Temlikin, temlik edenle borçlu (arsa sahibi) arasında bazı ilişkilerin doğmasına neden olduğu çok açıktır. Zira temlik alan evvelki alacaklının yerine geçmiş borçludan (arsa sahibinden) ifayı istemek, gerektiğinde de borçluyu ifaya zorlamak onun hakkı olmuştur. Arsa sahibi ile arasında arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesi bulunan yüklenicinin şahsi hakkını üçüncü kişiye temlik etmesi halinde üçüncü kişinin ifa talep edip edemeyeceğinin saptanmasında öncelikle yüklenicinin edimini (eseri meydana getirme ve teslim borcunu) yerine getirip getirmediğinin, ardından sözleşme hükümlerindeki diğer borçlarını ifa edip etmediğinin açıklığa kavuşturulması zorunludur. Davaya konu olayın, temlik işleminin hukuki niteliği, arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmelerinde yüklenicinin borçlarının neler olduğu ve arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesi hükümleri çerçevesinde incelenip değerlendirilmesi gerekmektedir....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davanın arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanmadığını, müvekkilinin yüklenici, davalının ise iş sahibi olan son tüketici konumundaki kişi olduğunu, dava dilekçesinin hiçbir yerinde hukuki uyuşmazlığın arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklandığının beyan edilmediğini belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir....
Karşı davada davacı vekili, halen yürürlükte olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine rağmen davalı birliğin, diğer davalı ... ile sözleşme imzaladığını, bu nedenle kötü niyetli olduğunu, davalı birliğin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan edimlerini ifa etmek yerine üçüncü şahıslarla görüşmeler yaparak yeni sözleşme yaptığını, böylelikle geçerli sözleşmeye aykırı davrandığını, fesih sözleşmesinin 9. maddesi uyarınca henüz yürürlüğe girmeyen fesih sözleşmesi nedeniyle arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin halen yürürlükte olduğunu ileri sürerek, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin aynen ifası ile müvekkili adına tekrar tapuda tescili ve şerhine, bu talepleri kabul görmediği takdirde sözleşmenin feshi ile yaklaşık 400.000.000,00 TL tutarındaki müspet zarar ve mahrum .../... S.2. kalınan kârın tespiti şimdilik 1.000.000,00 TL'nin davalı birlikten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali Ve Tescil, Alacak DOSYANIN DAİREYE GELİŞ TARİHİ: 09.10.2019 K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, alacak isteğine ilişkindir. Yargıtay Başkanlar Kurulunun 11.01.2019 tarihli ve 1 sayılı kararı ile hazırlanan, 30.01.2019 tarihli ve 2019/1 sayılı Yargıtay Büyük Genel Kurulunca kabul edilip, 31.01.2019 tarihli ve 30672 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak 01.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (23.) Hukuk Dairesinin görevi cümlesinden bulunmakla, dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 18.10.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine göre dava konusu 10 nolu bağımsız bölümün davacı yükleniciye ait olduğu, binanın betonarmesinin bitirildiği, çatının kapatıldığı ve kat irtifakının kurulduğu, davalının daire üzerinde mülkiyet iddiasının bulunmadığı, arsa malikince ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılan davanın alacak davası olması nedeniyle sonucunun beklenmesinin gerekmediği, yüklenicinin sözleşmeye göre edimini yerine getirmesi nedeniyle tescile hak kazandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir....
İlk Derece Mahkemesince; Davanın taraflar arasında akdedilen düzenleme şeklinde taşınmaz satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklı alacak istemli dava olup, davalı arsa maliki olduğu, tacir olmadığı, dolayısıyla her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan bir dava olmadığı.." kanaatiyle davaya konu olayla ilgili yargılama yapma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesi'ne ait olduğuna, görevsizlik nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan belirsiz alacak istemli açılan davada, mahkemenin görevsizlik nedeniyle davanın reddine karar vermesinin usul ve yasaya uygun olmadığını belirterek, yerel mahkemece verilen kararın kaldırılmasını ve istinafa ilişkin taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
Dava, arsa sahibi ile yüklenici arasında düzenlenen arsa payı devri karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca davalı yükleniciye bırakılan bağımsız bölümün kişisel hakkın temliki suretiyle edinilmesi nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Arsa sahibi ile aralarında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunan yüklenicinin şahsi hakkını üçüncü kişiye temlik etmesi halinde üçüncü kişinin ifa talep edip edemeyeceğinin saptanmasında öncelikle yüklenicinin edimini (eseri meydana getirme ve teslim borcunu) yerine getirip getirmediğinin, 2010/13963 - 2011/441 ardından sözleşme hükümlerindeki diğer borçlarını ifa edip etmediğinin açıklığa kavuşturulması zorunludur. Davaya konu olayın, temlik işleminin hukuki niteliği, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde yüklenicinin borçlarının neler olduğu ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi hükümleri çerçevesinde incelenip değerlendirilmesi gerekmektedir....
Birleşen davada davacı vekili, davalı ... ile arsa sahipleri arasında davaya konu arsa için arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzaladığını, müvekkilinin davalı ... ile adi ortaklık sözleşmesi imzaladığını, bu sözleşmeye göre müvekkilinin ...’nın inşaat sözleşmesinden kaynaklanan tüm hak ve borçlarına %50 oranında ortak olduğunu ancak davalı ...'nın sözleşmede belirtilen hiçbir sorumluluğu yerine getirmediğini, dava konusu taşınmazın ...,... ve ... nolu bağımsız bölümlerinin tapularının iptali ile müvekkili adına tescilin i talep ve dava etmiştir. Asıl davada davacı-birleşen davada davalı vekili ve birleşen davada davacı vekili davanın reddini istemişlerdir....
Arsa sahibi ile aralarında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunan yükleniciden, sözleşmede ona bırakılması kararlaştırılan bağımsız bölümü temlik alan üçüncü kişinin arsa sahibini (borçluyu) ifaya zorlayabilmesi için bazı koşulların varlığı gerekir. Gerçekten, Borçlar Kanununun 167. maddesi gereğince; “Borçlu, temlike vakıf olduğu zaman; temlik edene karşı haiz olduğu defileri, temellük edene karşı dahi dermeyan edebilir.” Buna göre temliki öğrenen borçlu, temlik olmasaydı önceki alacaklıya karşı ne tür defiler ileri sürebilecekse, aynı defileri yeni alacaklıya (temlik alan üçüncü kişiye) karşı da ileri sürebilir. Temlikin konusu, yüklenicinin arsa payı karşılığı arsa sahibi ile yaptığı sözleşme uyarınca hak kazandığı gerçek alacak ne ise o olacağından, temlik eden yüklenicinin arsa sahibinden hak kazanmadığını üçüncü kişiye temlik etmesi arsa sahibi bakımından önemsizdir....
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporları ve dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki sözleşmeye göre, sözleşme tarihinden itibaren 3 ay içerisinde inşaat ruhsatı alınarak 18 ay içerisinde teslim yapılacağı, aksi halde arsa sahiplerine her bir bağımsız bölüm için rayiç bedel üzerinden kira ödeyeceği, zemin ve 3. normal katta bulunan daire ve dubleks daire olmak üzere 2 bağımsız bölümün davacı arsa sahibine ait olduğu, dairelerdeki eksik işler bedelinin toplam 18.950,00 TL olduğu, davacıya isabet eden dairelerin yüzölçümlerinin emsal nitelikteki diğer dairelerden toplamda 27,81 m² daha küçük olduğu, bu nedenle 15.712,65 TL zarar oluştuğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan eksik ve kusurlu işlerin bedelinin tahsili istemine ilişkindir....