Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HMK'nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda: Dava; taraflar arasındaki "Düzenleme Şeklinde Mülkiyetin Saklı Tutulması Kaydıyla Satış Sözleşmesi"nden kaynaklanan araç mülkiyetinin tespiti istemine ilişkindir. Trafik sicil kaydının iptali ve davacı adına tescili işlemleri idari nitelikte olmakla birlikte dosya içeriğinden; davacının dava açmaktaki amacının, mülkiyetin kendisine ait olduğu iddiası ile davalı adına oluşturulan trafik sicil kaydının iptali ve araç mülkiyetinin tespiti istemine ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece işin esasına girilerek taraflar arasında mülkiyet uyuşmazlığının kanıtlanması durumunda sicildeki kaydın iptali ile tescile karar verilmeden mülkiyetin tespitine yönelik karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru olmamıştır....

Maddesine göre de "İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz." yönleri gözetilerek inceleme yapılmıştır. Dava, Araç Mülkiyetinin Tespiti ve Tescili istemine ilişkindir. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları delillere, hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, vakıa mahkemesi hakiminin dosyadaki delillerle çelişmeyen tespit ve değerlendirmesine ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, HMK’nun 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleriyle sınırlı olarak ve re'sen kamu düzeni yönünden yapılan inceleme sonucu, ilk derece mahkemesinin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varıldığından; davacının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK'nun 353/(1)-b-1.maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

a 04.12.2009 tarihinde teslim edildiğini, Kasko Genel Şartları 3.3.3.2 maddesinde “Ödemeden sonra çalınan aracın bulunması halinde ya sigorta bedeli geri öder ya da aracın mülkiyeti sigortacıya geçer” şeklinde düzenleme bulunduğunu, aracın mülkiyetinin bu halde müvekkil şirkete geçtiğini, ancak araç üzerinde pek çok haciz bulunduğundan aracın müvekkil şirket adına tescilinin yapılamadığını belirterek, aracın mülkiyetinin ödeme tarihi olan 12.08.2004 tarihinden itibaren davalıdan müvekkil şirkete geçtiğinin tespiti ile üzerindeki tüm haciz vb takyidatlardan ari olarak müvekkil şirket adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, usulüne uygun tebligata rağmen davaya cevap vermemiştir....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 21/04/2009 gününde verilen dilekçe ile araç mülkiyetinin tespiti ve tescili veya alacak istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14/02/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, araç satışının iptali ile mülkiyetinin tespiti ve tescili, olmadığı takdirde araç bedelinin tahsili davasıdır. Mahkemece, araç bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir....

      araç satışına dayalı trafik kaydının iptali ve tescil istemlerine ilişkindir....

        Davacı vekili; müvekkilinin oto kiralama şirketinin bulunduğunu, araç kiralama sözleşmesi ile müvekkiline ait aracı .... isimli kişiye sekiz günlüğüne kiraladığını, bu kişininde aracı sahte belgelerle davalıya usulsüz bir şekilde sattığını ve aracın üzerine başka plaka takılarak davalı adına tescil ettirildiğini belirterek araç mülkiyetinin tespiti ve tescili isteminde bulunmuştur. Davalı, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuşlardır. Mahkemece, aracın mülkiyetinin davacıya ait olduğu belirtilerek istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya kapsamından; dava konusu aracın .... 9. Noterliğinin 10/05/2012 tarihli araç satış sözleşmesiyle davacı adına 04/06/2012 tarihinde tescil edildiği, daha sonra ... 7. Noterliğinin 10/01/2013 tarihli araç satış sözleşmesiyle dava dışı ......

          He ne kadar adli yargıda tescile karar verilmesi mümkün değilse de; mahkemece araç bedeli davalıya ödendiği takdirde araç mülkiyetinin davacı adına tespit ve teslimine dair karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile davacıya araç bedelini ödemesi için kesin süre verilmesi, bu süre içerisinde bedel ödenmediği gerekçesiyle de davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olmamış ve kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) no'lu bentte gösterilen nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, davacının diğer temyiz itirazlarının ilk bentte açıklanan nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 30/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:SULH HUKUK MAHKEMESİ Dava dilekçesinde araç satış işleminin iptali ile araç mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

              İş Makinalarının Türkiye Genel Distribütörü olan müvekkilinden iş makinaları alıp, satan davalı şirketin, müvekkiline borçlandığını ve borcuna mahsuben dava konusu iş makinasını müvekkili şirkete teslim ettiğini ancak aradan uzun bir zaman geçmesine rağmen makinanın resmi devrinin yapılmadığını iddia ederek, dava konusu iş makinasının mülkiyetinin müvekkili şirkete ait olduğunun tespiti ile davacı şirket adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde, davacı şirketin müvekkilinden alacağı olmadığı gibi borcu bulunduğunu, dava konusu iş makinasının dava dışı ...Ltd. Şti’ne ait olup, davacının bu şirketle ticari ilişkisi olduğunu, dava konusu iş makinasının dava dışı ......

                Davalının dava konusu aracı emin sıfatıyla zilyetten satın aldığı ve dosya kapsamına göre de iyiniyetli olduğu anlaşıldığından TMK’nin 988. maddesi uyarınca kazanımı anında korunmakta olup teslim anında malik sıfatını kazanmaktadır. Şu durumda; TMK'nin 988. maddesi uyarınca davacı ...’a ait araç rızasına binaen elden çıkmış olup davalının kötüniyeti de ispat edilememiş olmakla davanın tümden reddi gerekir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacıların temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve davalıya geri verilmesine 07/11/2022 gününde Üye ...'nin karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi....

                  UYAP Entegrasyonu