Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, 3402 sayılı Kadastro Kanununa 5831 sayılı yasayla eklenen Ek-4. maddesi uyarınca yapılan kullanım kadastrosu sonucu oluşan zilyetlik şerhinin iptali ve davacı adına şerh verilmesi istemine ilişkindir. Kullanım kadastrosuna itiraza ilişkin davalar, 3402 sayılı Yasanın 11. maddesinde sözü edilen askı ilan süresi içinde kadastro mahkemesine açılabileceği gibi, askı ilan süresi içinde itiraz edilmeyen tutanakların kesinleşmesi halinde, aynı yasanın 12/3. maddesinde öngörülen 10 yıllık hak düşürücü süre içinde genel mahkemelerde de açılabilir. Kullanım kadastrosu, 3402 sayılı Yasa uyarınca yapılmakta olup anılan yasada kullanım kadastrosuna karşı askı ilan süresinden sonra dava açılamayacağına; başka bir anlatımla, 3402 sayılı Yasanın 12/3. maddesinin uygulanmayacağına ilişkin bir hüküm bulunmamaktadır....

    Kavak Asliye Hukuk Mahkemesince," dava konusu taşınmazın kadastro tespitine itiraz edildiğinden kadastro tutanağının henüz kesinleşmemiş olduğu anlaşılmış; asliye hukuk mahkemelerinin kadastro öncesi sebebe dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescili davalarına ilişkin görevinin kadastro tutanaklarının kesinleşmesi ile başlayacağı, 3402 sayılı Kadastro Kanunu md.12/1 uyarınca kadastro tutanaklarına 30 günlük askı ilan süresi içinde itiraz edilebileceği ve itirazın varlığı halinde aynı md.12/2 uyarınca tutanağın kadastro mahkemesinin itiraz üzerine vereceği kararın kesinleşmesi ile kesinleşeceği " gerekçesiyle karşı yönde görevsizlik kararı verilmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ Dava; kullanım kadastrosuna ilişkin askı ilan süresi içinde açılmış ise de istem kullanım kadastrosuna itiraz niteliğinde olmayıp taşınmaz mülkiyetinin davacı adına tesciline yönelik olup taşınmazın evveliyatında orman olarak sınırlandırılmış olmasına göre 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun Geçici 14. maddesi ve Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 2015/8 sayılı iş bölümü kararı uyarınca temyiz inceleme görevinin Yargıtay 20. Hukuk Dairesine ait bulunması nedeniyle görevli Dairenin belirlenmesi bakımından dosyanın, 6644 sayılı Kanunla değişik 2797 sayılı Yargıtay Kanunu'nun 60/2 maddesi uyarınca Hukuk İş Bölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 05.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 5831 sayılı Yasanın Ek 4. maddesi hükmüne göre kullanım kadastrosu yapılmış ve 01.06.2010 - 30.06.2010 tarihleri arasında ilan edilmiştir. Davacı, Ek. 4. maddeye göre tutanak düzenlenen 3037 parselin sınırında, yine 2/B sahasında bulunan ancak tutanak düzenlenmeyen bölüme, kullanım kadastrosuna itiraz için yapılan askı ilan süresi içinde dava açmıştır. Mahkemenin, uyuşmazlığın orman kadastrosuna itiraz olduğu şeklindeki nitelendirmesi yerinde değildir. 3402 sayılı Yasanın 25. maddesine göre kadastro mahkemesinin görevi ve yetkisi, kadastro tutanağı düzenlendiği anda başlar. Dava konusu yere kadastro tutanağı düzenlenmediğine ve 3402 sayılı Yasanın 5, 10, 25, 26 ve 27. maddelerine göre uyuşmazlığın çözümünde genel mahkeme görevli olduğu halde, yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsizdir....

        Orman İdaresi tarafından orman iddiasına dayanarak taşınmazın orman vasfıyla tescili ve kullanıcı şerhinin iptali talebiyle açılan dava 3402 sayılı Yasa'ya 5831 sayılı Yasa'nın 8. maddesi ile eklenen Ek-4. maddesine göre düzenlenen kullanım kadastro tutanağının askı ilan süresi içinde açılmış ise de yapılan bu kadastro işlemi 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazların fiili kullanıcılarının tespiti amacına yönelik olup, bu tespite karşı askı ilan süresinde kadastro mahkemesinde açılacak davanın da kullanım kadastrosuna itiraz niteliğinde olması gerekir. Bu nedenle taşınmazın tapu kaydının iptali ve orman vasfıyla Hazine adına tescili istemi talebi bakımından davada görevli mahkeme Kadastro Mahkemesi olmayıp Asliye Hukuk Mahkemeleridir....

          İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Mahkemece, "...3402 Sayılı Yasada, Kadastro Mahkemelerinin görevi ile ilgili bir yerde kadastro çalışması yapılmış ve kadastro tutanağı düzenlenmiş olması; ayrıca askı ilanından itibaren 30 günlük süre içinde dava açılmış olması gerektiği düzenlenmiştir. Söz konusu taşınmaz ile ilgili yasal süresi içinde herhangi açılmış bir dava bulunmadığı ve mahkememiz işbu davanın yasal 30 günlük askı ilan süresi sonrasında açıldığı sabit olmakla, açılan davada görevsizlik..." dair karar verildiği anlaşılmıştır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi Taraflar arasındaki orman kadastrosuna itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine açılan ... Köyü ... mevkiinde kalan taşınmazın yörede 2003 yılında yapılan orman kadastro çalışmalarında orman sınırları içine alındığını belirterek askı ilan süresi içinde dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, 6 aylık askı ilan süresi içinde açılan orman kadastrosuna itiraz niteliğindedir. Yörede 01.06.2005 tarihinde orman kadastrosu ve 2/B madde çalışması ilan edilmiştir....

            Kadastro mahkemesince, davaya konu yer hakkında tutanak düzenlenmediği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmesi üzerine dosya asliye hukuk mahkemesine aktarılmış, bu kez davanın orman kadastrosuna itiraz niteliğinde olduğu ve kadastro mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava kullanım kadastrosuna itiraza ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 5831 sayılı Yasanın Ek 4. maddesi hükmüne göre kullanım kadastrosu yapılmış ve 01.06.2010 - 30.06.2010 tarihleri arasında ilan edilmiştir. Davacı, Ek. 4. maddeye göre tutanak düzenlenen 3037 parselin sınırında, yine 2/B sahasında bulunan ancak tutanak düzenlenmeyen bölüme, kullanım kadastrosuna itiraz için yapılan askı ilan süresi içinde dava açmıştır....

              Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, altı aylık askı ilan süresi içinde açılan orman kadastrosuna itiraz niteliğindedir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli ... fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine 21/12/2009 gününde oybirliği ile karar verildi....

                Hukuk Dairesinin 20.06.2005 tarih 2005/5780-8027 sayılı bozma kararında özetle: "Orman sınırı içinde bırakılan taşınmazlar hakkında ancak hak sahibi olan tapu malikleri tarafından orman kadastrosuna itiraz davası açılabilir. Dava askı ilan süresi içinde açılmış olsa bile çalışma sırasında orman kadastro sınırı içinde bırakılmış olan taşınmazlar hakkında Orman Yönetiminin orman kadastro davası açmasının mantığı olamaz. Çünkü, çalışma sırasında orman sınırı içinde bırakılan bir taşınmazın bu işlem yok sayılarak yeniden sınır içine alınması isteği ile açılan davada Orman Yönetiminin hukuki yararı bulunmamaktadır. Bu nedenle, orman kadastrosu sınırları içinde bırakılan taşınmazın tapu kaydının iptali isteğiyle genel mahkemede açılan dava, askı ilan süresi içinde açılmış olsa bile orman kadastrosuna itiraz davası olarak nitelendirilemez....

                  UYAP Entegrasyonu