Mahkemece, davacı taleplerinden değer kaybına hükmedilmiş, araç kullanım bedeline ilişkin talep ise davalı kullanımının Aralık 2007 tarihli protokol kapsamında ve iyiniyetli olduğu gerekçesiyle red edilmiştir. Aralık 2007 tarihli protokol ile aracın kullanımının davalıya bırakıldığı, davacının 14.08.2008 tarihli ihtarnamesi ile muvafakatten vazgeçerek aracın iadesini istediği, davalının ise 22.09.2008 tarihli cevabi ihtarnamesi ile araç için ödediği 28.000,00 TL'nin iadesi veya aracın mülkiyetinin kendisine nakledilmesini istediği davalının ihtarname akabinde davacı aleyhinde bedelin iadesi için icra takibi yaptığı, itiraz üzerine 30.10.2008 tarihinde itirazın iptaline ve talep olunan alacağın faizi ile birlikte tahsiline karar verildiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır....
Yine, banka dekontlarının da inançlı işlem iddiasını tek başına ispata yeterli olmadığı yukarıdaki Yargıtay 4. HD kararı ile açıkça vurgulanmıştır. Sonuç olarak, davacı tarafça, inançlı işlem iddiasına dayalı olarak araç mülkiyetinin tespiti talepli eldeki dava açılmış ve ispat yükü işbu iddiada bulunan davacı tarafta olup, dosya kapsamındaki mevcut yazılı delillere göre davanın davacı tarafça ispat edilemediği ve davacı tarafın yemin teklifi üzerine ise kesin delil niteliğindeki davalıların yeminli beyanları ile özetle, dava konusu aracın Şükriye Çelebioğlu tarafından alındığı, ortada inançlı işlemin bulunmadığı, aracın mülkiyetinin davacıya ait olmadığı yönünde beyanda bulunmuş olmaları sebebiyle davacı tarafça davanın ispat edilemediğinden bahisle yerel mahkemece davanın reddine karar verilmiş olmasında herhangi bir isabetsizliğin bulunmadığı görülmekle, davacı vekilinin istinaf itirazlarının yerinde olmadığı görülmüştür....
K A R A R Yargıtay 21.ci Hukuk Dairesinin İş Bölümü alanı, özel Kanunlarda başkaca hüküm bulunmadığı taktirde, "Yargıtay Kanunu" nun 14'ncü maddesiyle sınırlıdır. Anılan madde hükmünde ise, Dairemizin hasren 506 ve 1479 sayılı Yasa'lardan doğan uyuşmazlıklara ilişkin olarak İş Mahkemelerinden verilen hüküm ve kararları inceleyeceği öngörülmüştür. İnceleme konusu karar, araç mülkiyetinin aidiyeti istemine ilişkin olup belirgin şekilde 14'ncü maddenin kapsamı dışında bulunmakta ve niteliği bakımından Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin işbölümü alanı içine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü dava dosyasının Yargıtay 13. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE 14.6.2007 gününde oybirliği ile karar verildi....
K A R A R Yargıtay 21.ci Hukuk Dairesinin İş Bölümü alanı, özel Kanunlarda başkaca hüküm bulunmadığı taktirde, "Yargıtay Kanunu" nun 14'ncü maddesiyle sınırlıdır. Anılan madde hükmünde ise, Dairemizin hasren 506 ve 1479 sayılı Yasa'lardan doğan uyuşmazlıklara ilişkin olarak İş Mahkemelerinden verilen hüküm ve kararları inceleyeceği öngörülmüştür. İnceleme konusu karar, araç mülkiyetinin aidiyeti istemine ilişkin olup belirgin şekilde 14'ncü maddenin kapsamı dışında bulunmakta ve niteliği bakımından Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin işbölümü alanı içine girmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü dava dosyasının Yargıtay 13. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE 14.6.2007 gününde oybirliği ile karar verildi....
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; her ne kadar aracın satışına ilişkin tüm bedelin ödendiği, araç zilyetliğinin davacıda olduğu kabul edilerek karar verilmiş ise de varılan sonuç az yukarıda açıklanan yasal düzenleme nedeniyle isabetsizdir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı ... tarafından, davalı ... aleyhine 28/10/2015 gününde verilen dilekçe ile araç mülkiyetinin tespiti ve tescilinin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 04/04/2019 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, araç mülkiyetinin tespit ve tescili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir....
Karara karşı davalı vekili; mahkemeye sunulan cevap dilekçesi ile birlikte dava konusu aracın kullanımının davacıda olduğunu, fiilen davacıda olan aracın devrini alması için ihtar çekildiğini beyan ettiklerini, bu şekilde aracın hak sahibine devrini talep ve kabul ettiklerini, yine davanın açılmasına sebebiyet vermemiş olmasına rağmen lehlerine vekalet ücreti ödenmesine karar verildiğini, müvekkilinin mahkemece ödenmesine kabul edilen bedelle aynı değerde bir araç alma imkanı bulunmadığını, bu nedenle aracın karar tarihi itibari ile bedelinin belirlenmesi ve bu bedele hükmolunması gerektiğini, ayrıca yasal faize hükmedildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, araç mülkiyetinin tespiti ve tescili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; karar, davacı ve davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir....
Ancak, davalılar harici takas nedeniyle yapılanmada iyi niyetli olduklarını savunduklarına göre, mahkemece gerçekten bir trampa olup olmadığı ve davacı tarafın davalılara ait taşınmazı tasarruf edip etmediklerinin açıklığa kavuşturulması, davalı tarafa ödenmesi muhtemel bedelin saptanması yönünden önemlidir. Hal böyle olunca; trampa savunmasına konu taşınmaz kayıtlarının getirtilmesi, taraflarla ilgili olup olmadığının tespiti, ondan sonra gerektiğinde yeniden keşif yapılarak trampaya konu taşınmazın kimin tasarrufunda olduğunun belirlenmesi, gerçekten trampa olup olmadığının açıkça tespiti ve yapılanmanın buna dayanıp dayanmadığının duraksamaya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulup ondan sonra hapis hakkı tanınması gerekip gerekmeyeceğinin takdiri, hasıl olacak sonuca göre bir hüküm tesisi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmesi isabetsizdir....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2019/281 ESAS 2020/247 KARAR DAVA KONUSU : Tespit KARAR : İzmir 17.Asliye Hukuk Mahkemesinin 01/12/2020 tarih 2019/281 Esas 2020/247 Karar nolu kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olup dosya heyetçe incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların ortak murisi, anneleri Fatma Ay adına kayıtlı 34 XX 798 plakalı aracın engelli vatandaşlara tanınan ÖTV indiriminden faydanılarak muris adına tescil edildiğini, araç bedelinin davacı tarafından ödendiğini beyanla söz konusu aracın mülkiyetinin davacıya aidiyetinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, araç mülkiyetinin tespiti istemine ilişkindir....
İli, ...İlçesi, Kıbrıs Mahallesi 4876 ada 7 parsel sayılı taşınmazın zeminine 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11/1-g maddesi uyarınca emsalin üstün ve eksik yönleri belirlenip kıyaslaması yapılarak; üzerindeki yapılara ise aynı Kanunun 11/1-h maddesi uyarınca resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülerek değer biçilmesine ve tespit edilen bedelin bloke ettirilerek hükmün kesinleşmesi beklenmeden davalı tarafa ödenmesine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir, Ancak; Tespit edilen kamulaştırma bedelinden acele el koyma bedelinin mahsubuyla bakiye bedelin davalıya derhal ödenmesi ile yetinilmesi gerekirken davalı tarafça alınmadığı taktirde üçer aylık vadeli hesapta en yüksek faiz oranı ile nemalandırılmasına karar verilmesi, Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının;1 nolu bendindeki (almadığı taktirde 3’er aylık vadelerle ve en yüksek faiz getirecekşekilde davalı adına açtırılacak hesaba yatırılması için bankaya yazı yazılmasına) kelimelerinin hüküm fıkrasından çıkartılmasına...