Davalı, mülkiyeti kendisine ait olmayan araç üzerindeki tescil kayıtlarının düzeltilmesi için açılan davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Karayolları Trafik Kanunu'nun 2 nci maddesinde araç sahibi olarak, araç için adına yetkili idarece tescil belgesi verilmiş veya sahiplik veya satış belgesi düzenlenmiş kişi 2012-10503-15339 tanımı bulunmaktadır. Trafik sicilindeki kayıt, araç sahipliğine karine teşkil etmekteyse de; sicil, her zaman gerçek maliki göstermeyebilir. Zira, araç üzerindeki mülkiyet, Karayolları Trafik Kanunu'nun 20 nci maddesi uyarınca noterlikçe düzenlenen satış sözleşmesi ve araç üzerindeki zilyetliğin devri ile başkasına geçer. İşte bu andan itibaren araç sahipliği sıfatı aracı devralan kişiye geçmiş olur....
ve 00901 numaralı araç sipariş sözleşmesinin 6.maddesine göre; araç tesliminin, araç bedelinin ve iç dizayn bedelinin tamamının ödenmesinden sonra gerçekleşeceğinin kararlaştırıldığı, yukarıda 7 numaralı paragrafta belirtildiği üzere tarafların sözleşme serbestisi kapsamında böyle bir düzenleme yapabilecekleri, dosyaya sunulan ödeme belgelerine ve davacının beyanlarına göre, davacının davalıya 315.000 TL ödediği, bakiye kalan 30.000 TL yönünden bir ödemesinin bulunmadığı gibi, sözleşmenin 6.maddesine göre bedelin tamamının ödenmediği durumlarda araç bedelinde meydana gelecek artışlardan da davacının sorumlu olduğu, bu durumda, 6098 sayılı TBK’nın 97.maddesi ve taraflar arasındaki anılan sözleşmenin 6.maddesi gereği davacının araç bedeli ve dizayn bedelinin tamamı olan 345.000 TL’yi ve gecikmeden kaynaklanan bedel farkını ödemeden karşı taraftan aynen ifa talebinde bulunamayacağı anlaşıldığından, davacının terditli taleplerinden ilki olan aynen ifa ve müspet zarar talebi yerinde görülmemiştir...
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/1163 KARAR NO : 2022/725 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : BAYBURT ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 25/06/2020 NUMARASI : 2019/232 ESAS - 2020/167 KARAR DAVA KONUSU : ARAÇ MÜLKİYETİNİN TESBİTİ VE TESCİLİ KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNLARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkil şirketin 2013 yılında davalı şirketten 34 XX 497 plakalı 2013 Model Hyundai İ20 marka beyaz bir otomobili taksitle satın aldığını ancak şirket yetkililerinin karşılıklı güven ve iyi niyetleri nedeniyle aracın devrini gerçekleştirmediklerini, yapılan ödemelere ilişkin 21/02/2013 ile 14/01/2015 tarihleri arasındaki döneme ait 23 adet banka ödeme dekontunun olduğunu, taraflar arasındaki karşılıklı güven ve iyi niyet ilişkisi sebebiyle herhangi bir sözleşme imzalanmamışsa da bu durum hem davalı şirketin eski yetkilisi Ercan Keskin hem de davalı şirketin kimi çalışanları ve müvekkil şirket...
, bu kapsamda aracın davacı tarafından kiraya verildiği için elinden rızası ile çıktığı, aracı satın alan davalının kendisini sahte kimlikle araç sahibi gibi tanıtan kişiyi tanıdığına dair dosya kapsamında delil bulunmadığından iyi niyetli kabul edileceği, ancak verilen sürede davacı tarafından davalının ödediği bedelin yatırılmadığı, bu nedenle araç kaydı ve tescil talebinin dinlenemeyeceği, davacının araç kiralama sözleşmesine göre aylık 400 TL üzerinden kira kaybını davalı alıcı Zeynep ve davalı noterden talep edebileceği gerekçesiyle; araç bedeli, sözleşme, araç kaydı iptali ve tescil taleplerinin reddine, kira alacağı talebinin kısmen kabulü ile 4.000 TL kira alacağının 17.12.2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı ... ve birleşen davada davalıdan müşterek ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin taleplerin reddine, Türkiye Noterler Birliği aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir....
Mahkeme kararı verildiği ve kesinleştiği andan itibaren hüküm doğurmakla tapuya tescil işlemi açıklayıcıdır. Aynı zamanda malikin tasarruf işleminde bulunabilmesi için de tapuya tescil gerekmektedir. Aracın davacı adına tescil edilmeden önceki dönemde davalı T5 adına kayıtlı olduğu polnet kayıtlarından da anlaşılmaktadır. Davacının Mahkeme kararı ile 34 XX 492 Plakalı aracın maliki olduğu açıktır. Ankara 24. İcra müdürlüğü'nün 2018/6757 esas sayılı takip dosyasında ise borçlu T5'nun olması ve araç hakkında ihtiyati haciz ve yakalama tesis edildiği tarihlerde henüz davacı T1 adına verilmiş bir tescil kararı bulunmaması sebebiyle hukuki ihtilaf doğduğu anlaşılmaktadır. Araç T5'nun adına tescilli gözüktüğü için alacaklılar tarafından icrai işlemler dava konusu araç üzerinde tesis edilmiştir. Davalılardan Cem Bülent'in de mahkemeye sunmuş olduğu dilekçesinde açıkça icra dosya borçlusunun kendisinin olduğunu ikrar ettiği görülmektedir....
-KARAR- Davacı vekili, müvekkili şirketin maliki olduğu ... plakalı aracın noterde düzenlenen satış sözleşmesi ile davalı şirkete satıldığını, ancak davalının yasal süre içerisinde aracı tescil ettirmediği için aracın vergi borçlarının müvekkili şirketten talep edildiğini, bu nedenle müvekkili şirketin haciz tehdidi altında bulunduğunu belirterek ... plakalı aracın davalı şirkete ait olduğunun tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı tarafa tebligat yapılmasına rağmen duruşmalara katılmamış ve herhangi bir cevapta vermemiştir. Mahkemece, dava konusu aracın mülkiyetinin noterde yapılan sözleşme ile davalı şirkete geçtiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı taraf vekilince temyiz edilmiştir. Dava noterde satışı yapıldığı iddia edilen motorlu araç mülkiyetinin tespiti istemine ilişkindir. Başka bir anlatımla dava dilekçesinde olumlu tespit talebinde bulunulmuştur. Eda davası açılması mümkün olan hallerde olumlu tespit davası açılamaz....
-KARAR- Davacı vekili, müvekkili şirketin maliki olduğu ... plakalı aracın noterde düzenlenen satış sözleşmesi ile davalı şirkete satıldığını, ancak davalının yasal süre içerisinde aracı tescil ettirmediği için aracın vergi borçlarının müvekkili şirketten talep edildiğini, bu nedenle müvekkili şirketin haciz tehdidi altında bulunduğunu belirterek ... plakalı aracın davalı şirkete ait olduğunun tespitini talep ve dava etmiştir. Davalı tarafa tebligat yapılmasına rağmen duruşmalara katılmamış ve herhangi bir cevapta vermemiştir. Mahkemece, dava konusu aracın mülkiyetinin noterde yapılan sözleşme ile davalı şirkete geçtiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı taraf vekilince temyiz edilmiştir. Dava noterde satışı yapıldığı iddia edilen motorlu araç mülkiyetinin tespiti istemine ilişkindir. Başka bir anlatımla dava dilekçesinde olumlu tespit talebinde bulunulmuştur. Eda davası açılması mümkün olan hallerde olumlu tespit davası açılamaz....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Tarih :28.7.2005 Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 12.8.2004 gününde verilen dilekçe ile mülkiyetin tesbiti, tapu iptali tescil ve haczin kaldırılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 28.7.2005 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekilleri tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı 1/2' şer paylarla babası ... ve amcası ......
Sonuç olarak, davacı tarafça, inançlı işlem iddiasına dayalı olarak araç mülkiyetinin tespiti talepli eldeki dava açılmış ve ispat yükü işbu iddiada bulunan davacı tarafta olup, dosya kapsamındaki mevcut delillere göre davanın davacı tarafça ispat edilemediği anlaşılmıştır....
KARAR Davacı, yabancı uyruklu olup Türkiye’de yaşadığını, araç almak istediğini, yabancı uyruklu olmasından dolayı alım satım işlerinin uzun ve sorunlu olacağı düşüncesiyle, ...plaka sayılı aracı 17.12.2007 tarihinde yetkili bayiden davalı adına satın aldığını, aracın parasını bizzat kendisi ödediğini, taraflar arasında aracın mülkiyetinin kendisine ait olup tarafından kullanılacağı ve talep halinde devrinin üzerine yapılacağı, yapılmaz ise araç bedelinin ödeneceği hususunda inanç sözleşmesi yapıldığını, bir müddet sonra aracın devrini alma isteğini ihtar ile karşı tarafa bildirdiğini, ancak ihtar gereğinin yerine getirilmediğini belirterek araç bedeli olan 33.674,30TL’nin yasal faizi ile davalıdan tahsilini istemiş; birleşen davası ile de, aracın mülkiyetinin aidiyeti ile taraflar arasında aktedilen sözleşmenin 7.maddesinde belirlenen cezai şartın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir....