Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde makinedeki ayıbın açık ayıp niteliğinde olduğu, makinanın 22.04.2007 teslim tarihinden itibaren hiç çalışmadığı iddia edildiğinden ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı bu durumda davacının ayıba karşı tekeffül hükümleri çerçevesinde herhangi bir tazminat talep edemeyeceği gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve özellikle TTK 25/3. maddesinde öngörülen süre içinde ayıp ihbarında bulunulmadığı gözetilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 17.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Davacının davalıdan aldığı radyatörleri inşa ettiği dairelerde kullanıp daireleri dava dışı kişilere satması davacının davalıdan satım akdinden dolayı ayıba karşı tekeffül hükümlerine dayanarak tazminat istemesine engel değildir. Mahkemece yapılacak iş, taraflar arasındaki satıma konu radyatörlerin ayıplı olmadığını araştırıp sonucuna göre karar vermekten ibarettir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 2.3.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacılar, asıl ve birleşen davalarında, davalıların inşa ettikleri daireleri davalılardan satın aldıklarını, dairelerin bulunduğu binanın 17 Ağustos 1999 depreminde yıkıldığını, daire bedeli ile içindeki eşyalardan davalıların sorumlu olduklarını belirterek tazminat talebinde bulunmuşlardır. Davalılar davanın reddini dilemişlerdir....

        Dava, rücuen tazminat talebine ilişkin olup davalı cevap dilekçesinde açıkça yetki itirazında bulunmuştur. Mahkemece yetki itirazı ile ilgili olumlu veya olumsuz bir herhangi bir hüküm kurulmadan işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle mahkeme kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre davalının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 11/09/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Davacı 6098 sayılı TBK 219 ve sonraki ayıba karşı tekeffül maddeleri hükümlerine göre davalıdan tazminat istemekte haklıdır. Diğer yönden, kural olarak her dava, açıldığı tarihteki fiili ve hukuki sebeplere ilişkin koşullara göre hükme bağlanır. Yargılama sırasında dava konusu aracın dava dışı üçüncü şahısa satılmış olması da bu sonucu değiştirmez. Davacının, satın aldığı araçla ilgili olarak Trafik Şube Müdürlüğü'nce tutulan kayıtları, aracın sigorta kayıtlarını, TRAMER kayıtlarını inceleme, TRAMER'e SMS atarak bilgi edinme yükümlülüğü de yoktur. Davalı taraf, satış öncesinde davacıyı aracın hasarlı olduğu konusunda bilgilendirdiğini veya davacının bu hususu bildiğini ispatlayamamıştır. Satışa konu araç hukuki ayıplıdır. Satıcı ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur. Davalı satıcının ayıba karşı tekeffül borcu bulunmaktadır....

            "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Taraflar arasındaki ayıplı mal satışı nedeniyle yenisi ile değiştirilmesi veya tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı... Motorlu Araçlar A.Ş. vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Dava, ayıplı mal satışı nedeniyle ayıba karşı tekeffülden kaynaklanan malın ayıpsız yenisi ile değiştirilmesi yahut zararın tazmini talebine ilişkindir. Davalılar vekilleri davanın reddini istemişlerdir....

              Mahkemece, yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davaya konu makinede gizli ayıplar bulunduğu, ayıpların giderilebilir nitelikte olduğu yani makinenin tamiri kabil olduğu bu nedenle sözleşmenin feshi ve bedel iadesi yerine bedelde indirim yapılmasının uygun olacağı gerekçesiyle makinedeki arızaların giderilebilmesi için gereken 8.183,00 TL’ nin davalıdan tahsiline, dava kısmen kabul edilmişse de davacı esasta haklı bulunarak satıcının ayıba karşı tekeffül sorumluluğu ortaya çıktığından davalının reddedilen kısım yönünden vekalet ücreti talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

                Aksi halde yüklenici ihtirâzi kayıtsız eseri kabul etmiş sayılacağından ayıba bağlı hakları yitirir (BK. Md. 362). Sonradan ortaya çıkan gizli ayıpların da ayıba vakıf olunur olunmaz derhal bildirilmesi gerekir. Aksi halde iş sahibi eseri olduğu gibi kabul etmiş sayılır ve ayıba bağlı hakları düşer (BK. Md. 362). Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece dinlenilen davacı tanığı ... anlatımında ayıp ihbarında bulunulduğunu bildirdiğine göre, ayıp ihbarının yapılması maddi vakıa niteliğinde olup Dairemiz uygulama ve içtihatlarına göre tanıkla bu husus kanıtlanabileceğinden ve tanığın bu ifadesi dosya kapsamına da uygun olup, akabinde davacı iş sahibince delil tespiti yaptırıldığına göre gerek açık ayıplar gerekse gizli ayıplar yönünden ayıpların giderim bedelinin makul sürede hesaplanıp hüküm altına alınması zorunludur....

                  Yukarıda anlaşıldığı üzere taraflar arasındaki uyuşmazlık ayıplı mal satışı nedeniyle uğranılan zararın tazmini talebinden kaynaklanmakta olup, uyuşmazlığa 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanması, ancak bu yasada hüküm bulunmaması halinde genel hükümler uygulanacaktır. 4077 sayılı yasanın 4/4 maddesi “..bu madde ile ayıba karşı sorumlu tutulacaktır. Ayıba karşı daha uzun bir süre ile sorumluluk üstlenmemişlerse, ayıplı maldan sorumluluk ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile tüketiciye malın tüketiciye teslim tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabidir. Bu süre konut ve tatil amaçlı taşınmazı mallarda beş yıldır. Ayıplı malın neden olduğu her türlü zararlardan dolayı yapılacak talepleri ise üç yıllık zamanaşımına tabidir. Bu talepler zarara sebep olan malın piyasaya sürüldüğünü yeniden başlayarak 10 yıl sonra ortadan kalkar....

                    Davalı ...Ş. vekili, davacı ile müvekkili şirket arasında imzalanan Finansal Kiralama Sözleşmesinin 50. maddesindeki yetki kaydı gereği sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğunu ileri sürerek yetki ilk itirazında ve zamanaşımı def'inde bulunmuş, davacının zamanında kontrol, muayene ve ayıp ihbar yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkilinin sözleşmeden doğan tüm edimlerini yerine getirdiğini, müvekkili şirketin ayıba karşı tekeffül borcu ve sözleşme konusu işlem ile ilgili olarak hiçbir kusurunun bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir. Davalı .....A.Ş. vekili, davacının zamanında ayıp ihbarında bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir. Davalı ......

                      UYAP Entegrasyonu