Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı, ortaklığın kurulduğu tarihten itibaren kar payının ödetilmesi ile ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemiyle eldeki davayı açmış olup, ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesi ayrı ayrı hukuki işlemlerdir. BK.nun 538. maddesinde belirtildiği gibi tasfiye bütün hesapların görülüp ortaklığın aktif ve pasif bütün mal varlığının belirlenip ortakların birbirleri ile alacak verecek ve ortaklıktan doğan ilişkilerinin kesilmesi yoluyla ortaklığın sona erdirilmesi, malların paylaşılması ya da satış yoluyla elden çıkarılmasıdır. Ortaklık sözleşmesinde hüküm bulunduğu takdirde tasfiyenin öncelikle bu sözleşmedeki hükümlere göre yapılması asıldır. Böyle bir hükmün bulunmaması halinde ise tasfiyenin bu defa BK.nun 539. maddesindeki sıra takip edilerek yapılması gereklidir....

    Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, 2.000,00 TL'lık davacı ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hükmün davacılar tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 03/04/2017 tarihli, 2015/18299 E. ve 2017/4423 K. sayılı ilamı ile; taraflar arasındaki ortaklığın fiilen son bulduğu, tasfiyenin mahkemece bizzat yapılması gerektiği, ortaklığın feshi ile ortaklığın tasfiyesinin ayrı ayrı hukuki işlemler olduğu ve mahkemece Türk Borçlar Kanunu'nun 642.madde ve devamı hükümlerince tasfiye işlemi gerçekleştirilmesi gerektiği gerekçeleriyle kararın bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilamı doğrultusunda tasfiye memurundan rapor alınıp davacının işletme ile ilişkisinin sonlandığı dönem öncesine ait işletmedeki değerleme öncesi net aktif değerinin 46.124,52 TL olduğu, yapılan hesaplamada 11.531,13 TL'nin davacı payına isabet ettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, davacının ......

      olmadığını savunarak, davanın reddini istemiş, karşı davada ise; davalının haksız eylemleri ve davranışları nedeniyle adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi ile fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere şimdilik 1.000 TL zararının tazminini talep etmiştir....

        HUKUK DAİRESİ Taraflar arasında ilk derece mahkemesinde görülen adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi talepli davasının reddine dair verilen karar hakkında bölge adliye mahkemesi tarafından yapılan istinaf incelemesi sonucunda; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun reddine yönelik olarak verilen karar, davacılar vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 24/09/2019 tarihinde davacılar vekili Av. ... ile davalılar vekili Av.... geldi....

          Davacı ortağın ortaklığın yaptığı işin tamamlandığı ve tüm hakedişlerin davalı tarafından tahsil edildiğini iddia etmek suretiyle adi ortaklığın feshi, tasfiyesi ile ortaklıktan kaynaklanan kâr payı ve tüm alacaklarını talep ettiği dikkate alındığında, talebinin adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi niteliğinde olduğu değerlendirilerek uyuşmazlığın çözümüne kavuşturulması gerekecektir. Buna göre, mahkemece; 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 vd. maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümlerinin dikkate alınması ve 642. vd. maddelerindeki tasfiye hükümlerinin somut olaya uygulanması gerekmektedir. Tasfiye usulünü düzenleyen Türk Borçlar Kanunu'nun 644. maddesinde; "Ortaklığın sona ermesi hâlinde tasfiye, yönetici olmayan ortaklar da dâhil olmak üzere, bütün ortakların elbirliğiyle yapılır....

            Taraflar arasında karşılıklı olarak görülen el atmanın önlenmesi ve adi ortaklığın tasfiyesi davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda, bozmaya uyan Mahkemece asıl ve karşı davanın kabulüne karar verilmiştir. Mahkeme kararı davalı/karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....

              şerhi konulmasını, davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hak ve alacaklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik adi ortaklık kapsamında satın alınan taşınmazlardan davalı tarafından satılanlarla ilgili, ortaklığa yönelik yasaya ve sözleşmeye aykırılık sonucu işlenilen haksız fiile dayalı maddi tazminat olarak 25.000,00 TL 'nin, TBK 639.maddesi gereğince adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi ile tasfiye payı alacağından 25.000,00 TL 'nin olmak üzere, toplam 50.000,00 TL 'nin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

              DAVANIN KONUSU : Adi Ortaklığın Tasfiyesi, Alacak KARAR TARİHİ : 29.12.2022 KARAR YAZIM TARİHİ : 25.01.2023 Aydın Asliye Ticaret Mahkemesinin 09.02.2022 tarih 2022/190 E. 2022/179 K. sayılı kararın Dairemizce incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, üye ... tarafından düzenlenen rapor dinlenip ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendi....

                Davacı adi ortak şirket tarafından, davalı adi ortak şirket ile (sonradan ... şahıs işletmesi olmuştur) aralarındaki adi ortaklık sözleşmesine dayalı olarak ve doğrudan adi ortaklığın uğradığı (davalı tarafça uğratıldığı iddia edilen) zarardan dolayı, öncelikle bu zararın davalı taraftan tazmini ile taraflar arasındaki adi ortaklığa ödenmesine karar verilmesini istemesi ve adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi davası içerisinde de gider ve borçlar ile tarafların koydukları avansların mahsubundan sonra kalan bedelden davacı payına düşen kısmın davacıya ödenmesi gerekirken, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi davası dışında, adi ortaklığın uğradığı zarardan doğan tazminatın doğrudan davacı adi ortağa ödenmesinin istenemeyeceği, bu hususun 6098 s. TBK'nin 643. maddesine de aykırı olduğu, davacı adi ortak şirketin bu talebe ilişkin olarak aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı, bu talebin adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi talebi de sayılamayacağı çünkü, bu talepten açılmış Mahkememizin ......

                  Mahkemece, davanın kabulü ile taraflar arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1–Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının sair temyiz itirazlarının reddine. 2–Taraflar arasında düzenlenen 17.9.1985 tarihli sözleşme ile adi ortaklık kurulduğu, her bir ortağın ½ oranında pay sahibi oldukları, davacının Almanya’da olması nedeniyle yönetici ortağın davalı olduğu anlaşılmaktadır. Davacı adi ortaklığın fesih ve tasfiyesini istemiş, mahkemece de fesih ve tasfiye ye karar verilmiş ancak tasfiyenin ne şekilde yapılacağı kararda belirtilmemiştir. Adi ortaklığın ne şekilde sona ereceği BK nun 535. maddesinde, tasfiyenin nasıl ve kimler tarafından yapılacağı da aynı yasanın 538 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu