WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde, davaya konu parselin komşu parsellerle şüyulu olduğunun anlaşıldığı, bu nedenle yüklenicinin edimini tamamlayamadığı, sözleşmenin 5. maddesindeki "İnşaat ruhsatı alındığı tarihten itibaren inşaat süresinin 18 ay olduğu ancak inşaat süresinin savaş, tabi afet, belediyede v.s. resmi ve hususi dairelerde prosedürlerin uzaması gibi mücbir sebeplerden dolayı inşaat süresinin uzatılabileceği" hükmü kapsamında davalı inşaat şirketinden kaynaklanmayan nedenlerle inşaat sürecinin uzadığı, bu nedenle davalı inşaat şirketinin temerrütünden bahsedilemeyeceği gerekçesiyle davacı tarafın sözleşmenin geriye etkili feshi talebine yönelik davasının reddine, sözleşmenin ayakta kalması nedeniyle davalı karşı davacı tarafından açılan karşı davanın reddine karar verilmiştir. Kararı taraf vekilleri temyiz etmiştir. Asıl dava arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi, maddi ve manevi zarar tazminine ilişkindir....

    devredilmiş bulunan taşınmaz hissesinin geri istenemeyeceği kararlaştırıldığından, arsa sahibinin karşı davadaki tapu iptal ve tescil isteminin yerinde olmadığı gerekçesiyle, asıl davanın kısmen kabulü ile 02.....2009 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshine, diğer taleplerin reddine ve karşı davanın da reddine karar verilmiştir....

      Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; davalıların taşınmaz üzerindeki gecekonduları yıkarak taşınmazı davacıya teslim etmedikleri, bu nedenle de davalıların sözleşmeyi feshetmekte haklı olmadıkları, davacının sözleşme nedeniyle yaptığı masrafın (menfi zarar) 71.828,73 TL, davacı kâr mahrumiyetinin ise (müspet zarar) 320.776,00 TL olduğu gerekçesiyle, 392.604,73 TL'nin temerrüt faiziyle tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir. 1)Davalı bir kısım arsa sahiplerince, davacı yükleniciye gönderilen 30.05.2012 tarihli ihtarnameyle, aralarındaki 10.05.2011 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshedildiğini bildirmişler, sonrasında da yüklenici tarafından 29.06.2012 tarihinde haksız fesih nedeniyle olumlu ve olumsuz zararların tazmini istemiyle eldeki dava açılmıştır....

        Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Asıl ve karşı dava arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, yüklenici tarafından açılan asıl dava hukuken geçerli bir fesih bildiriminin mevcut olmadığının tespiti, gecikme zararının tazmini, mahkemece hukuken geçerli bir fesih bildiriminin kabulü halinde ise fesih bildiriminin haksızlığının tespiti ile müspet zararın tazmini, maddi tazminatın tahsili, arsa sahipleri tarafından açılan karşı dava ise, arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin geçerli bir şekilde feshedildiğinin tespiti, mahkemece geçerli bir fesih olmadığına karar verilirse, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili olacak şekilde feshine karar verilmesi, menfi zararın tahsili, müdahalenin men'i ve müdahale sebebiyle uğranılan zararın tazmini ve manevi tazminatın tahsili istemlerine ilişkindir....

          Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi üzerine açılan menfi zararın tahsili davalarında, arsa sahipleri tarafından başka bir yüklenici ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapılmamışsa, fesih tarihinden itibaren makul süre eklenmek suretiyle bulunacak tarih itibariyle bilirkişilerin değerlendirme yapmaları, arsa sahiplerinin blok sayısı, kat sayısı ve bağımsız bölüm sayısı dikkate alınarak, yeni yapılacak sözleşmede daha az bağımsız bölüm almalarının sözkonusu olup olmadığının değerlendirilmesi, bunun sonucuna göre varsa arsa sahiplerinin zarar miktarının hesaplanması gerekir. Mahkemece bu şekilde bir değerlendirme ve zarar hesabı yapmayan bilirkişi raporuna dayanılarak arsa sahiplerinin menfi zarar nedeniyle tazminat istemlerinin kabul edilip karar altına alınması doğru olmamıştır....

            Hukuk Dairesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesince verilen kararın temyizen tetkiki davalı-k.davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Asıl ve birleşen dava arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinden kaynaklanmış olup, yüklenici tarafından açılan asıl dava sözleşme uyarınca kendisine verilmesi gerektiği halde verilmeyen ve 3. kişilere satılan A Blok 1 ve 2 nolu bağımsız bölümlerle ilgili maddi tazminat, müspet zarar ve manevi tazminat, arsa sahibi tarafından açılıp birleştirilen dava ise gecikme tazminatı alacağının tahsili istemine ilişkindir....

              Ancak kanunun sistematiği nazara alındığında kanunda zikredilen eser sözleşmelerinden kastın; ticari ve mesleki olmayan amaçlarla, salt kişisel ihtiyaçları için kullanma ve tüketme amacıyla gerçek ve tüzel kişi ile tüketici arasında yapılan eser sözleşmeleri olduğu anlaşılmaktadır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri 818 sayılı Mülga Borçlar Kanunu'nun 355 vd. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 470 vd. maddelerinde düzenlenen eser sözleşmelerinin kendine özgü bir türüdür. Bu sözleşmelerin bir tarafı arsa sahibi diğer tarafı yüklenicidir. Bu tür sözleşmelerde arsa sahibinin Tüketici Kanununda 3/k maddesindeki tüketici tanımına uymadığı açıktır. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde arsa sahibi açısından güdülen amaç, arsasını değerlendirmektir. Bu nedenle arsa sahibinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalarken güttüğü saikin 6502 sayılı Yasada tanımlanan tüketicinin saikinden farklı olduğu gözden kaçırılmamalıdır....

                Dava, taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı nama ifaya izin ve tazminat istemine ilişkindir. Taraflar arasında 09.12.1994 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yapıldığı, davacı yüklenici tarafından 26.6.1995 tarihinde inşaat ruhsatı alındığı bu aşamadan sonra herhangi bir işlem yapmadığı 27.10.2005-05.10.2011 tarihli ihtarlar çektiği anlaşılmaktadır. Arsa sahiplerinin ruhsatın alındığı 1995 senesinden ihtarın çekildiği 2005 senesine kadar herhangi bir işlem yapmayan yüklenici ile yapmış oldukları sözleşmeye bağlı kalmaları beklenemez. Bu nedenle dava konusu taşınmazda .... tarafından yapılan inşaata rıza göstermelerinde arsa sahiplerine herhangi bir kusur yüklenmesi mümkün değildir. Bu inşaata rıza göstermeleri arsa sahiplerinin sözleşmeyi fesih iradesini taşır. Davacı da eldeki bu dava ile müspet ../.. S.2....

                  Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere ve özellikle davacı tarafça, dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK'nın 336/5. maddesine uygun, doğrudan zararla ilgili, dava dışı arsa sahibi ile anılan kooperatif arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshine, davalı yönetim kurulu üyelerinin kast ya da ihmal ile sebebiyet verdikleri hususunun iddia ve ispat edilmemiş olmasına, anılan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshine ilişkin .... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2001/365 E., 2001/451 K. sayılı dosyada davalı kooperatifin cevap dilekçesinde inşaattaki gecikmenin belediyeden kaynaklanan ruhsat sorunlarına bağlanmış bulunmasına, davacı tarafça dava dışı kooperatif tüzel kişiliğinden kira kaybına ilişkin koşulları varsa talepte bulunulmasının mümkün olmasına göre, HUMK'nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir....

                    DAVA Davacılar vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında imzalanan 13.10.2015 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca ruhsat alınıp inşaatın bitirilmesi gereken tarihte bitirilmemesi üzerine arsa maliki müvekkillerinin sözleşmeyi ihtarname ile feshettiğini, davalıların bunun üzerine sözleşmenin tarafı olmayan bir firmaya inşaatı devrettikleri iddiası ile inşaata başladıklarını, inşaatın hali hazır seviyesinin tespiti için alınan raporda yüklenicinin temel kazısı yaptığı ve ilaveten bir imalat ve devam eden çalışma olmadığını ileri sürerek sözleşmenin geriye etkili feshi ile şimdilik 10.000,00 TL müspet zararlarının tahsilini istemiş, sonrasında müspet zarar istemlerini atiye bıraktıklarını bildirmiştir. II....

                      UYAP Entegrasyonu