeki dava davacı tarafça düzenlenen 07/06/2018 tarih A376543 numaralı 10.455,50 TL bedelli faturadan kaynaklandığından ve bu fatura dolayısıyla davacı davalıdan alacaklı olmadığından davanın reddine karar verilmiştir....

            Davacı, sözleşmenin özel şartlar bölümünün 9. ve 16. maddesinde yapılan düzenlemeye dayanarak akde aykırılık nedeniyle sözleşmenin feshi ile tahliye isteminde bulunmuştur. Sözleşmenin özel şartlar bölümünün 9. maddesinde, sözleşmenin başlangıç tarihinden itibaren on gün içinde mecura ait elektrik, su, doğalgaz aboneliğini kiracının kendi üzerine alması kararlaştırılmış, 16. maddede ise, sözleşmede kararlaştırılan herhangi bir hususa riayetsizlik halinde akdin feshine neden teşkil edeceği öngörülmüştür. Akde aykırılık nedeniyle tahliyeye karar verilebilmesi için, sözleşmeye aykırılık teşkil eden eylemin kiralananın kullanımına yönelik olması gerekir. Sözleşmede kararlaştırılan bir koşulun yerine getirilmemesi ise, ancak akdin feshi nedenini teşkil eder. Akdin feshi ve tahliye davaları, konu olarak farklı davalardır. Davalının sözleşmede kararlaştırılan 9. maddeye riayet etmemesi hususu akdin feshini gerektirmekte olup, tahliye nedeni sayılamaz....

              ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 04/12/2018 NUMARASI : 2018/112 ESAS, 2018/1585 KARAR DAVA KONUSU : Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) KARAR : Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 04/12/2018 tarih 2018/112 Esas 2018/1585 sayılı kararının istinaf incelemesi neticesinde; TALEP : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı taraftan 29/12/2016 tarihinde davaya konu aracı satın aldıklarını, kısa bir süre sonrasında aracın motor arızala lambasının yandığını bunun üzerine dava konusu aracın yetkili servisi olan Şentürkler Oto ve Arkas Oto Firmalarına götürüldüğünü, ikiden fazla kez aynı nedenlerle aracın servise gittiğini ancak tamir görmediğini, sözkonusu ayıbın gizli ayıp niteliğinde olduğunu, bu sebeple sözleşmenin feshi ile bedel talep ettikleri, bedel iadesi ve ayıplı mal bedeli ile kiralanan aracın sebep olduğu zararın davalıdan tahsilini talep etmişlerdir....

              UYAP Entegrasyonu