Davalı vekili, müvekkili arsa sahibi tarafından yüklenici aleyhine açılan cezai şart alacağı ile ilgili davanın devam ettiğini, müvekkilinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi kapsamında yükleniciden olan alacağının teminatı olarak dava konusu taşınmazlar üzerinde hapis hakkını kullandığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; yüklenici davacı şirket ile arsa sahibi davalı arasında imzalanan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca, inşaatın sözleşmede belirtilen sürede ve belirtilen şekilde bitirilmemesi sebebiyle dava konusu son dört bağımsız bölüm devrinin yapılmadığı, her ne kadar hapis hakkının mevcut olduğu kabul edilebilir ise de, uğranılan zararların tazmini için arsa sahiplerince açılan ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2011/246 E., 2012/503 K. sayılı dosyasında verilen karar gereğince takip dosyasına tazminat miktarınca teminat yatırıldığı gerekçesiyle, sübut bulan davanın kabulüne karar verilmiştir....
A.Ş. arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine göre inşa edilen dava konusu yerin elektrik işlerini taşeron şirket olarak müvekkilinin yaptığını, dava dışı yüklenici şirket tarafından yapılan ... karşılığı davaya konu bağımsız bölümün müvekkiline verildiğini, bu hususta sözleşme düzenlendiğini, davacılar ile yüklenici şirket arasındaki uyuşmazlıkların çözümlenememesi nedeniyle tapuların devrinin yapılamadığını, müvekkilinin fuzuli şâgil konumunda olmadığını, ecrimisil talebinin yerinde olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde dava konusu B/2 Blok 10 no lu bağımsız bölümün yükleniciye özgülendiği, dava dışı yüklenici ...'nun kendisine sözleşme ile özgülenen payını, dava dışı ... A.Ş'ye temlik ettiğine dair herhangi bir belge veya delil bulunmadığı, yine dava dışı ... A.Ş. ile davalının yetkilisi olduğu dava dışı ... Müh....
Kuşkusuz, yüklenicinin yaptığı temlik işleminin hüküm ve sonuç doğurması arsa payı devri kaşlığı inşaat yapım sözleşmesinin ifa ile sonuçlanmasına bağlıdır. Çünkü, temlik işleminin dayanağını arsa sahibi ile yüklenici arasındaki inşaat yapım sözleşmesi oluşturur. Ne var ki somut uyuşmazlıkta, davalılar arasındaki arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesi noterde biçimine uygun olarak fesh edildiğinden ve kural olarak da fesih geriye etkili sonuçlar doğuracağından bu fesih işleminden sonra ne yüklenici ne de onun temlik ettiği üçüncü kişi fesh edilen sözleşmedeki hükümlerden yararlanamaz. Davacı, feshin muvazaalı yapıldığını iddia etmişse de, bu konuda yeterli delil göstermediğinden alacağın temliki işleminden faydalanarak mülkiyet aktarımı isteyemeyeceğinden, mahkemenin bu bölüm talebi reddetmesinde yanılgı yoktur. Ancak; Somut olayda, davalılar arasındaki 12.12.2003 günlü arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesi 13.09.2005 tarihinde iradi olarak fesh edilmiştir....
Her ne kadar dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6502 sayılı Yasa'nın 3/l bendi ile tüketici işlemi kapsamına eser sözleşmeleri alınmışsa da, somut olayda olduğu gibi arsasına karşılık bağımsız bölüm alacak olan arsa sahibinin ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket ettiğinden sözedilemeyeceği, amacının salt kişisel ihtiyaçları için kullanma, tüketme amacını aştığı, Yasa'nın 3/k maddesindeki "tüketici" tanımına uymadığı anlaşılmaktadır. Bünyesinde taşınmaz satış vaadi ve inşaat sözleşmesi olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde, arsa sahibi açısından güdülen amaç, arsasının değerlenmesini sağlayacak yapının arsa üzerine yapılmasıdır. Bu nedenle, arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü işbu saikinin, 6502 sayılı Yasa'da tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 21.12.2015 gün ve 2015/869 Esas, 2015/8319 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacılar vekilince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü. - KARAR - Dava, davacı arsa sahibi ile davalı yüklenici şirket arasında imzalanan arsa payı kaşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili olarak feshi ve sözleşme uyarınca davalı yüklenici şirket ve diğer davalı 3. kişilere devredilen hisselerin iptali ile davacı arsa sahipleri adına tescili istemine ilişkindir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; yüklenicinin temerrüdü nedeniyle arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili fesih şartlarının oluştuğu gerekçesiyle feshe yönelik davanın kabulü ile anılan sözleşmenin geriye etkili olarak feshine, tapu iptali ve tescil talebi yönünden; davalı ...'...
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç, kullanmak için konut edinmek değil arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle, arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 sayılı Kanunda tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Bu durumda, davacılar, 6502 sayılı Kanunun 3/1-(k) maddesi uyarınca tüketici sayılamayacağından, eldeki davada uyuşmazlığın, HMK'nın 2. maddesi uyarınca genel hükümlere göre asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesini YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 28/11/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri 818 sayılı Mülga Borçlar Kanunu’nun 355 vd. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 470 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türüdür. Bu sözleşmelerin bir tarafı arsa sahibi diğer tarafı yüklenicidir. Bu tür sözleşmelerde arsa sahibinin Tüketici Kanununda 3/k maddesindeki tüketici tanımına uymadığı açıktır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç, arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 sayılı Yasada tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır....
a, davalı yüklenicinin nam ve hesabına eserin tamamlanması için kararın kesinleşmesinden itibaren 6 ay süre ile yetki ve izin verilmesine, genel iskanının alınabilmesi için gerekli yaklaşık bedelin 317.377,06 TL olduğunun tespitine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı nama ifaya izin ve tazminat istemine ilişkindir. TBK. 113. maddesinde nama ifa olarak adlandırılan izin talebi değerlendirilmiştir. Davacının elinde davalı yükleniciye düşen herhangi bir daire veya hak bulunmadığına göre davacının talebinin madde kapsamında nama ifaya izin olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. Ancak iskan izni alınması için gerekli masrafların tespiti değerlendirildiğinde, davacının talebinin sadece bu konuya hasren tespit talebi olarak değerlendirilmesi ve buna göre davanın değerlendirilmesi gerekir....
Bu sözleşmelerin bir tarafı arsa sahibi diğer tarafı yüklenicidir. Bu tür sözleşmelerde arsa sahibinin tüketici Kanununda 3/k maddesindeki tüketici tanımına uymadığı anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından hedeflenen amaç kullanmak için konut edinmek değil arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 sayılı Kanunda tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerine konu işin üst düzey teknolojiyi gerektirmesi, sözleşme kapsamında taşınmaz satış vaadi ve inşaat sözleşmelerinin de bulunduğu nazara alındığında 6502 sayılı Kanunda kanun koyucunun salt kullanma ve tüketme amacına yönelik mutfak, dolap yaptırmak araç tamiri yapmak gibi dar kapsamlı eser sözleşmelerini kastettiği, arsa karşılığı inşaat sözleşmelerinin ise bu kapsamda olmadığının kabulü gerekir....
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davalının arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ile yükümlendiği edimleri belirlenen muayyen sürede yerine getirmediği, davalı yüklenicinin temerrüde düştüğü, davacı arsa sahibi ise aynen ifadan vazgeçerek zarar ve ziyan talebinde bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 91.569,49 TL.nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı taraftan tahsili ile hisseleri oranında davacılara verilmesine karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dava arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin ifasının gecikmesi nedeniyle ifadan vazgeçilerek tazminat talebine ilişkindir....