Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmeleri bedel olarak taşınmaz mal mülkiyetinin geçirimi borcunu içerdiğinden, TMK'nın 706, TBK'nın 237, Noterlik Kanunu'nun 60 ve Tapu Kanunu'nun 26. maddeleri uyarınca resmi şekle bağlı tutulmuştur. Başka bir anlatımla, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin geçerliliği, bu sözleşmelerin noterde "düzenleme" şeklinde yapılmasına bağlıdır. Öte yandan, arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmeleri eser ve satış vaadi sözleşmelerinden oluşan karma nitelikli akitlerden olup, satış vaadini (arsa payının devrini) de içerdiğinden, tek taraflı irade beyanı ile feshi mümkün değildir. Dairemizin kararlılık gösteren içtihatlarında bu tip sözleşmelerin tarafların iradelerinin birleşmesi halinde ya da haklı sebeplerin bulunması durumunda mahkemenin vereceği fesih kararı ile sona ereceği kabul edilmektedir....
Karar düzeltme talebinin kural olarak, temyiz incelemesini yapan Yargıtay Hukuk Dairesince incelemesi gerekir ise de; 09.02.2018 gün 2018/1 sayılı iş bölümü kararı ile Yargıtay Büyük Genel Kurulu’nca arsa payı inşaat yapım sözleşmesinden kaynaklanıp temyiz ya da karar düzeltme talepli olarak 01.07.2016 tarihinden sonra Yargıtay’a gelen dava dosyalarını inceleme görevi Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’ne verildiğinden, karar düzeltme talebi Dairemizce incelenmiştir.Fesih ve iptâli istenen ... 2....
Arsa sahibi ile arasında arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesi bulunan yüklenicinin şahsi hakkını üçüncü kişiye temlik etmesi halinde üçüncü kişinin ifa talep edip edemeyeceğinin saptanmasında öncelikle yüklenicinin edimini (eseri meydana getirme ve teslim borcunu) yerine getirip getirmediğinin, ardından sözleşme hükümlerindeki diğer borçlarını ifa edip etmediğinin açıklığa kavuşturulması zorunludur. Davaya konu olayın, temlik işleminin hukuki niteliği, arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmelerinde yüklenicinin borçlarının neler olduğu ve arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesi hükümleri çerçevesinde incelenip değerlendirilmesi gerekmektedir. Gerçekten, davada dayanılan 08.06.1994 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesi taraflar arasında yapılmış olan bir temlik sözleşmesidir. Çünkü, dava dışı arsa sahipleri ile davalı yüklenici arasında arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesi bulunmaktadır. Bu sözleşme, yükleniciye şahsi hak sağlar....
Kat Karşılığı İnşaat sözleşmelerinde feshin geriye mi, ileriye mi etkili sonuç doğuracağı 25.01.1984 gün ve 3/1 Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurul Kararında tartışılmıştır. Eser sözleşmeleri ani edimli sözleşmeler olup kural olarak kısmi ifadan sözedilemez. Eser sözleşmesinin feshi halinde feshin yine kural olarak geçmişe (geriye) etkili sonuç meydana getireceği kabul edilmiştir. Geriye etkili feshin tasfiyesi de sebepsiz zenginleşme kurallarına göre yapılacağından yüklenicinin alacağı özellikle arsa payı inşaat yapım sözleşmelerinde arsa payı değil inşaatın getirildiği seviyenin yapım bedeli olacaktır. Ancak bazı somut uyuşmazlıklarda feshin geriye etkili uygulanması adalet duygularını zedeler niteliktedir....
Kat karşılığı inşaat sözleşmesi yapılması ya da feshedilmesi paylı malın özgülendiği amacın değiştirilmesi ve olağan şekilde kullanmanın gerekli kıldığı ölçüyü aşan yapı işlerinden olduğundan sözleşmenin feshi davasının ya da iradesinin tüm arsa sahiplerince açılması ya da ortaya konulması gerekir. Kat karşılığı inşaat yapım sözleşmeleri tapuda pay devrini içerdiğinden tek taraflı irade beyanı ve bunun karşı tarafa ulaşması ile sonuç doğurması mümkün değildir. Dairemiz uygulama ve içtihatlarında bu tür sözleşmelerin tüm arsa sahipleri ile yüklenicilerin iradelerinin uyuşması ile haricen ya da tüm arsa sahipleri ve yüklenicinin taraf oldukları davada verilecek mahkeme kararı ile feshedilebileceği kabul edilmektedir. Eldeki davada tüm tarafların fesih konusunda iradeleri birleşmediği gibi bu konuda alınmış mahkeme kararı da bulunmamaktadır. Mevcut davada da tüm arsa sahipleri taraf olarak yer almamıştır....
Yukarıda açıklandığı üzere arsa sahipleri ile yüklenici arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin ifa ile sonuçlandığının, dolayısı ile davacının da ifa hükümlerinden yararlanabileceğinin kabulü için mahkemenin hüküm altına aldığı tutarın arsa sahibi olan davalılara ödenmiş olması gerekir. Aksi taktirde arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin ifa ile sonuçlandığı kabul edilemeyeceğinden ne yüklenici ne de onun temlik işleminde bulunduğu üçüncü kişi olan davacı arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin mülkiyet devrine ilişkin hükmünden yararlanamaz. Mahkemece yapılması gereken iş, davalı arsa malikleri tarafından yüklenici aleyhine ... 3....
gerektiği, 14.08.2012 tarihinde temerrüdün oluştuğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile, 03.08.2009 tarihli arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin feshine, 57.600,00 TL'nin 14.08.2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin taleplerin reddine dair verilen karar, davalı vekilinin üzerine Dairemiz'in 27.10.2014 tarih, 933 esas ve 6698 karar sayılı ilamı onanmıştır....
TBK'nun 183 ve devamı (BK’nun 162 vd) maddeleri uyarınca, bu kişisel hakkını arsa sahibinin rıza ve onayını almaya gerek olmaksızın yazılı olmak koşuluyla üçüncü kişilere de devir ve temlik edebilir. Hemen belirtmek gerekir ki üzerine bina yapılacak taşınmazın paylı mülkiyete konu olması halinde 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK)’nun 692. maddesi uyarınca sözleşmeye tüm maliklerin katılması gerekir. Aksi halde sözleşmenin ifa kabiliyeti bulunmadığından geçersiz sözleşme nedeniyle taraflar birbirlerine verdiklerini, sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayalı olarak geri isteme hakkına sahiptirler. Arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin konusu, arsa sahibinin maliki olduğu arsa üzerine yapılacak bina inşaatıdır. İnşaat, maddi nitelikteki eseri ifade eder. Arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmelerinde ilk unsur, "yüklenicinin bir inşaat (bina) meydana getirme borcu altına girmesidir"....
Devralan kimse, temlik işlemini ve kendisinin yeni alacaklı sıfatını ispat etmiş olsa bile, borçlu (arsa sahibi) ona karşı birtakım itiraz ve defilerde bulunmak imkanına sahiptir. Gerçekten BK m. 167'ye göre "Borçlu temlike vakıf olduğu zaman temlik edene karşı haiz olduğu defileri, temellük edene karşı dahi dermeyan edebilir". Buna göre temliki öğrenen borçlu, temlik olmasaydı önceki alacaklıya (yükleniciye) karşı ne tür defiler ileri sürebilecekse, aynı defiler yeni alacaklıya (temlik alan üçüncü kişiye) karşı da ileri sürülebilir hale gelir. Somut olayda; yüklenicinin edimini yerine getirmediği, bundan dolayı da davalılar arasındaki arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesinin geriye etkili feshedildiği sabittir. Yüklenicinin arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmesine dayanılarak isteyebileceği hakkı olmadığından, şahsi hakkını davacı üçüncü kişiye temlik etmesi de ona bir hak sağlamaz. Davanın reddi bütün bu nedenlerle doğrudur....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2019/133 esas sayılı dosyasında sözleşmeye konu 9166 ada 5 parsel sayılı henüz üzerinde inşaata başlanmamış arsanın iadesi istemiyle açılan dava aynı zamanda taraflar arasındaki adi yazılı arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi isteğini de zımnen içermektedir. Bilindiği üzere arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geriye etkili feshi halinde tarafların birbirlerine verdiklerini geri istemleri mümkün iken ileri etkili fesih halinde inşaatın tamamlanma seviyesine göre sözleşmenin tasfiyesi söz konusu olacaktır. Ancak mahkemece tüm parseller üzerindeki mevcut inşaat seviyesi projenin bütününe göre belirlenip sözleşme feshedilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi mümkün değildir....