Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, söz konusu tıbbi malzemelerin niteliği gereği kullanıma uygun olmadığı, ayıplı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, davacı ve davalı arasındaki sözleşmenin feshine, davacı tarafın Finansbank Erzurum şubesine ait 09/11/2015 vade, 0488095 nolu 9.023,00 TL meblağlı çek nedeni ile davalıya borçlu olmadığının tespitine, 2.203,20 TL'nin dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, 5.000,00 TL manevi tazminat talebinin şartları oluşmadığından reddine karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, satım sözleşmesine konu üründeki ayıp nedeniyle sözleşmenin feshi ile uğranılan maddi manevi zararın tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasında yazılı sözleşme olmadığından satıma konu tıbbi malzemelerin nitelikleri anlaşılamamaktadır....
bir çok hata söz konusu olduğunu, bu haliyle teslim edilen malın defolu ve ayıplı olduğunu, davalı şirket ile yapılan şifahi görüşmelerin sonuç vermeyince 09/05/2022 tarihinde alternatif çözüm yollarından ve dava şartı olan arabuluculuk başvurusu yapıldığını, akabinde arabuluculuk süreci olumlu bitmemiş tarafların anlaşamadıklarını, arz ve izah ettikleri nedenlerden dolayı; davanın kabulü ile; öncelikle dava konusu malın anlaşılan ve sipariş formundaki nitelik ve ebatlarda olmaması, tüm koltuklarda işçilik , imalat ve taşımadan kaynaklı hataların bulunması nedeniyle malın iadesi ve ödenen 27. 280,00 TL bedelin 09/05/2022 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, mahkemece bu talebin kabul edilmemesi halinde tüm koltuk takımının iadesi ile sipariş formu ve sözleşme kapsamındaki nitelik ve boyutlarda olmak üzere ayıplı ve hasarlı olmamak kaydıyla değişim ve teslimine karar verilmesini, yargılama giderleri...
Mahkemece davanın kısmen kabulü ile,dava konusu aracın davalıya iadesi ile 18.650 TL 'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline,fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş,hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Dava,taraflar arasında yapılan satış sözleşmesine konu aracın ayıplı olduğu iddiasına dayalı sözleşmenin feshi ile satış bedelinin iadesi ve tazminat istemine ilişkindir. Borçlar Kanunu’nun 194. maddesine göre satıcı,satılanın kullanım amacı bakımından kıymetini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan ayıplardan alıcıya karşı sorumlu olup,aynı kanunun 198. maddesi (6098 Sayılı B.K.’nun 223. maddesi) göre, alıcı, teslim aldığı malı işlerin olağan akışına göre, imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp gördüğü zaman bunu satıcıya derhal (uygun süre içinde) ihbar etmekle yükümlüdür. Bunu ihmal ettiği takdirde, satılanı kabul etmiş sayılır....
Davalı vekili 04/03/2021 tarihli istinaf dilekçesinde; zorunlu dava şartı olan arabuluculuk sürecinin tamamlanmadan karar verildiğini, taşınmazın %75 oranında tamamlanmış olmasına rağmen sözleşmenin tümden geçersiz olacak şekilde değerlendirilmesinin kabul edilemeyeceğini, taşınmazın tapu devrinin 17/08/2018 tarihinde yapıldığını, bu tarihten dava tarihine kadar herhangi bir ihtar ve ihbarda bulunulmadığını, devri yapılan taşınmazdaki ayıpların gizli ayıp niteliğinde olmadığını, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürmüştür. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: 6100 sayılı HMK'nun 355/1 maddesi uyarınca, istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan inceleme sonucunda; Dava, gayrimenkul satış sözleşmesinin feshi, bedel iadesi ve cezai şart alacağı tahsiline ilişkindir. İlk derece mahkemesince, sözleşmenin feshi ve bedel iadesi talebinin kabulüne, cezai şart alacağı talebinin reddine karar verilmiş, karar taraf vekilleri tarafından istinaf edilmiştir....
birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiş, 21.05.2018 tarihli ıslah dilekçesiyle; satış bedeli ile ayıpsız rayiç bedel arasındaki 5.000,00TL'lik fark taleplerini 177.000,00TL’ye çıkartarak, toplam 335.000,00TL ayıpsız rayiç bedelin yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, sözleşmenin feshi ile taşınmazın davalılar üzerine yeniden tescilini istemişlerdir....
Davalı Ford Otomotiv vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu araçta davacının iddia ettiğinin aksine üretim hatasından kaynaklı herhangi bir ayıp bulunmadığını, onarım ile giderilmesi mümkün olan sorunlara ilişkin davacının misli ile değişimi talebinde bulunması mümkün olmayacağını, davacının yasal faizi ile birlikte bedel iadesi talebinin ise dava konusu aracın müvekkili şirketlere hukuka uygun bir şekilde teslim/devir edilmemesi nedeniyle de mümkün olmadığını, aracın herhangi bir kazaya karışıp karışmadığını ya da araçta değer kaybına sebebiyet verecek bir durumla karşılaşıp karşılaşılmadığı hususunun da tetkik edilmesi gerektiğini, davanın kabulü halinde dava konusu aracın her türlü borçtan ari bir şekilde devrine karar verilmesi gerektiğini beyanla haksız ve hukuka aykırı olarak açılmış davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir....
İstinaf Sebepleri Davacı; dava konusu tayın satışının yapıldığı 12.10.2021 tarihli ihale sırasında tayın daha önce kaza geçirdiği ile ilgili olarak katılımcılara detaylı bilgi verilmediğini, ihaleden sonra yapılan muayeneler sonucunda tayın sol ön ayak bilek (bukağılık) bölgesinde kesi yarası izi ve kesinin altında kalın bağ doku kalınlaşması olduğunun görüldüğünü, alınan diğer raporlar üzerine 01.11.2021 tarihli dilekçe ile davalıyı bilgilendirerek satış sözleşmesinin feshi ile satış bedelinin iadesi ve zararının tazminini istediğini, atta bulunan ayıbın basit bir inceleme ile anlaşılabilecek açık ayıp niteliğinde olmadığını, gizli ayıpta ihbar süresinin öğrenme tarihinden itibaren başladığını, ayıp ihbarının süresi içinde yapıldığını, bilirkişi raporları ile atın ayağındaki hasarın performansını etkileyecek nitelikte olduğunun tespit edildiğini, hayvan satışında satıcının ağır kusuru bulunması halinde, hayvandaki ayıbı üstlenip üstlenmediğine ve ayıbın süresi içinde bildirilip bildirilmediğine...
den 21.09.2007 tarihli sözleşme ile ... Apartmanı N Blok 8. kat 18 numaralı dairenin 137.000,00 TL bedel karşılığı satın alındığını, sözleşme gereğince dairenin 30.11.2008 tarihinde teslim edilmesi gerekirken halen teslimin yapılmadığını, davalılar arasındaki sözleşmenin, davalı ... tarafından feshedilmesi ve inşaatın yapımındaki belirsizlikler nedeniyle ... ile arasındaki sözleşmenin de ifasının imkansız hale geldiğini, bu durumda davalıların kusurlu olduklarını belirterek ... A.Ş. ile arasındaki sözleşmenin feshine, tarafından ödenen bedelden şimdilik 10.000,00 TL'si ile dairenin süresinde teslim edilmemesinden dolayı 1.000,00 TL kira bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, ayrıca 20.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP 1....
Dava dilekçesinde sözleşmenin feshi, bedel iadesi ve tazminat ve gecikme cezası talep edilmiş iken , ıslah dilekçesi ile sözleşmenin feshi , yeniden imalat ve tadilat masrafları ile gecikme cezası talep edilmiştir. Davalı- birleşen dosyanın davacısı vekili 12/06/2017 havale tarihli dilekçesinde davacının talebini değiştirmesine , 20.12.2018 tarihli celsede de davanın geri alınması talebine muvafakat etmemiş, feragat edilmesi halinde de dava dilekçesindeki toplam talebin zaten 10.000 ,00 TL olduğunu, davacının 10.000,00 TL den feragatinin davadan tümden feragat olduğunu belirterek davanın tümden reddi gerektiğini beyan etmiştir....
HUKUKİ NİTELENDİRME VE GEREKÇE; Tüm dosya kapsamına göre dava, ---------------sözleşmesine aykırılık iddiasına dayalı sözleşmenin iptali, isim hakkı neticesinde ödenen bedel ile sözleşme kapsamında alınan ürünler karşılığında ödenen bedelin ve ürün gönderimi yapılmaması nedeniyle ödenen bedel iadesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile maddi tazminat talepli alacak davasıdır. 5846 sayılı FSEK'nın 1 ve 1/A. maddelerinde amaç ve kapsamı düzenlenmiş olup, fikir ve sanat eserlerini meydana getiren eser sahiplerinin ürünleri üzerindeki manevi ve mali haklarını belirlemek, korumak, bu ürünlerden yararlanma şartlarını düzenlemek, öngörülen esas ve usullere aykırı yararlanma halinde yaptırımları tespit etmektir....